KALİFORNİYA AYISI
Sosyal Medya Paylaşımları fenomen olan Recai Nurcan bu kez Kaliforniya Ayılarını yazdı
CALİFORNİA BEARS!
…
Çocukken seyrettiğim bir dizi vardı. Dizinin ana teması “Amerikan Futbolu” ile ilgiliydi ve bu filmin içinde “Kaliforniya Ayıları” adında bir takım vardı. Bu ismi ilk duyduğumda çok tuhafıma gitmişti.
…
Çocuk aklımla olsa gerek “Ulan koca koca adamlar, kendilerine ayı diyor” diye düşünmüştüm. Ama dizinin bölümleri ilerledikçe, gördüm ki o koca koca adamlar “ayılıktan” rahatsızlık duyma şöyle dursun; amblemlerini, bayraklarını, tribünlerini, ponpon kızlarını, ayı figürleriyle donatmışlardı.
…
Daha sonraları bu adamları bende sevdim. Nerde bir ayı resmi ya da figürü görsem, artık aklıma o Kaliforniya Ayıları geliyordu. (Hâlâ da öyledir; gerçi ayı lafı duyduğumda ya da herhangi bir ayı figürü gördüğümde, aklıma gelmiyorlar ama; ne zaman “Kaliforniya” lafı duysam ya da bir “Amerikan Futbolu” seyretsem, aklımdalar.)
…
Tabi bu mevzular yıllar öncesine ait mevzulardı.
…
Ya şimdi?
Şimdi, eğer duyduğum ayı kelimesi insan odaklıysa aklıma “Kaliforniyalı Ayıları” yerine, bizim “Türkiş Ayılar” geliyor. -Haşa Huzurdan- fikrim kimseye hakaret etmek filan değil ama; bu işi günümüzde en iyi bu kelime anlatıyor. “Ayı” kelimesi benim için artık; o hırslı, kazanmak için canını dişine takan, başarı odaklı futbol takımı oyuncuları değil; onun yerine, sağa sola rastgele araba park eden, markette bi tık öne geçmek için cambazlık yapan, belediyenin koyduğu “Geri Atık Kazanma” konteynerlerine -üstelik hemen yanında evsel atık konteyneri varken- ekşimiş yemeklerini, banyo atıklarını pervasızca bırakan, toplu taşımalara leş gibi kokusunu yayan, kendini bilmez, elâlemi tanımaz, kişilikler geliyor.
…
Öyle ki; her yerdeler!
Öyle ki; çok fazlalar!
Öyle ki; günümüzde başka başka örnekleri de çok fazla!
…
İşte bunların içinde, sade vatandaş, normal vatandaş-mışız- gibi hayat sürmeye çabalıyoruz.
…
Kalkıp adama desen ki -üstelik en tatlı dilinle desen ki- "Güzel kardeşim bak, belediye ne güzel otopark yapmış, çizgilerini çekmiş, her taraf pırıl pırıl. Sende arabanı şu güzelliğe uydursan da, çizgilerin içine nizami bir şekilde park etsen?"
…
Nasıl bir tepki vereceğini bilen var mı?
Yok!
Benim de bi fikrim yok, ama gene de ufak bir istatistik yapayım, bana hak verenler olacaktır sanırım;
-Adamı en güzel dille de uyarsanız-
Size teşekkür etme ihtimali; % 0
“Tamam kardeşim haklısın” deme ihtimali; % 5
“Tamam” gibisinden başını sallayıp direksiyon başına geçme ihtimali; % 20
“Burası bomboştu kardeşim” deme ihtimâli; % 20
“ Kardeşim yer mi yok, sende ileri park et” deme ihtimali; % 20
“ İşine bak lan” deme ihtimali; % 20
“ Noolmuş park ettimse” deme ihtimali; % 20
“Küfrederek” ve “Karşısındakini tahrik ederek” kendisini savunmaya geçme ihtimali; % 20
…ve arabadan sopa kapıp gelme ihtimali; gene % 20 diyelim…
(Ha unutmadan, telefonla arkadaşlarını olay mahalline davet etme ihtimali de var. Varın gayrı bunun yüzdesini de siz hesaplayın...)
…
Abarttığımı düşünüyorsunuz değil mi?
Aslına bakarsanız -cidden- abartmıyorum. Sadece çektiğim bu fotoğrafın ortamı disiplinli olduğundan anlattıklarım abartı geliyordur. Kuşlar, böcekler, çiçekler... Pırıl pırıl paket taşlar, nizamı otopark çizgileri… Zannedersiniz ki, yüz kişiden bir kişi böyle yapmış ta, adam yazıp duruyor. Walla hiç öyle değil, genele yayarsak.Belki de az bile!
…
Peki nasıl olacak bu iş, nasıl kurtulacak bu millet?
Nasıl, ne zaman bilmem ama; bunun tek çaresi ve tek kelimesi; empati! Toplum, ne zaman empati kurmaya başlarsa, işte o zaman "Yaşasın Biz" diyebiliriz.
Onun da özü "İslâm Dini" tabi.
“Komşusu açken tok yatan bizden değil”se kimden?
Bence “Kaliforniya Ayıları”ndan olmadığı malum!
...
Allah ıslah etsin!
Hayırlı cumalar
…
Recai Nurcan
02 Nisan 2021 Cuma
…
NOT: Emekliliğe hazırlık yazıları yazmaya başladım galiba. Haftaya cam şişeler, plastik şişeler yazısı yazmam umarım... :)
Kalın sağlıcakla
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.