'Kandil'e Türk bayrağı dikilmeli'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörün yuvalarının yok edilmesi için ve gelecek tehditlere karşı, öncelikle Kandil'in yerle bir edilmesi ve Kandil'e Türk bayrağının dikilmesi gerektiğini belirtti.
Bahçeli, tehditleri en aza indirmek amacıyla Batı ucu Afrin'i ve Doğu ucu da Kandil'i içine alacak biçimde tesis edilecek hilal şeklindeki güvenlik kuşağının bir an önce hayata geçirilmesini istedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konuları değerlendirdi. Terörle mücadeleden Alevi-Sünni tartışmalarına ve cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında açıklamalarda bulunan Bahçeli, hükümetin politikalarını eleştirdi.
Dışarıda yaşanan olaylara paralel olarak etnik ve mezhep temelli sorunların da arttığını belirten Bahçeli, "Malatya'nın Sürgü beldesinde yaşanan olaylar bunlardan birisidir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimize yönelik saldırı ve tahrik kampanyasının dışarıdaki gelişmelerden bağımsız olarak değerlendirilmesi bugünkü ortamda pek mümkün değildir. Sünni ve Alevi kardeşlerimizi karşı karşıya getirmeye dönük provokasyonların, ülkemizin dirliğini ve milletimizin birliğini sarsmaya dönük ahlaksız bir tertip olduğu gün gibi ortadadır. Yakın bir geçmişte Adıyaman, Erzincan, Gaziantep ve İzmir'de bu minvaldeki teşebbüslerin varlığı hepimizin bilgisi dâhilînde olup hala hafızalarımızdadır. Bu itibarla herkes sağduyulu olmalı ve maksatlı yönlendirmelere kapılmamalıdır." dedi.
"CAMİ-CEMEVİ CEPHELEŞMESİ İÇİN UĞRAŞANLAR EMELLERİNE MUVAFFAK OLAMAYACAKLAR"
Alevisiyle Sünnisiyle milletin bir bütün olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu: "Herkesin inancı saygıdeğer ve eşsizdir. Kimsenin inancı ve inanışı kimseyi ilgilendirmemektedir. Cami-Cemevi cepheleşmesini tesis ve temin etmeye uğraşanlar inanıyorum ki emellerine muvaffak olamayacaklardır. Alevi-Sünni ayrımını kaşıyarak düşmanlık eksenine taşımaya niyetlenen gafillere ve provokatörlere karşı herkes temkinli ve hassas olmalıdır. Komşu coğrafyalardaki mezhep ihtilafının içimizi karıştırmaması konusunda özen ve dikkat gösterilmesi, Türk milletinin her ferdinin sorumluluğu altındadır. Hükümet bu meseleyi geçiştirmemeli, milli ve manevi değerlerimizi alet ederek husumet üreten bedbahtlara mutlaka haddini bildirmelidir. Diğer taraftan, İstanbul Ayazağa ile Muğla Dalyan'daki gerilim bizi bir hayli endişelendirmiştir."
"CUMHURBAŞKANININ İKİ YIL SONRAKİ SEÇİMİ DANIŞMANI İLE DİLE GETİRMESİ ABESLE İŞTİGAL"
Son günlerde çokça tartışılan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili de konuşan Bahçeli, bugünlerde böyle konuların gündeme getirilmesine tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Gül'ün, iki yıl sonraki bir seçim için danışmanı vasıtasıyla görüşlerini belirtmesi, kırgın ve üzgün olduğunu dile getirmesinin abesle iştigal olduğunu savunan Bahçeli, "Bunları ülkemizin içinde bocaladığı sorunların üstünü "güllü şal" ile örtme ve öteleme çabası olarak gördüğümüzü ve bu açıklamaların kayda değer ve makul hiçbir yanı olmadığını ifade etmek istiyorum. Sormak lazımdır ki Sayın Gül, acaba üzülecek ve kırılacak başka bir şey bulamamış mıdır? Madem Başbakan Erdoğan'la kardeşlikten öte bir hukukları vardır, o halde danışmanına söz konusu beyanları neden verdirmiş, böyle bir şeye neden gerek duymuştur? Türkiye'nin bu kadar sosyal, siyasal ve ekonomik problemi varken, Türk milletinin üzerinde bu denli musibet bulutları dolaşırken, Sayın Gül'ün danışmanı aracılığıyla kendi ikbali izdüşümünde üzüntülerini paylaşmasının anlaşılır ve izah edilebilir hiçbir yanı yoktur. Sayın Gül daha ne istemektedir? Daha neyi beklemektedir? Türk milleti kendisini her mevkie taşımış ve en kritik görevlerin emanetini vermiştir. Eğer Başbakan Erdoğan'la bir sorunu var ise bunu gazetelere beyanat verdirerek değil de baş başa konuşması ve çözüm yoluna kavuşturması en tabii yol ve yöntemdir." Bahçeli, cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla alakalı son olarak, Türk milletinin bu kadar sorunu varken; iki yıl sonrası için papatya falı açarcasına Erdoğan mı, Gül mü ikilemiyle meşgul edilmesinin ayıp ve izansızlık olduğunu savundu.
Şemdilli'de yaşananları hatırlatan Bahçeli, PKK'nın iki haftadır ilçede alan hâkimiyeti kurmaya ve kurtarılmış yerler oluşturmaya çalıştığını belirterek, "Önceki gün akşam saatlerinde de Hakkâri-Çukurca karayolu üzerinde bulunan Geçimli Jandarma Karakolu'na 3 ayrı koldan yapılan terör vahşeti sonucunda ne yazık ki 2'si geçici köy korucusu ve 6'sı asker olmak üzere 8 evladımız şehit düşmüştür. Ayrıca, 15 askerimiz, 1 geçici köy korucumuz ve 5 sivil vatandaşımız da yaralanmıştır. Bu hayırlı, mübarek günlerde canımıza, varlığımıza ve bağımsızlığımıza göz diken bölücü hainleri nefret ve şiddetle telin ediyorum. Şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, silah arkadaşlarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum." diye konuştu.
Hem silahlı terörle hem de etnik bölücülükle mücadelede tarihi bir karar arifesinde olunduğunu bildiren Bahçeli, şöyle devam etti: "Konu, bundan böyle milli güvenliğimizi küresel güçlerin keyfine ve müsamahasına bırakamayacak kadar ciddi, vahim ve son derece önemli hal almıştır. Bugünkü kanlı bilançonun siyasi sorumlusu da AKP hükümetinin gevşek, pısırık ve müzakereye kucak açan politikalarından başkası değildir. Kandil'in yerle bir edilmesi ve Kandil'e Türk bayrağının dikilmesi maksadıyla, teröristlerin yuvalandıkları inlerin ve yerlerin yok edilmesi için AKP'nin bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir. Ülkemize yönelen tehditleri en aza indirmek amacıyla; Batı ucu Afrin'i ve Doğu ucu da Kandil'i içine alacak biçimde tesis edilecek hilal şeklindeki güvenlik kuşağı bir an önce sağlanmalı ve icra edilmelidir. Bu itibarla AKP hükümetini tarihi ve vazgeçemeyeceği bir görev beklemekte ve zamanı da artık gittikçe daralmaktadır."
"PKK, VUR-KAÇ TAKTİĞİNDEN CEPHE SAVAŞI POZİSYONUNA GEÇTİ"
PKK'ın artık kurtarılmış toprak parçaları inşa etmeye çalıştığı yerlerde Türk devletiyle cephe savaşı verdiğini savunan Bahçeli, 1990'lı yıllarda Şırnak olduğu gibi, PKK terör örgütünün şehir ele geçirme stratejisi adım adım ilerlediğini ve PKK'nın vur-kaç taktiğinden, doğrudan doğruya Türk ordusuna saldıran bir pozisyona geçtiğini belirtti.
Bahçeli, son olarak şu çağrıda bulundu:
"Terörün kökünü kazımak için Türk devleti tüm milli güç unsurlarıyla devreye girmeli, tam bir dayanışma ve birlik ruhuyla her türlü tavrı almalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, niteliği milli olan her mücadeleye destek olmaya ve Türk milletinin üzerine çevrilen namluyu sahibinin kafasında parçalamak için alınacak her tedbire katkı vermeye hazırdır. Parti olarak olması gereken siyasi ve milli kararlılığın gösterilmesi halinde bunun arkasında duracağımızı herkese duyurmak istiyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.