“Kapitalizmin sonu mu geldi?”

“Kapitalizmin sonu mu geldi?”

ABD'de yaşanan ekonomik kriz ve Bush Hükümeti'nin 700 milyar dolarlık kurtarma paketi “Kapitalizmin sonu mu geldi?” tartışmasını başlattı.

Dünya liderleri kapitalist sistemi yerden yere vuruyor. Saygın yaygın organlarındaki başyazılarda kapitalizmin geleceği tartışılıyor ve yeni model arayışları gündeme getiriliyor.

Dünyanın ekonomik, siyasi ve askeri anlamdaki süper gücü Amerika'nın tahtı hiç bu kadar kuvvetli sallanmamıştı. Batan bankalar, işsiz kalan binlerce kişi ve Bush yönetiminin ekonomiyi yeniden rayına oturtmak için eşi görülmemiş 700 milyar dolarlık kurtarma paketini onaylatma girişimleri ekonominin babası Adam Smith'in 1776'da Wealth Of Nations ile başlattığı “Kapitalizm ve serbest piyasa ekonomisi en mükemmel sistemdir” ekolünün gözden geçirilmesi gerekliliğini doğurdu.

En büyük darbeyi vurdu

ABD'nin arka bahçesinde olmasına rağmen sosyalizmin kaleleri olan Venezuela, Bolivya, Küba gibi ülkelerin liderleri Amerikan ekonomisindeki krizi büyük bir keyifle izlerken, ABD Hazine Bakanı Hanry Paulson'ın Meclis Başkanı Nancy Pelosi'nin önünde diz çöküp, “Ne olur bu paketin kabul edilmesini sağlayın” sözleri çaresizliğin en büyük göstergesi oldu. Kapitalist sisteme en büyük darbelerden birini de iktidara geldiğinden beri ABD'nin en yakın müttefiki olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy vurdu.

Sarkozy: Yeni sistem kurulsun

Sarkozy, “çılgınlık” olarak nitelendirdiği günümüz kapitalist sisteminin eşitsizliği yaydığını, spekülasyonu teşvik ettiğini ve orta sınıfı bitirdiğini belirterek “Yeni bir kapitalist sistem kurulsun” çağrısı yaptı. Fransız lider, “Piyasalar her zaman haklıdır görüşü artık bitmiştir. Yeni ve ahlaki bir kapitalist sistem kurulması için dünya liderleri İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Bretton Woods'ta olduğu gibi yeniden toplanmalı” dedi.
Alman Ekonomi Bakanı Peer Steinbrück, “Umarsızca kâr peşinde koşmanın getireceği sonuç bundan başkası olamazdı. Yeni bir ekonomik sistem kurulması gerek. Bu sistem tek kutuplu değil, çok kutuplu bir sistem olmalı. ABD, ekonomik süpergüç statüsünü kaybedecek” dedi. ABD'nin en büyük müttefiki İngiltere'nin Başbakanı Gordon Brown da “Dünya küreselleşme çağının ilk gerçek finansal kriziyle karşı karşıya. IMF ve Dünya Bankası yeniden yapılandırılmalı. Dünya finansal sistemi değişmeli” ifadesini kullandı.

Din adamları bile yaşanan krizden kapitalizmi sorumlu tutuyor. Anglikan Kilisesi, “Karl Marx haklıymış. Kapitalist sistem insanlığı bu hale getirdi” açıklamasını yaptı.

Mali kriz kiliseye bunu da dedirtti

Mali krizden kapitalizmi sorumlu tutan Latin solcu liderlere Anglikanlar eklendi. Anglikan Kilisesi Başkanı Williams 'Marx haklı' derken, yardımcısı hisseleri ucuza kapatanları 'banka soyguncusu' diye niteledi.

ABD'deki mali krizden vahşi kapitalizmi sorumlu tutanlar sadece Latin Amerikan solcu liderleri değil. Britanya'daki kilise liderleri, ekonomi politiğe iyi çalıştıklarını kanıtlarcasına, Karl Marx'tan alıntılar yapıp tüm yoksul çocukların ihtiyacı olan paranın 140 katıyla finans kurumlarının kurtarıldığına dikkat çekti. Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez ise, bu kez baş düşmanı ABD Başkanı George W. Bush'a ekonomik sistemdeki sorunları kabul ettiği için Napoliten şarkıyla serenat yaptı: 'Öyle benim gibisin ki!'

Tüm Anglikanların lideri Canterbury Başpiskoposu Rowan Williams, sağcı Spectator dergisinde yayımlanan makalesinde, mali piyasanın sıkı disipline edilmesi çağrısı yaparken, “Tahayyül edilemeyecek düzeyde bir kurmacayla bir o kadar tahayyül edilemeyecek çapta servet elde edildi. Marx varolmayan şeylere gerçeklik, güç ve aracılık atfedilmesiyle vahşi kapitalizmin bir tür mitolojiye dönüştüğünü gözlemlemişti. Başka şeylerde değilse bile bunda haklıydı. Bu putperestliktir” dedi.

York Başpiskoposu John Sentamu, uluslararası bankerlere hitabında, düşen hisseleri ucuza kapatanları 'banka soyguncusu' diye niteledi. Mortgage piyasasına en büyük kredi vericisi HBOS'un açıktan satış yapan simsarlar yüzünden rakibi Lloyds TSB tarafından ucuza kapatılması için “HBOS hisselerini kasten ucuza satıp 380 milyon dolar kazananlar benim için banka soyguncusu ve mal-mülk hırsızıdır” diyen Sentamu, “Serbest piyasa kuralları Alis Harikalar Diyarı'ndan alınmış gibi” diye çıkıştı. Uganda doğumlu başpiskopos, hükümetlerin finans kurumlarını kurtarmak için açtığı yüz milyarlarca dolarlık kurtarma paketleriyle BM'nin 2015 itibarıyla yoksulluğu yarıya indirme fonuna bağış yapılmamasını kıyasladı: “Mali krizin ironilerinden biri yoksullukla mücadelenin başarılabilir olduğunu göstermesi. 6 milyon çocuğun hayatının kurtarılması için sadece beş milyar dolar gerekiyor. Dünya liderleri bankacılık sistemi için bir haftada bunun 140 katı parayı bulabiliyor. Nasıl bize yoksullukla mücadelenin çok pahalı olduğunu söylerler?”

Chavez'den Bush'a serenat

Chavez ise, “ABD Başkanı nihayet kriz yaşandığını ve çöküşün sorumlularının kendileri olduğunu fark etti” dedi. Venezüella lideri, “Aşağı yukarı Bush gibi konuşuyorum. Ne yenilik ama!” esprisinin ardından Bush için Napoliten tarzda bir şarkı tutturdu: 'Öylesine benim gibisin ki!' BM kürsüsünde Brezilya lideri Lula da Silva'nın ekonominin etiğe ihtiyacı olduğu uyarısının ardından Honduras lideri Manuel Zelaya, Bush'un 700 milyar dolarlık paketinin üçte biriyle bile Afrika, Asya ve Latin Amerika'da yoksulluğun sona erdirilebileceğine dikkat çekti. Şili lideri Michelle Bachelet “O paketle açlık sorununu çözebilirdik” diye eşlik ederken, papazlıktan gelme solcu Paraguay lideri Fernando Lugo da mali krizden ahlaksız spekülasyonu sorumlu tuttu.

Kaynak:Haber Kaynağı