Ünlü cinayet romanları yazarı Agatha Christie’nin bile hayal edemeyeceği kadar planlı gerçekleştirilmiş Danıştay cinayetiyle ilgili olarak Danıştay davası sanıklarından Süleyman Esen’in avukatı Mehmet Ener, Vakit’e önemli açıklamalarda bulundu. TÜBİTAK raporuyla Danıştay’daki kamera görüntülerinin silindiğinin ortaya çıkmasının ardından konuştuğumuz Ener, kendisinin 2007 yılının Şubat ayında mahkeme heyetinde sunduğu dilekçeyi hatırlatarak, “Biz 2007 Şubat ayında kameraların incelenmesini istemiştik. Ancak mahkeme talebimize olumsuz baktı. O gün hard diskler üzerinde yeterli araştırma yapılsaydı ve mahkeme heyetince incelenseydi bulunduğumuz noktadan çok daha ileri bir yerde olurduk. Ancak bu yapılmadı. Bunun yapılmaması sonucunda zaman kaybıyla birlikte olayın derinliğine ulaşılması da ertelendi. Bugün bunların ortaya çıkması adalet açısından önemli olsa da, geciken adalet adaletsizlik doğuruyor” dedi.

KAMERALAR VE BOMBALAR GÖRMEZDEN GELİNDİ

Soruşturmanın genişletilmesi için 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yaptığı başvuruların tümüyle reddedildiğini hatırlatan Ener, “Cumhuriyet’e atılan ve Ümraniye’de ele geçirilen bombalar konusunda da mahkeme heyetinden inceleme talep ettik. O zaman da bu talebimiz geri çevrildi. Yani aynı kameralar gibi bombaları da görmezden geldiler. Oysa bugün haklı olduğumuz ortaya çıktı” dedi.

GÖRGÜ TANIĞI A.S. DİKKATE ALINMADI

Tanık A.S.’nin de çok hayati bilgilere sahip olduğunu vurgulayan Ener, “11.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ve emniyet tarafından A.S. dinlendi ancak, söyledikleri dikkate alınmadı. Oysa tanık, kanlı baskından bir gün önce Danıştay’ın önünde Arslan’ı iki kişi ile birlikte gördüğünü ifade etmişti. Hatta Arslan’ı teşhis eden tanık A.S., ifadesinde bellerinde silah gördüğünü bile vurgulamıştı. Bu denli önemli bir tanığın söyledikleri ve Arslan’ın yanında kimlerin olduğu araştırılmadı” diye konuştu.

ORDUEVİ VE BANKA ŞUBESİNİN KAMERA KAYITLARI ÇOK ÖNEMLİ

Olaydan bir gün önce ve olay anında Danıştay’a yakın olan bir banka şubesi ile birlikte Merkez Orduevi’nin kameralarının da kayıtta olduğunu öne süren Ener, “Bakın bu çok önemli bir konu. Henüz İstanbul’da görülen davada bu aşamaya gelinmedi ancak o kayıtlarda yer alan görüntüler davanın seyrini değiştirebilir. O kayıtlar hiç incelenmedi. Mutlaka davada incelenmeli ve Arslan’ın yanındaki iki kişiye ulaşılmalıdır. O görüntüler iyi korunmuş ve olay öncesinde Arslan’ın yanındakiler kamera kayıtlarına girmiş ise saldırının arkasındaki güçlere de ulaşılır. Hiçbir ihtimal göz ardı edilmemelidir. Ben illa kayıtlarda çok önemli görüntüler çıkacaktır demiyorum ama çıkacak olması da dikkate alınmalıdır” dedi.

KAN ÖRNEKLERİ İNCELEMESİNDE İHMAL OLABİLİR

Alparslan Arslan’dan alınan kan örneklerinin incelemesi aşamasında ihmallerin olup olmadığının da araştırılması gerektiğini belirten Ener, “Arslan’dan alınan kan örnekleri üzerinde yeterli bir araştırma yapılıp yapılmadığı, ihmallerin olup olmadığı da araştırılmalıdır. Çünkü zihin kontrolü konusunda şüpheler ortadadır. Bugün gelinen noktada olayda karanlık bir noktanın kalmayacağı konusunda umudum arttı ancak en ufak dikkatsizlik süreci tıkayabilir. Çünkü sıradan bir cinayet olayı ile değil, profesyonel bir tertip ile karşı karşıyayız. Menemen’de ortaya konulan format ile Danıştay saldırısı birbirine çok benziyor” diye konuştu.

BABA ARSLAN ‘KAMERALAR’ DEYİNCE UYARILMIŞTI

Duruşma öncesinde ve sonrasında basın mensuplarına açıklamalar yaptığı için 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından o dönem uyarılan ve konuşmaması yönünde telkinde bulunulan Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan ise, “Şimdi neden uyarıldığımı iyi anlıyorum. Çünkü ben sürekli olarak Danıştay ve çevrede bulunan diğer kurum ile işyerlerinin kameralarının da incelenmesini istiyordum. Basına bu yönde açıklamalar yapıyordum. Anlaşılan bu talebim rahatsızlığa yol açmış. Kesinlikle Alparslan olay anında yalnız değildi. Hatta tetiği çeken de o değildi. Bugün diğer kamera kayıtlarına ulaşılırsa olayın aydınlatılacağına inanıyorum” dedi.

ASLAN DEĞİRMENCİ-VAKİT