Karayılan haberleri yeni bir Acem oyunu mu?
Murat Karayıla'ın önce yakalandığı, sonra da yakalanmadığı yolundaki haberi yayan İran yeni bir oyun mu oynuyor? İşte cevabı...
Terör örgütü PKK'nın elebaşlarından Murat Karayıla'ın önce yakalandığı, sonra da yakalanmadığı yolundaki haberlerle ilgili tartışmalar sürerken, konuya çarpıcı bir bakış açısı da Yeni şafak yazarı Abdülkadir Selvi'den geldi.
İran'ın bir süredir Suriye konusunda Türkiye'nin izlediği strateji nedeniyle ayağına basmak istediğine dikkat çeken Selvi, Karayılan konusunun da yeni bir Acem oyunu olup olmadığını ele aldı.
İşte Abdülkadir Selvi'nin o yazısı..
Karayılan ve yeni süreç
Dün 14 Ağustos'tu. PKK'nın ilk silahlı eylemini gerçekleştirdiği Şemdinli-Eruh baskınının 27. yılıydı.
Ve biz bütün gün Murat Karayılan'ın yakalandığına ilişkin haberlerle uğraştık.
Kimi kaynaklarımız tereddütle konuştu, kimi devlet adamları, "Henüz teyit edilmedi" dedi. Ama, "Kesinlikle böyle bir şey yok" diyen çıkmadı.
Birkaç kez, "Karayılan yakalandı" haberleri yapıldığı ve hatta, "paketlenip getirildiği" iddia edildiği için de bu kez gerçek bilgiye ulaşmakta güçlük geçtik.
Resmi makamlar tarafından onaylanmasa da, yakalanmış olabileceği yönünde bilgiler vardı.
"Henüz teyit edilmedi" şeklindeki açıklamalar ise, kuşkularımızı arttırmaktan öteye geçmiyordu.
Ve İran...
Bir süredir PJAK'a karşı etkili bir operasyon yapan İran'ın, Kandil'in kendisine bakan yüzünü işgal ettiği ve kalıcı gözetleme kuleleri inşa ettiği biliniyordu.
Karayılan bir süre önce, "PJAK'ı çeker, PKK'yı karşısına süreriz" diye İran'ı tehdit etmişti.
Ama İran'la ilgili bölgeden Karayılan değil, Cemil Bayık sorumluydu.
Sürekli yer değiştirmekle birlikte Karayılan'ın ismi PKK tarihi boyunca İran tarafında pek geçmemişti.
Barzani güçleri ya da Amerikalılarla görüşmeler için kimi zaman Erbil'e indiği ifade ediliyordu. Hatta Erbil'de bir kadınla ilişkisinden bile söz edilmişti.
KARAYILAN ÜZERİNDEN PAZARLIK VAR
Ortada tuhaf bir durum var. Karayılan üzerinden bir pazarlık yürütülüyor. Resmi makamlarımız onaylamıyor ama devletin resmi haber kanalları "Karayılan yakalandı" diyor. Türkiye, İran'a elinde ne olduğunu biliyorum mesajı veriyor. İran ise bir pazarlık stratejisi olarak bu ismi kullanıyor. Bir kez daha, "devletler oyunu" oynanıyor. Bu kez Karayılan üzerinden...
Karayılan, Öcalan'dan sonra örgütü bir arada tutabilen bir isim. PKK'nın şahinleri arasında ismi yer almıyor. Kısmen diyaloğa açık. Kandil-İmralı ekseninin ise, en önemli ismi. PKK'yı Öcalan'ın çizgisinde tutuyor. Kitleler üzerinde Öcalan'ın etkileyici bir gücü var. Sembol bir isim olmanın ötesinde varlığıyla, örgütü bir arada tutabiliyor. Ama cezaevinde olması nedeniyle etkisi sınırlı. Öcalan'ın örgütteki eli, Murat Karayılan...
Bir örgüt liderinin bittiği an, örgütü üzerindeki etkisini kaybettiği andır. PKK, Öcalan'ın aynı zamanda hayat sigortası... Yoksa eski bir örgüt lideri olarak, iki günde tarihin derinliklerine atılır. Örgüt içerisinde Duran Kalkan- Murat Karasu ve Cemil Bayık'ın şahin kanadı temsil ettiği ve kimi zaman dağdaki yöneticilerin Öcalan'ın ötesinde etkiye sahip olduğu biliniyor. Buna Feyman Hüseyin'i de eklemek gerekiyor. Öcalan da örgüt üzerindeki gücünü kaybetmemek için kimi zaman onların eğilimi istikametinde sertleşiyor, bazı durumlarda ise Kandil, Öcalan üzerinde etkili oluyor.
İşte bu trafiğin geçiş noktasını Karayılan elinde tutuyor. Bu trafiğin yönetilmesi önemli, kimin adına yönetildiği ise daha önemli. Aynı zamanda, tesbihin imamesi gibi, örgütü dağıtmadan bir arada tutabiliyor.
İRAN TÜRKİYE'YE PKK ÜZERİNDEN MESAJ MI VERMEK İSTİYOR?
Tüm resmi yalanlamalara rağmen Karayılan konusundaki belirtiler kuşku verici. İran'dan yapılan açıklamalar, bir, "Acem oyunu" ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. İran bir süredir Suriye konusunda izlediğimiz strateji nedeniyle ayağımıza basmak istiyor.
PKK'nın iki numaralı ismini yakaladığını açıklamak suretiyle, Türkiye'ye PKK üzerinden bir mesaj mı verilmek isteniyor, bunu anlamamız lazım.
TÜRKİYE İRAN İÇİN BM'DE RED OYU VERMİŞTİ
Ancak BM'deki İran'la ilgili oylamada tek kalma pahasına, "Ret" oyu kullanan ülkenin Türkiye olduğu unutulmamalı.
Karayılan'ın yakalanması durumunda yepyeni bir durumla karşı karşıya kalacağız. Karayılan'ın yakalanmasıyla birlikte, "İmralı-Kandil" hattı da büyük bir darbe yiyecek. Türkiye'nin Öcalan üzerinden örgütü kontrol etme tezi de büyük bir güç kaybedecek. Ve örgüt içinde başka dengeler ön plana çıkacak. Örneğin Suriye kökenli Feyman Hüseyin ciddi bir güç haline gelecek.
Karayılan gazeteci Hasan Cemal' e verdiği son röportajında, "Seçim sonuçları çok önemli" demişti. Öcalan gibi 12 Haziran 2011 seçim sonuçlarını önemsemişti. Oysa şahin kanadın temsilcilerinden Duran Kalkan, "Kürt halkının kaderini seçim değil, yürüttüğü mücadele belirleyecektir" diyordu.
AK Parti'nin yüzde 50 oy almasını önemsediğini belirtmiş, "Şimdi siyasal irade gerekiyor Kürt sorununu çözmek için. Yüzde 50 oy almış olan bir parti, bir lider bu siyasi iradeyi göstermeli" demişti.
Ayrıca, "2011 çözüm yılı olmalı" demiş,"
1-"Biz artık sorunu şiddetle çözmek istemiyoruz. Silahı devre dışı bırakmak istiyoruz."
2- "Bölücü değiliz. Türkiye'yi bölmek istemiyoruz" şeklinde sıralanan mesajlar vermişti.
PKK konusunda süreçleri doğru okumakta zorlandık. 90'lı yılların başında Öcalan tek yanlı ateşkes ilan edince, çözüm sürecini hızla devreye sokamadık.
Öcalan yakalandığı anda genel af dahil olmak üzere dağdakileri indirecek adımları atamadık. "Son terörist öldürülene kadar mücadele sürecek" dedik. Bu günlere geldik.
Karayılan olayı ile yepyeni bir durumla karşı karşıyayız. Bu süreci doğru okuyup, doğru politikalar geliştirmek ise, "Usta"nın işi. Genelkurmay Başkanı krizini 5 saatte çözebilen Başbakan, yepyeni bir sınavla karşı karşıya....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.