Kasabanın Derin Sırrı!
Cinayet, petrol, rant, suikast, siyasi çekişme, adam kaçırma... Bunların tamamı, kovboy filmlerinden sahneler değil, Türkiye’nin göbeğinden...
Cinayet, petrol, rant, suikast, siyasi çekişme, adam kaçırma... Bunların tamamı, kovboy filmlerinden sahneler değil, Türkiye’nin göbeğindeki Kırıkkale’ye bağlı Hacılar beldesinde yaşanan olaylar... 29 Mart 2009’da seçilen belediye başkanı öldürüldü, halefi “suikasta azmettirmek”ten tutuklandı, gerginlik sınırda. Bunların nedeni rafineri ve gaz tesislerinden belediyeye yılda gelen 12 milyon lira...
Önder Yılmaz'ın Haberi
Kırıkkale’ye bağlı Hacılar, 4 bin 255 nüfuslu bir Anadolu kasabası. Başta ayçekirdeği olmak üzere tarımla geçinen Hacılar kasabasına, TÜPRAŞ Rafinerisi ve gaz tesislerinden alınan çevre ve emlak vergi gelirleri hayat veriyor. Hacılar, MHP’li Belediye Başkanı Memduh Bodur’un öldürülmesi ve ardından yaşanan skandallarla çalkalanıyor.
Kısa süre öncesine kadar birlikte yaşayan Hacılar halkı şimdi ayrılmış durumda. Bir tarfta MHP, bir tarafta Ak Partililer var gibi görünse de, asıl kavga “rant”tan kaynaklanıyor. Çünkü TÜPRAŞ rafinerisinden belediye kasasına yıllık yaklaşık 7 milyon TL akratılıyor. AkçaGaz, Aygaz, AnadoluGaz, GüneyGaz, BizimGaz, İpraGaz gibi gaz tesislerinden gelen yaklaşık 5 milyon TL ile birlikte oluşan yıllık 12 milyon lira, olayların temelini oluşturuyor. Bu küçük yerleşim yerindeki her aile, çocuğunun 280 kişinin görev yaptığı belediyede çalışmasını istiyor.
Barut fıçısı gibi
Sokaklarını dolaştığımız Hacılar kasabası barut fıçısı gibi... Kahvehaneler, bakkallar, internet kafeler ayrılmış. Kasaba gençlerinden Kenan Karagöz “Aşağı taraf ABD, burası Irak” benzetmesi yaparken, Hakan Tuncel “Üç kardeşim benimle konuşmuyor, yanıma bile gelmiyor” diye isyan ediyor.
Kasabanın yaşlıları ise çarpıcı gerçeği yalın bir çıplaklıkla anlatıyor:
“Huzurumuz kalmadı. Biz yokluktan çarıkla dolaşırdık. Şimdi her şey var ama bu zenginliği paylaşamıyorlar. Napolyon’un dediği gibi ‘para para para’, olay bu.”
İlk cinayet 1993’te
1993’te Belediye Başkanı SHP’li Muhittin Erdoğan’ın rafineri servisleriyle ilgili bir anlaşmazlık nedeniyle cinayete kurban gitmesinden sonra geçen yıl başlayan olaylar silsilesi Haziran 2009’da patlak verdi. Belediye Başkanı MHP’li Memduh Bodur’un öldürülmesi için tutuldukları iddia edilen iki kişi, eylemden vazgeçip polise gitti.
Jandarma ve polise suçlarını itiraf eden O.G. ve A.A., kendilerini azmettiren kişinin ise, Hacılar Belediye Başkan Vekili Erdal Erdoğan olduğunu anlattı.
Savcılık da Erdal Erdoğan, kardeşi Cengiz Erdoğan, Mehmet Çengel, Emre Yönter, Harun Yönter ve Harun Deniz’i ifadeleri alındıktan sonra serbest bıraktı. Ancak 11 Mart’ta belediye işçisi Bülent Koyuncu, Bodur’u sokak ortasında yürürken kafasına ateş ederek öldürdü.
Yerine yapılan seçimde ise Bodur’un koltuğuna oturan kişi, eski koruması ve şoförü, 29 Mart’taki rakibi ve ardından yardımcısı olan Erdoğan’dı. MHP Genel Merkezi’nin cinayet sonrası hazırladığı raporun İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a verilmesinden sonra da küçük kasabada büyük operasyon düzenlendi. Erdoğan, kardeşi ve 3 arkadaşıyla birlikte suikasta azmettirmek” suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.
Bu süreçte anlaşıldı ki, Bodur suikast girişimlerinin ardından Kırıkkale Valiliği’nden tehdit edildiği gerekçesiyle koruma ve silah talep etmiş, valilik ise sadece başvuruyu işleme koymuştu.
Suikast zanlıları O.G. ve A.A’nın “Erdal Erdoğan yaptırmadı” diyerek ifadelerini değiştirmelerine rağmen Erdoğan tutuklanınca, beldede yeniden başkan vekilliği seçimi gündeme geldi. Ancak bir skandal da bu seçim sürecinde yaşandı.
Bu kez adam kaçırma
Başkan ve 9 üyeden oluşan Belediye Meclisi’nden iki kişinin ölüm ve tutuklanma nedeniyle ayrılması üzerine 4’er Ak Partili ve MHP’li önceki gün seçim yapmak için toplandı, daha doğrusu toplanamadı. Çünkü Ak Partili üyelerden Cemal Çetin, bir gün önce bazı kişilerce kaçırıldı. Çetin, kendisi olmadığı sırada yapılan seçimin ardından sağ salim bulunurken, kendisini kaçıran M.K., D.Ö., Y.B. ile H.T. yakalandı. Çetin yaşadıklarını Milliyet’e şöyle anlattı.
“Belediye Meclisi üyelerinin kaçırılacağı halk arasında konuşuluyordu. Ama ben olacağım aklıma hiç gelmedi. Silahlı üç kişi yolumu kesti. Siyah bir Tempra’yla kaçırdılar. Bana ‘Sana zarar vermeyeceğiz. Seçim bittikten sonra bırakacağız. Direnmezsen canın yanmaz’ dediler.
Daha önce karşılaşmıştım bu adamlarla. Telefonla bir yerle konuştular. Birbirlerine ‘Abi yandık kameraya alınmışız. Evlerimizi basmışlar’ dediler. Bana iyi davrandılar. Seçimden sonra beni bıraktılar.”
4 üyeyle seçim
Ak Partililer tarafından Çetin’i kaçırmayı planlamakla suçlanan MHP’li Cengiz Arslan ise iddiaları reddediyor:
“Bu, AKP’lilerin komplosu. Kaçırma olunca suçlu otomatikman biz gözükecektik. Öyle de yaptılar. Biz kimseyi kaçırmadık. Onlar gibi katil de değilim. Koltuk için adam öldürmedik. Mart 2009 seçimlerini kazanmamızı bir türlü hazmedemediler. Kavganın sebebi bu.”
Çetin’in seçime gelmemesi üzerine geçici başkan vekilliği yapan Memduh Bağrıaçık, toplantıya katılan 7 üyeye seçimin 18 Nisan’a ertelendiğini duyuruyor. Ancak MHP’liler seçimin yapılmasını istiyor. Bağrıaçık toplantı kayıtlarını yanına alarak salonu terk ederken, MHP’liler seçimi devam ettiriyor ve Arslan’ı başkan vekilliğine seçiyor.
İki parti de İl Seçim Kurulu’nun kararını beklerken, kasabadaki yoğun güvenlik önlemleri de gözümüzden kaçmadı. Jandarma kasabanın giriş-çıkışlarını kontrol altına almış durumda. Barikat oluşturan jandarma yetkilileri “Kasaba günlerdir yatışmadı. Civar bölgelerden de destek aldık. Sürekli nöbetteyiz” diyor.
Hacılar’ın yaşlıları, “Eskiden yokluktan çarıkla dolaşırdık. Şimdi zenginlik var ama paylaşamıyorlar” diyor.
MHP’li Belediye Başkanı Memduh Bodur’un öldürülmesi üzerine gerilim tırmandı.
Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY-Milliyet