Kabinede Ergenekoncu bakan var

Kabinede Ergenekoncu bakan var

Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, İçimizdeki Gladio İle Yüzleşmek adlı kitabında çarpıcı iddialarda bulundu.

Zaman gazetesi son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Abdülkadir Selvi ile Ergenekon üzerine yankı uyandıracak bir röpotaja imza attı. Selvi, 'Gladio İle Yüzleşmek' isimli kitabında Ergenekon ile ilgili çeşitli iddialar ortaya attı.

 

İŞTE O RÖPORTAJ..

 

Siz bunu yazmasanız biz de haberdar olmayacaktık.

-Belki haberdar olmadığımız daha nice şeyler var.

 

-Bunlar başbakanın yatak odasını dinledilerse cumhurbaşkanınınkini de dinlemişlerdir diyebilir miyiz?

-Onu bilemiyorum tabii. Belki bakanları dinliyorlardır. Erzincan'da bir olay çıktı. Ta Erzincan'dan ulaştırma bakanını, enerji bakanını, İstanbul Büyükşehir başkanını ve başbakanı dinledikleri ortaya çıktı. Şu anda Erzincan'daki yargılamada siz başbakanı neden dinlediniz diye tek bir soru sorulmadı.

 

ERGENEKON KENDİNİ UYUTMAYA ALDI

 

-Bu da Ergenekon'un hala etkin olduğunu göstermiyor mu?

-Bu Ergenekon hala etkin. Ergenekon hala delilleri yok etmeye çalışıyor. Ergenekon bazı hücrelerini koruyabilmek adına dinlenmeye, uyutmaya aldı. Ama diğer bölümleriyle kıran kırana bir mücadele veriyor.

 

-Başbakana yönelik güvenlik zafiyeti bitti mi acaba?

-Öyle bir şey diyebilmek için Türkiye'de Ergenekon'un olmaması lazım. Ve Türkiye'de biliyorsunuz iki ay önce başbakan yardımcısına yönelik bir suikast girişimiyle ortaya bir şey çıktı. Buna da kitapta yer verdik. Başbakan yardımcısına suikast için o ekiplerin orada olmadığı, bu ekiplerin uzun bir süredir dinleme ve görüntü alma çalışması yürüttükleri tespit edildi. Bunun sadece Bülent Arınç'la sınırlı kalmadığı, hedef seçilen bakanlara yönelik de bu tür bir faaliyetin olduğu artık biliniyor. O nedenle başbakan dinlenmiyor, cumhurbaşkanı dinlenmiyor diyen bu ülkede yaşamıyor demektir.

 

AKP'DE BİR KESİM ERGENEKONDAN RAHATSIZ

 

-Turhan Çömez'i bir kenara bırakırsak Ak Parti kendi içindeki Ergenekoncuları tamamen tasfiye edebildi mi?

-Ak Parti'nin içerisinde bir kesimin Ergenekon operasyonlarından dolayı rahatsız olduğunu biliyorum. Hatta Ergenekon'la ilgili haberler yapıp, yazılar yazan arkadaşlarımızdan da bazı AK Partililerin bunlar başımıza iş açacaklar, bizi askerle kavgalı hale getiriyorlar diye rahatsız olduklarını duyuyorum. Tasfiye edilmediler. Turhan Çömez kendisini çok fazla deşifre etti. O zaten kendisini tasfiye etti. Ama asıl önemli, sürekli sistemli çalışanlar bu ilişkilerini sürdürüyorlar.

 

-Bunlar milletvekili düzeyinde mi, delege düzeyinde mi, il başkanı düzeyinde mi?

-Ben bakan düzeyinde de olabileceğini düşünüyorum. Bu Ergenekon işinin üzerine gidilmesinden rahatsız olan bazı bakanların varlığı da kulağımıza geliyor.

 

-Yok daha neler!

-Şundan dolayı. Hatırlarsanız özel kuvvetlerle ilgili konu Bülent Ecevit'e gelince, Kemal Yamak dedi ki, senin partinde de olabilir. Ama sen onu bilmezsin. Yani bunlar Ak Parti'de milletvekili olmadan, bakan olmadan önce değişik işlerde, emniyet müdürü, avukat, eczacı, doktor olarak görev yaparken bir takım yapılanmaların içerisine Seferberlik Tetkik Kurulunun, gayri nizami harp unsurlarının içerisine girmiş, ama daha sonra siyasette etkin bir konuma gelmiş olabilirler. Şunu görüyorum, özellikle sekiz on kişilik bir milletvekili grubu ciddi olarak Ergenekon operasyonlarından rahatsız. İçerisinde bakanlar da var, eski bakanlar da var. Yani Ak Parti kendi içerisindeki Ergenekoncuları tam olarak tasfiye etti diyemem.

 

-Şimdi tabii üfürmemek lazım. Bunları sağlam bilgilerle konuşulması lazım.

-Tabii en kolay şey insanlara Ergenekoncu demek. Bunun aynı zamanda tutarlı olması lazım.

 

-Öyleyse size neden inanalım?

-Ben şunu görüyorum, Ergenekon sürecinde çoğu zaman başbakanın partisi içerisinde yalnız kaldığı, kimi zaman başbakanın etrafında "biz gereğinden fazla toplumu gerdik, gereğinden fazla bir takım askerlerin üzerine gittik. Bu askerle birileri bizi kavga ettiriyorlar. Bunlar yanlış şeyler" diye telkinlerde bulunanlar olduğunu biliyoruz. Bunların tabii doğrudan işte ben Ergenekon'u savunuyorum diye böyle bir telkinde bulunmasını beklemiyorum. Ama en masumane yapılacak şey budur. Çok fazla üzerlerine gitmeyelim. Askeri tahrik etmeyelim. Askerle kavga etmeyelimdir. Bu da zımnen Ergenekon'dan rahatsız olduğunu ortaya koyar benim açımdan.

 

HANGİ PARTİDEN OLDUKLARINI BİLMİYORUM

 

-Ama bunların ille de Ergenekoncu olduğunu göstermez.

-Hâkim Kadir Kaya'nın elinde gayri nizami harp unsurlarında, seferberlik tetkik kurulunda görev almış, şu anda siyasette olan birilerinin olduğuna tespitlerinin bulunduğunu duyuyorum. Ama bunların kim olduğunu, hangi partiden olduğunu bilmiyorum ve bu listeyi görmedim.

 

Ergenekon operasyonu olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan bugün hayatta olmayabilirdi.

 

-Peki mesela başbakana bunu sorduk. Ne der?

-Bilemiyorum. Ergenekon'a karşı en ciddi siyasi mücadeleyi yürüten bir siyasi kadro bunlar. Bu siyasi kadronun işte Ergenekoncular da var içlerinde diye damgalanması tabii hiç hoşuna gitmez. Ama şunu görüyoruz ki Ak Parti'de de bakan düzeyinde de bir kafa karışıklığı var. Ergenekon operasyonundan dolayı rahatsız olan bir kesim var. Burada hâkim Kadir Kaya'nın Seferberlik Tetkik Kurulunda yaptığı incelemelerde kırmızı, sarı, beyaz listelere ulaşıldığı, bu listelerde de şu anda siyasette ve sivil toplumda çok önemli mevkilerde olan bazı isimlerin yer aldığı şeklinde Ankara'da ciddi mekânlarda konuşmalar yapılıyor. Eğer bugün Recep Tayyip Erdoğan Ergenekon'a karşı bu kararlı mücadeleyi vermeseydi bugün kendisinin hayatı konusunda ciddi endişelerimiz olması gerekirdi. Bazı yerlerde Özel Kuvvetler'den insanların eğittiği, cunta elemanlarının hedef tahtasına başbakanın resmini koyarak atış yaptıklarını biliyoruz. O nedenle diyorum ki, Ergenekon operasyonu olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan bugün hayatta olmayabilirdi.

 

BİR NUMARA KİM?

 

Şu bir numara işini çözebildiniz mi?

-Bir numaranın Türkiye ile ilgili uzun vadeli hesapları olan bir ülkenin( O ülke ABD değil) istihbarat servisinin yöneticisi olduğunu biliyoruz. Bendeki bilgiler o yönde. Onun bu Ergenekon operasyonu başladıktan sonra Türkiye'den ayrıldığı, bunun yerine Türkiye'de bu görevi çok ünlü bir işadamının yürüttüğü söyleniyor.

 

-Bedrettin Dalan mı?

-Hayır. O değil. O Bedrettin Dalan değil. (NA not: Bir isim veriyor ama bunu belgesiz yazamayacağımızı konuşuyoruz.)

 

-Ergenekon bütün pisliklerine rağmen gazeteciler için bir gelir ve kariyer mevzuu oldu.

-Ergenekon'un ekmeğini yiyoruz! Ergenekon aslında bizim yüzümüze tutulan bir aynaydı. Ben Sivaslıyım. Bizim Sivas'ta Alevi-Sünni olayı çok şiddetli yaşandı biliyorsunuz. Şunu gördüm, geçmişte Ergenekon'un mağduru olan insanlar Ergenekon'la ilgili ya da Gladio'nun mağduru olan insanlar, kesimler bu sorgulama süreci başlayınca bir kafa karışıklığı içerisine girdiler. Hatta suikast listelerinde Alevi önderler bile çıkmasına rağmen bir kısmı kendi cellâdına âşık olur gibi Ergenekon'un arkasında durdular. Bu bana çok tuhaf geldi. Yani ben biraz da bu işi incelemeye oradan başladım. Geçmişte Ergenekon türü yapılanmaların doğrudan mağduru olmuş siyasiler ihtilallere maruz kalmışlar. Ama sonra Ergenekon'la ilgili konu ciddi bir yüzleşmeye gelince tam ters cephede yer aldılar. Ben bu çelişkiyi çözemedim. Biraz dedim araştırayım. Bu vatanseverleri mercek altına almam da belki tam bağlantılı değil ama sizinle paylaşmak istedim. Mesela Mersin'de karışıklıklar oluyor. Mersin'de niye karışıklıklar oluyor diye baktığımda Mersin'de daha sonra ortaya çıktı, silah üzerinde yeminlerin ettirildiği bir hücre yapılanması başlamış. Yani tesadüfî olmamış. Sonra baktım Diyarbakır'da karışıklıklar var. Tesadüfî olmamış. Ve Mersin'de ve Diyarbakır'da o da sorulmadı, bayrak yürüyüşleri yapıldı. Burada diyorlar ki, bu bayrak yürüyüşlerine 4 bin asker gelecek. Sivil giyinecekler ve bu yürüyüşte yer alacaklar. Hiç kimse dönüp oradaki kolordu komutanına, ordu komutanına, oradaki birliklere böyle bir hadise oldu mu, askerler sivil giyinip oradaki yürüyüşe katıldılar mı diye sormadılar. Bir başka şey, bunlar ticari olarak vatanseverler marketler zinciri kurmayı planlıyorlar. Ve buradan Kürtlere satış yapmayacağız, diye karar alıyorlar. Yani bu kadar tehlikeli bölücülük bu.

 

-Kitapta Özden Örnek ve Balbay günlüklerinden bir bölümü de almışsınız. Neden?

-Yaklaşık üçte birini aldık. O dönemlerde normal şeyler yaşanmadı. O dönemler biz bu çetelerle uğraşırken asıl karargâhta da bunlar pişiriliyormuş. Orayı da görün diye aldım. Balyoz operasyonuyla birinci ordudaki yapılanma, darbe hazırlığı ortaya çıkarıldı ama şimdi Vatanseverler, Atabeyler, Saunaların ve daha bilmediklerimiz burayla, birinci ordu ile bağlantılı değil, daha çok Ankara ile bağlantılı. Ankara'da karargâhla bağlantılı kimler çalıştı, hangi yapılanmalar bu daha ortaya çıkmadı.


 

Etiketler :