“KADINLAR GÜNÜ” Ama Hangi Kadınların?
Kadınların sorunlarını sendikacı, eğitimci ve anne olan tecrübeli bir isim yazdı.
Allah kâinatı yarattıktan sonra, Hz. Adem’e yarenlik yapsın diye bir elmanın iki yarısı gibi Hz. Havva’yı yarattı. Havva’da hayat bulmaya çalışan KADINLAR…
O gün bugündür kadınlarla ilgili yazılıp çizilmiş, oturumlar düzenlenip tartışılmış ama yine de ona hak ettiği yer bir türlü verilmemiş, buna rağmen birilerinin elinden kurtulup çıkış yolu bulmaya çalışmış KADINLAR…
Allah ve Resulü (sav)önce insana özellikle kadına büyük değer vermiş, Resul-i Zişan Efendimiz evrensel mesajı veda hutbesinde dahi ashabına kadınlarına değer vermelerini söylemiştir.
Ne hazindir ki, kadınlarımız; Allah’ın Kitabının ve Resulullah’ın sünnetinin hala asılı bulunduğu -henüz kalplerimize indiremediğimiz- yerden yeryüzüne inmesini hala bekliyorlar…
Daha doğarken mağlup doğan, dünyanın birçok yerinde erkek egemenliğinin gölgesinde varlık mücadelesi vermeye çalışan KADINLAR…
Gençlik döneminde erkek kardeşine olabildiğince tolerans gösterilip te kendisine son derece katı davranılan bir aile ortamında kişiliğini kaybetmeden, kendini ifade etmeye, bu konuda ekstra gayret gösteren GENÇ KIZLAR…
Bir şekilde evlenip veya zorla evlendirilip, kocası tarafından yaşatılan ekonomik şiddet başta olmak üzere bütün yaşadığı şiddet türlerini göz ardı etmesini isteyip “baba evinden gelinlikle çıktın ancak kefenle gelebilirsin ”veya” o senin kocan, döver de sever de.”gibi son derece zalimane davranarak, zulüm hapishanesinde kocasına ve efradına katlanmak zorunda bırakılan ŞİDDET MAĞDURU KADINLAR…
”Kadın hakları,kadın hakları!!..”diyerek çığırtkanlık yapan ama maksadının tamamen siyasi çıkarlar olduğu daha sonra anlaşılan ”kız çocukları mutlaka okutulmalıdır” deyip te bir taraftan da “senin başın örtülü kızım,bu okulu kazansan da okuyamazsın.”v.b. diye dayatıp çifte standart uygulayıp,bir kısım kız çocuklarının okumalarına izin verip bir kısım kız çocuklarının da tamamen inançları gereği başlarını örttükleri için okumalarına engel olarak geleceklerini mahveden,çağdaş olduklarını söyleyen ama pratikte geri kafalı olan,ikircikli demokrasi çığırtkanlığı yapan kadınların, ZULMETTİĞİ KADINLAR...
Okullarının önlerinde yaz-kış, sıcak-soğuk demeden çoğu zaman kuru ekmeğe talim eden,bir gün okullarına girip sıralarına oturabilecekleri hayallerinin suya düşürülüp bir türlü okullarına alınmayan, gözlerinden akan yaşların bir kurşun misali yüreklerimize saplanan o pırıl pırıl bakışların söndürüldüğü GENCECİK KIZLAR…
Başlık parası adı altında adeta satılan,bazen de öküzlerle takas edilen,evlendiği kişiyi ancak düğün gecesi görebilen,iradesi elinden tamamen alınıp,evin reisi babasına!! Veya erkek kardeşine verilmiş ve bunun da kaderi olduğu için katlanmak zorunda bırakılan BİÇARE KADINLAR…
Temiz saf duygularını-sevgisini aşkını-asla gün yüzüne çıkartamayan, aksi olduğunda da “namus kirlenmesi” olarak değerlendirilerek ruhunu ve beyni bozuk kişilerce hunharca katledilen,töre cinayetine kurban edilen O MASUM KADINLAR…
Özellikle gelir düzeyi ve akıl düzeyi düşük kişilerin daha ilkokula gönderme gereği bile duymadan, çocuklar okumak istediklerini ifade etseler bile buna müsaade edilmeyip,”kaşık düşmanı” diye tabir edilerek o küçücük yaşlarına rağmen acımasızca çalıştırılan ve kazandıklarına el konulan EZİLMİŞ KADINLAR…
Evliliğini devam ettiremeyip ayrıldığında rahata erdiğini düşünen ama topluma çıktığında ”dul kadınsa kötü kadındır.”yaftasına maruz kalan, iş aradığında, ev kiralayacağı zaman ve dahi yolda yürürken bile her türlü tacizkar ifadelerin mubah sayıldığı bir toplumda ayakta kalmaya çalışıp aynı zamanda annelik onurunu koruyan DUL KADINLAR…
Gerçek dışı kadın tabloları getirip her şey güllük gülistanlıkmış gibi göstermenin bir anlamı yok… Gelin bir de bu açıdan bakalım Kadınlar Gününe…
Kadınların hak ettikleri değer, 365 günde sadece bir günün dayatılmasında değil, her gün onlara gerekli ihtimamın gösterilmesindedir.
Baş tacı yapılması gereken kadınlarımızın hak ettikleri yerde olmaları temennilerimle nice yıllara…
Meryem UÇMA
Sendika Yöneticisi
Kaynak: