AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Diyarbakır'da bayrağın gönderden indirilmesi olayına ilişkin, "Gezi olaylarında, Ankara Kızılay'da bayrak yakan hainler ile Diyarbakır'da bayrağımızı indiren hainlerin aynı kaynaktan beslenip, aynı amaca hizmet ettiği ortada" ifadesini kullandı.

Kapusuz, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin, Kuzey Irak'tan günlük 100 bin varil petrol akıtmaya başladığı dönemde, Irak'ta Musul, Türkiye'de de Lice olaylarının patlak verdiğine dikkati çekti. Kapusuz, şunları kaydetti:

"IŞİD'in, Musul'daki petrol hattının bir kısmını ele geçirmesi ve orada katliamlar yapması hem insani açıdan hem de bölgesel enerji güvenliği açısından büyük bir tehdittir. Kuzey Irak yönetiminin ve Musul valisinin yardım talebini reddeden Irak Merkezi Hükümeti'nin içeride hiçbir şey yapmayarak, BM'yi ve diğer güçleri göreve çağırması da manidardır. Hem IŞID'i destekleyip hem de dünyaya "benimle değil IŞİD ile mücadele edin" diyen Esed ise bu örgüte 'can simidi' olarak bakıyor."

Dünyanın, Esad'in bu oyununa göz yumduğuna dikkati çeken Kapusuz, şöyle devam etti:

"Ama artık bu oyuna 'dur' demeli. Yani hem IŞİD hem de onun arkasındaki Esed terörü ortadan kaldırılmalıdır. IŞİD'in Kuzey Irak'ta yaşayan Türkmenlere yönelik yaptığı katliamlara karşı elbette Türkiye sessiz kalmayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da oradaki Türkmen soydaşlarımızın arkasında olduğumuz bilinmelidir."

"ÖFKE VE HİDDETE YENİK DÜŞMEYİZ"

Kapusuz, açıklamasında çözüm sürecine yönelik başlatılan eylemlerle ilgili olarak da şu ifadelere yer verdi:

"Edirne'den Kars'a milletin engin sağduyusu ve ortak aklı, devlet aklıyla birleşince çözüm süreci ortaya çıkmıştı. Bu sürecin olumlu etkileri görülmeye başladıktan sonra içerideki ve dışarıdaki bazı çevreler Türkiye'yi bir türlü rahat bırakmadılar. Gezi ve 17 Aralık sürecinde neler yaptıkları ortada. Bu anlamda, Gezi olaylarında Ankara Kızılay'da bayrak yakan hainler ile Diyarbakır'da bayrağımızı indiren hainlerin aynı kaynaktan beslenip, aynı amaca hizmet ettiği ortada. Özellikle Diyarbakır'daki annelerin ezber-bozan eylemi ve oradaki halkın çözüme olan desteği terör örgütü PKK'yı ve onun arkasındaki güçleri rahatsız etti ve Lice'deki bu provokatif olaylar başlatıldı. Burada kimse bizden muhalefet aklıyla hareket etmeyi beklemesin, bizim sırtımızda yumurta küfesi var. Biz evvela millet, sonra devlet aklıyla hareket ederiz. Sorumluların yakasına yapışır ama öfke ve hiddete yenik düşmeyiz. Zira bizim sırtımızda 76 milyonun sorumluluğu var."

"MUHALEFET İÇİN HAKİKAT DEĞİL ALGI ÖNEMLİ"

Muhalefetin, popülist söylemlerle, her hadisede sadece hükümeti suçlamaktan başka bir iş yapmadığını belirten Kapusuz, açıklamasında şunlara yer verdi:

"Muhalefet için hakikat değil algı önemli. Muhalefet bir meselenin özüne değil onun kullanılabilirliğine bakıyor. Mesela Gezi olaylarına tümüyle sahip çıkan CHP, o olaylar sırasında bayrak yakılmasına niye tepki vermedi? Ama görüldüğü gibi biz her iki olaya da de en sert tepkiyi verdik. Muhalefete kalsa çözüm sürecini bitirir ve Türkiye'yi tekrar şiddetin egemen olduğu bir ortama sürükler. Biz bu provokasyonlara ve oyunlara gelmeyiz. İnanın Lice'deki o hain vurulup öldürülseydi, bugün kıyameti koparan CHP, tıpkı Gezi olaylarında bayrağı yakan hainlere karşı hükümeti suçladığı gibi yine hükümeti suçlayacaktı."