JİTEM'in varlığı belgelerle ortada
TSK inkar ediyor ama belgeler JİTEM'in var olduğunu gösteriyor.
Genelkurmay ve Jandarma, JİTEM'in varlığını ısrarla inkâr ediyor. Ancak resmî ve 'gizli' belgelerle emekli generaller ve albayların ifadeleri, JİTEM'in varlığını ortaya koyuyor.
JİTEM, diğer ismiyle Jandarma İstihbarat Grup komutanlıkları yıllardır Türkiye'nin gündeminde. Varlığı dahi inkar edilen JİTEM'e ait bazı belge ve ifadeler yakın zamanda ortaya çıktı.
Bu kanıtlardan biri Jandarma Genel Komutanlığı Plan Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Canfer Balçık imzalı 11 Kasım 1993 tarihli belge.
'Gizli' ibareli belgede JİTEM'in 27 Ağustos 1987 tarihinde kurulduğu belirtiliyor. Süreç şöyle anlatılıyor: "27 Ağustos 1987 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na bağlı olarak Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı (JİTEM) kurulmuştur. Başlangıçta üç timi kurulu, (Mardin, Silopi, Batman) dört timi sonradan kurulacak statüde göreve başlamış ve Batman, Siirt, Şırnak ve Mardin faaliyet alanı olarak belirlenmiştir. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele timleri, 14 Eylül 1987 tarihinde Jandarma Asayiş Komutanlığı Harekât komutasına, Kasım 1988'de de emrine verilmiştir."
Belgenin altında imzası bulunan Kurmay Binbaşı Canfer Balçık, albay rütbesi ile emekli olduktan sonra emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün bir dönem yayın kurulu başkanı olduğu Yeni Batı Trakya Dergisi'nde yayın kurulu üyeliği yaptı. Balçık, 2007'de Trabzon'da milletvekili aday adayı oldu ancak MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından listeye alınmadı.
JİTEM'in varlığına ilişkin askerî belgelerin yanı sıra mahkeme tutanakları da var. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Güneydoğu'da adam kaçırma, cinayet ve patlayıcı madde kullanma gibi çeşitli suçlara karıştıkları iddia edilen 10 PKK itirafçısının yargılandığı davanın iddianamesini hazırlayan Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Nihat Özcan'ın 2004 yılında hazırladığı iddianamede JİTEM'e vurgu yapılmıştı.
PKK itirafçılarının işlediği suçlarla ilgili savcı, mütalaasında, JİTEM'i askerî bir birim olarak niteliyor: "Sanıkların suç tarihinde JİTEM görevlisi olduklarının anlaşıldığı, JİTEM'in Jandarma İstihbarat'ına bağlı olarak faaliyette bulunduğu, sanıkların bu durumda suç tarihinde askeri şahıslar oldukları nedeniyle asker şahısların işlemiş oldukları suçlardan dolayı askeri mahkemede yargılanmaları gerektiği..."
JANDARMA: İTİRAFÇILAR ASKERî PERSONEL
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Şubat 2006 tarihli kararında savcının mütalaası doğrultusunda JİTEM elemanlarının askerî personel olduğuna hükmederek dosyayı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderdi.
Davaya bakan askerî mahkeme, 20 Eylül 2006'da Jandarma Genel Komutanlığı'na gönderdiği yazıda, suçlanan JİTEM elemanlarının suç tarihinde askerî personel olup olmadıklarını sordu. Jandarma'dan askerî mahkemeye gönderilen 20 Ekim 2006 tarihli cevapta, cinayet ve bombalama gibi çok sayıda suçtan yargılanan 5 JİTEM elemanının askerî personel olduğu kabul edildi.
Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanı Tuğgeneral Vahdettin Bereceli imzalı belgede, şüpheliler Adil Timurtaş ve Recep Tiril'in işçi, Ali Ozansoy, Abdülkadir Aygan ve Fethi Çetin'in ise memur olarak Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı bünyesinde çalıştıkları belirtildi.
ARİF DOĞAN: JİTEM'İ VELİ KÜÇÜK'E DEVRETTİM
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Albay Arif Doğan, savcılıktaki ifadesinde JİTEM'le ilgili çarpıcı bilgiler verdi.
Adı yıllardır JİTEM'le anılan Doğan, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nı kurarak 8 yıl boyunca OHAL bölgesinde görev yaptığını, 1990 yılında grup komutanlığını Küçük'e devrettiğini söyledi:
"Genelde görev alanım Doğu ve Güneydoğu'ydu. Aslında Türkiye geneliyle alakalı görev yapmaktaydım. 1990'da Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı görevimi Veli Küçük'e devrettim. Bu sırada yarbay olarak görev yapıyordum. Görev alanımız Türkiye geneliydi. Küçük ise albaydı. Ankara'daki Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na bağlı olarak görev yaptık. JİTEM'in açılımı Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele'dir. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nda görev yapmam sebebiyle bazı belgeleri depoda arşivledim."
VELİ KÜÇÜK: ÇALIŞTIĞIM BİRİM JİTEM OLARAK BİLİNİR
Ergenekon soruşturması çerçevesinde 2008 yılının Ocak ayında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, hakime verdiği ifadede, JİTEM'in kurucusu olduğunu itiraf etti.
İnkar edilen bu örgüt Küçük'ün ifadesiyle ilk kez kurucuları tarafından sahiplenilmiş oldu.
Küçük, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Nöbetçi Hakim Sedat Hami Haşıloğlu'na verdiği ifadede, evinde yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerle ilgili şunları dile getiriyor:
"Ben Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nı kurdum. Halk arasında bu, JİTEM olarak bilinir. Kanunda yeri olan bir birimdir. Bu birimin çalışmaları yapılmıştır. Ve bu bende bir meslek ranatsızlığı olarak niteleyebileceğim arşivleme hastalığından dolayı, bana görev sırasında değişik yerlerden ulaşan belgeleri bir şekilde dosyalayarak muhafaza ettim."
Yine emekli Orgeneral Necati Özgen, geçtiğimiz ay katıldığı bir televizyon programında JİTEM'in varlığını kabul ederek, "JİTEM de subay. JİTEM denilen insanlar da subay. Subay, yemek yediği, suyunu içtiği yere ihanet edebilir mi?" demişti.
Mazlum-Der MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Başkanı Av. Selahattin Çoban:
Bölge yıllardır bu yapıdan muzdarip. JİTEM kabul edilmese de yıllarca kontrgerilla mücadelesi yürütmüş.
Kurucuları bile JİTEM'in varlığını kabul ediyor. Yine JİTEM'de çalışmış, PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın maaş bordrosu var. Dolayısıyla inkar etsen de bu yapının var olduğu bir vakıa.
Ayyuka çıkmış bir şeyi gizlemenin, inkar etmenin bir mantığı yok. Kendini temize çıkarmak istiyor. 'Suça bulaşmamış' mesajı vermek istiyor. Bunlar doğru değil, yüzleşmek gerekiyor doğrularla. Hesabının verilmesi gerekir. Çünkü insanlar kaçırılıp sorgusuz sualsiz infaz edildi. Faillerin bulunması için yapının deşifre edilmesi ve sorumlularının hesabını vermesi gerekir. İnkar edilecek bir boyutu kalmamış JİTEM'in.
Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar: Organize bir suç örgütüdür. JİTEM adlı bir örgütün olduğu açıktır. Ama Genelkurmay Başkanlığı, onun olmadığını söylüyor. Kendini sıyırmaya çalışıyor. Kaos planında olduğu gibi. 'Varsa böyle bir oluşum bu yasadışıdır, bizim ilgimiz yok' demek istiyor. JİTEM, bir suç örgütüdür.
Herhangi bir hukuka kendini bağlı hissetmemiş ve yüzlerce suç işlemiş. Bu suçlar iddianamelere girmiştir. Bu nedenle Genelkurmay'ın 'yok demesi' çok önemli değildir. JİTEM davası şimdi olması gereken yere gitti. Suç örgütünün yargılanma yeri özel yetkili ağır ceza mahkemesidir.
Ancak bu haliyle sonuç çıkması zor görünüyor. Sanıkların beyanları alınmalı. Sanıkların kaçak, yakalanmadığı bir ortamda davanın ilerleme şansı yok. Bunların tutuklu yargılanması gerekiyor. Delilleri karartma ve kaçma şüphesi var.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış: Bir şeye 'yok' demekle yok olmuyor
İsmine JİTEM demezsin de başka bir şey dersin. Burada önemli olan kamuoyunun nasıl algıladığıdır. Varlığını herkes biliyor.
İcraatları var, faili meçhuller var. Yoksa Doğu ve Güneydoğu'daki faili meçhulleri kim işledi? Varlığını herkes biliyor. Bir şeye yok demekle yok olmuyor. Nitekim o dönemde de Jandarma Genel Komutanlığı Susurluk Araştırma Komisyonu'na gönderdiği bir yazı ile 'JİTEM diye bir kuruluş yoktur' diye bildirmişti. Ama JİTEM'in varlığını dünya alem biliyor. Nitekim resmi kayıt ve evraklar da var. Para ödenmiş, takdirler verimli maaş bordroları var. O tarihlerde JİTEM'e bağlı çalışan Binbaşı Cem Ersever'in açıklamaları ve kitapları ortada. Geçmişte bununla uğraşanlar var diyor.
Avukat Tahir Elçi: Belge var, inkâr etmek anlamsız
JİTEM'ın varlığı, TBMM araştırma komisyonlarının raporlarında ve savcıların iddianamelerinde yer alıyor. Ayrıca Ergenekon'un dava dosyasındaki CD'lerde JİTEM'le ilgili imzalı belgeler mevcut. Kurucularından Albay Arif Doğan da 'ben kurdum, sonra Veli Küçük'e devrettim' diyerek varlığını kabul ediyor. Bu durumda söz konusu suç örgütünün varlığını inkar etmek bir anlam ifade etmiyor. Karşımızda cinayetler işleyen, sorgulayan muazzam bir suç örgütü var.
Adaleti Savunanlar Derneği Bursa Şube Başkanı Arif Çelenk:Güneydoğu'da JİTEM elemanlarının işlediği cinayetler insanın kanını dondururken, Genelkurmay'ın 'bizde JİTEM yok' açıklamasına gülmek lazım.
ZAMAN
Bu kanıtlardan biri Jandarma Genel Komutanlığı Plan Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Canfer Balçık imzalı 11 Kasım 1993 tarihli belge.
'Gizli' ibareli belgede JİTEM'in 27 Ağustos 1987 tarihinde kurulduğu belirtiliyor. Süreç şöyle anlatılıyor: "27 Ağustos 1987 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na bağlı olarak Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı (JİTEM) kurulmuştur. Başlangıçta üç timi kurulu, (Mardin, Silopi, Batman) dört timi sonradan kurulacak statüde göreve başlamış ve Batman, Siirt, Şırnak ve Mardin faaliyet alanı olarak belirlenmiştir. Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele timleri, 14 Eylül 1987 tarihinde Jandarma Asayiş Komutanlığı Harekât komutasına, Kasım 1988'de de emrine verilmiştir."
Belgenin altında imzası bulunan Kurmay Binbaşı Canfer Balçık, albay rütbesi ile emekli olduktan sonra emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün bir dönem yayın kurulu başkanı olduğu Yeni Batı Trakya Dergisi'nde yayın kurulu üyeliği yaptı. Balçık, 2007'de Trabzon'da milletvekili aday adayı oldu ancak MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından listeye alınmadı.
JİTEM'in varlığına ilişkin askerî belgelerin yanı sıra mahkeme tutanakları da var. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Güneydoğu'da adam kaçırma, cinayet ve patlayıcı madde kullanma gibi çeşitli suçlara karıştıkları iddia edilen 10 PKK itirafçısının yargılandığı davanın iddianamesini hazırlayan Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Nihat Özcan'ın 2004 yılında hazırladığı iddianamede JİTEM'e vurgu yapılmıştı.
PKK itirafçılarının işlediği suçlarla ilgili savcı, mütalaasında, JİTEM'i askerî bir birim olarak niteliyor: "Sanıkların suç tarihinde JİTEM görevlisi olduklarının anlaşıldığı, JİTEM'in Jandarma İstihbarat'ına bağlı olarak faaliyette bulunduğu, sanıkların bu durumda suç tarihinde askeri şahıslar oldukları nedeniyle asker şahısların işlemiş oldukları suçlardan dolayı askeri mahkemede yargılanmaları gerektiği..."
JANDARMA: İTİRAFÇILAR ASKERî PERSONEL
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Şubat 2006 tarihli kararında savcının mütalaası doğrultusunda JİTEM elemanlarının askerî personel olduğuna hükmederek dosyayı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderdi.
Davaya bakan askerî mahkeme, 20 Eylül 2006'da Jandarma Genel Komutanlığı'na gönderdiği yazıda, suçlanan JİTEM elemanlarının suç tarihinde askerî personel olup olmadıklarını sordu. Jandarma'dan askerî mahkemeye gönderilen 20 Ekim 2006 tarihli cevapta, cinayet ve bombalama gibi çok sayıda suçtan yargılanan 5 JİTEM elemanının askerî personel olduğu kabul edildi.
Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanı Tuğgeneral Vahdettin Bereceli imzalı belgede, şüpheliler Adil Timurtaş ve Recep Tiril'in işçi, Ali Ozansoy, Abdülkadir Aygan ve Fethi Çetin'in ise memur olarak Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı bünyesinde çalıştıkları belirtildi.
ARİF DOĞAN: JİTEM'İ VELİ KÜÇÜK'E DEVRETTİM
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Albay Arif Doğan, savcılıktaki ifadesinde JİTEM'le ilgili çarpıcı bilgiler verdi.
Adı yıllardır JİTEM'le anılan Doğan, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nı kurarak 8 yıl boyunca OHAL bölgesinde görev yaptığını, 1990 yılında grup komutanlığını Küçük'e devrettiğini söyledi:
"Genelde görev alanım Doğu ve Güneydoğu'ydu. Aslında Türkiye geneliyle alakalı görev yapmaktaydım. 1990'da Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı görevimi Veli Küçük'e devrettim. Bu sırada yarbay olarak görev yapıyordum. Görev alanımız Türkiye geneliydi. Küçük ise albaydı. Ankara'daki Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na bağlı olarak görev yaptık. JİTEM'in açılımı Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele'dir. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nda görev yapmam sebebiyle bazı belgeleri depoda arşivledim."
VELİ KÜÇÜK: ÇALIŞTIĞIM BİRİM JİTEM OLARAK BİLİNİR
Ergenekon soruşturması çerçevesinde 2008 yılının Ocak ayında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, hakime verdiği ifadede, JİTEM'in kurucusu olduğunu itiraf etti.
İnkar edilen bu örgüt Küçük'ün ifadesiyle ilk kez kurucuları tarafından sahiplenilmiş oldu.
Küçük, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Nöbetçi Hakim Sedat Hami Haşıloğlu'na verdiği ifadede, evinde yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerle ilgili şunları dile getiriyor:
"Ben Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nı kurdum. Halk arasında bu, JİTEM olarak bilinir. Kanunda yeri olan bir birimdir. Bu birimin çalışmaları yapılmıştır. Ve bu bende bir meslek ranatsızlığı olarak niteleyebileceğim arşivleme hastalığından dolayı, bana görev sırasında değişik yerlerden ulaşan belgeleri bir şekilde dosyalayarak muhafaza ettim."
Yine emekli Orgeneral Necati Özgen, geçtiğimiz ay katıldığı bir televizyon programında JİTEM'in varlığını kabul ederek, "JİTEM de subay. JİTEM denilen insanlar da subay. Subay, yemek yediği, suyunu içtiği yere ihanet edebilir mi?" demişti.
Mazlum-Der MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Başkanı Av. Selahattin Çoban:
Bölge yıllardır bu yapıdan muzdarip. JİTEM kabul edilmese de yıllarca kontrgerilla mücadelesi yürütmüş.
Kurucuları bile JİTEM'in varlığını kabul ediyor. Yine JİTEM'de çalışmış, PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın maaş bordrosu var. Dolayısıyla inkar etsen de bu yapının var olduğu bir vakıa.
Ayyuka çıkmış bir şeyi gizlemenin, inkar etmenin bir mantığı yok. Kendini temize çıkarmak istiyor. 'Suça bulaşmamış' mesajı vermek istiyor. Bunlar doğru değil, yüzleşmek gerekiyor doğrularla. Hesabının verilmesi gerekir. Çünkü insanlar kaçırılıp sorgusuz sualsiz infaz edildi. Faillerin bulunması için yapının deşifre edilmesi ve sorumlularının hesabını vermesi gerekir. İnkar edilecek bir boyutu kalmamış JİTEM'in.
Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar: Organize bir suç örgütüdür. JİTEM adlı bir örgütün olduğu açıktır. Ama Genelkurmay Başkanlığı, onun olmadığını söylüyor. Kendini sıyırmaya çalışıyor. Kaos planında olduğu gibi. 'Varsa böyle bir oluşum bu yasadışıdır, bizim ilgimiz yok' demek istiyor. JİTEM, bir suç örgütüdür.
Herhangi bir hukuka kendini bağlı hissetmemiş ve yüzlerce suç işlemiş. Bu suçlar iddianamelere girmiştir. Bu nedenle Genelkurmay'ın 'yok demesi' çok önemli değildir. JİTEM davası şimdi olması gereken yere gitti. Suç örgütünün yargılanma yeri özel yetkili ağır ceza mahkemesidir.
Ancak bu haliyle sonuç çıkması zor görünüyor. Sanıkların beyanları alınmalı. Sanıkların kaçak, yakalanmadığı bir ortamda davanın ilerleme şansı yok. Bunların tutuklu yargılanması gerekiyor. Delilleri karartma ve kaçma şüphesi var.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış: Bir şeye 'yok' demekle yok olmuyor
İsmine JİTEM demezsin de başka bir şey dersin. Burada önemli olan kamuoyunun nasıl algıladığıdır. Varlığını herkes biliyor.
İcraatları var, faili meçhuller var. Yoksa Doğu ve Güneydoğu'daki faili meçhulleri kim işledi? Varlığını herkes biliyor. Bir şeye yok demekle yok olmuyor. Nitekim o dönemde de Jandarma Genel Komutanlığı Susurluk Araştırma Komisyonu'na gönderdiği bir yazı ile 'JİTEM diye bir kuruluş yoktur' diye bildirmişti. Ama JİTEM'in varlığını dünya alem biliyor. Nitekim resmi kayıt ve evraklar da var. Para ödenmiş, takdirler verimli maaş bordroları var. O tarihlerde JİTEM'e bağlı çalışan Binbaşı Cem Ersever'in açıklamaları ve kitapları ortada. Geçmişte bununla uğraşanlar var diyor.
Avukat Tahir Elçi: Belge var, inkâr etmek anlamsız
JİTEM'ın varlığı, TBMM araştırma komisyonlarının raporlarında ve savcıların iddianamelerinde yer alıyor. Ayrıca Ergenekon'un dava dosyasındaki CD'lerde JİTEM'le ilgili imzalı belgeler mevcut. Kurucularından Albay Arif Doğan da 'ben kurdum, sonra Veli Küçük'e devrettim' diyerek varlığını kabul ediyor. Bu durumda söz konusu suç örgütünün varlığını inkar etmek bir anlam ifade etmiyor. Karşımızda cinayetler işleyen, sorgulayan muazzam bir suç örgütü var.
Adaleti Savunanlar Derneği Bursa Şube Başkanı Arif Çelenk:Güneydoğu'da JİTEM elemanlarının işlediği cinayetler insanın kanını dondururken, Genelkurmay'ın 'bizde JİTEM yok' açıklamasına gülmek lazım.
ZAMAN
