Güntay Şimşekin yazısı

Uzun bir süredir beklenen kabinedeki bakan değişikliği, Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından yine her kesimi şaşırtacak şekilde gerçekleştirildi. Ancak hükümetteki kabine değişikliğiyle birlikte yürütülen bürokraside yeni isimlerin görevlendirme çalışması da yine aynı hızla devam ediyor. Edindiğim bilgilere göre bu yönde yenilenme veya tazelenme çalışmasını da bizzat Başbakan Erdoğan kabinedeki bakanlardan talep etmiş.  

Bürokrasideki hareketlilik, yeni görev üstlenen bakanların, müsteşar ve genel müdür seviyesinde yapacakları ve yapmayı düşündükleri yeni çalışma arkadaşlarıyla sınırlı kalmayacak. Bürokrasideki değişim, kabinedeki birçok bakanın yakın çalışma ekiplerini yenileme, yer değiştirme yeni isimleri görevlendirme olarak gerçekleşecek.

Başta Milli Eğitim, İçişleri, Sağlık, Ulaştırma, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Tarım, Sanayi ve Ticaret gibi bakanlıklar olmak üzere diğer tüm bakanlıklarda bu yönde çalışmalara yakın bir zaman dilimi içinde şahit olacağız.
Mesela, Başbakan Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşlarından Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bu değişimi başlatan ilk isimlerden birisi olabilir. Ulaştırma Bakanlığı’nda yaptığım sondajlar neticesinde edindiğim izlenim bu yönde.

Kabinenin yeni Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da uzun süre görev aldığı bakanlığı ve icraatlarını yakından takip ettiği için değişimi en hızla başlatacak kabine üyesi olabilir. Zira Yıldız, kiminle nasıl çalışacağını, kime görev vereceğini uzun süredir planlayan ve bakanlıkta acilen yapılması gerekenleri bilen bir isim.    

 TÜİK yanlış hesaplamış olmasın

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre Nisan ayı itibariyle yıllık enflasyon, tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 6,13 artmış, ama üretici fiyatlarında (ÜFE) bir ilk gerçekleşerek gerileme kaydedilmiş.
Gerileme oranı ise yüzde 0,35 olarak tespit edilmiş. Küresel krizin etkisiyle böyle bir tablo mantıklı görülebilir. Ancak TÜFE ile ÜFE arasındaki makas kayda değer bir oran olarak karşımızda duruyor.
TÜİK yetkilileri de durumun farkına varmışlar ve şu izahatı yapmışlar; ‘Kurumun enflasyon hesaplamaları yaptığı tarihten bugüne kadar yıllık bazda eksi rakamına ilk kez Nisan 2009 ayı itibariyle ÜFE'de yüzde 0,35 ile ulaşıldı.’ Demek ki bir tuhaflık var. 
 Merakım şu; Bu oranlar gerçekten doğru mu, yoksa önceden olduğu üzere hesaplamalarda bir yanlışlık söz konusu mu?
 Hatırlayalım; TÜİK’in 5 bin 477 dolar açıkladığı kişi başına gelir hesabına geçen haftanın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, daha fazla olduğunu iddia ederek, karşı çıkmış, ‘Bizim TÜİK yanlış hesaplıyor’ demişti.
 TÜİK, Aralık ayı ve 2008 yılına ilişkin sanayi üretim rakamlarının yüzde 17.6 gerilediğini, ama tekstilde yüzde 40 büyüme oranı olduğunu duyurarak şaşkınlığa sebep olmuştu.
 TÜİK yetkilileri, rakamların sağın soluna bakmadan yaptıkları bu tutarsız açıklama, Referans Gazetesi tarafından tespit edilmişti. Ardından üretimde sert bir düşüş yaşanırken şaşırtıcı olan tekstildeki büyüme rakamı yüzde 23.7 düşüş olarak düzeltilmişti.  TÜİK’in karizması bu şekilde çizildiğinden yukarıdaki rakamlara maalesef kuşkuyla bakıyorum. 

 THY kadrosu aynen devam ama…

Dün Türk Hava Yolları’nın (THY) Olağan Genel Kurulu vardı. Belki de THY tarihinin en dingin genel kurulu oldu. Zira ekonomik krizi rağmen şirket büyümesine devam ediyor. Kar açıklıyor, yeni hatlar açıyor, yeni personel ve uçak alıyor. Alt markalar oluşturuyor, yurtdışında ortaklıklar kovalıyor, üyesi bulunduğu uluslararası kurum ve kuruluşlarda daha etkin rol alıyor.
Durum böyle olunca, THY’nin tepe yönetim ekibi yerini muhafaza ediyor. Değişim konuşulmuyor. Özetle başarının yerini hiçbir şey tutmuyor.  
Sadece benim aylarca önce yazdığım ve o günlerde THY yönetimini net cevap vermediği hatta değişeceği sinyali verdiği Uçuş İşletme Genel Müdür Yardımcısı ayrıldı. Yazdığım üzere önce Başbakanın pilotluğu görevinden alınan Köksal Köktuna, THY’deki görevini de tecrübeli bir isime bırakmış oldu.
 THY uçuş ekibinin senyorita esasına yani kıdeme verdiği öneme binaen Asaf Ahmed Bora görevi üstlendi.