JİTEM sendikada toplantı yapıyordu
15 yıl Mustafa Özbek’in yardımcılığını yapan Taşdemir: Dinleme cihazları ilk kez Kuzey Kıbrıs’taki ART televizyonunda kullanıldı
Ergenekon’dan tutuklanan Mustafa Özbek’in yasadışı dinlemede kullanılan cihazları ilk olarak KKTC’deki ART televizyonunda kullandığı ortaya çıktı. Özbek’in sağ kolu Taşdemir’in iddiaları dinlemeyle sınırlı değil: Tolon’la ‘gizli’ görüşürdü. JİTEM ‘in birçok toplantısı sendikanın genel merkezinde yapılırdı
Ergenekon’dan tutuklu bulunan Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek’in evinde ele geçen belgelerde yer aldığı öne sürülen dinleme cihazlarının ilk olarak KKTC’deki ART televizyonunun hizmet binasında kullanıldığı belirtildi. Özbek’in 2005’te kurduğu ve finansmanını Türk Metal Sendikası’ndan sağladığı ART televizyonunun tüm teknik ekipmanın Japonya’dan sağlandığı, bu süreçte dinleme cihazlarının da KKTC’ye getirtilerek ART’nin Lefkoşa’daki hizmet binasında kullanıldığı öğrenildi.
Türk Metal’in eski Başkan Yardımcısı Mahmut Taşdemir’in iddialarına göre, cihazlar daha sonra Türkiye’ye getirildi ve bir müddet Türk Metal Pendik şubesinde tutuldu. 1990 ile 2005 arasında 15 yıl Mustafa Özbek’in yardımcısı olarak görev yapan Taşdemir, dönemin Pendik Şube Başkanı Şaban Ünver’in de konu hakkında bilgi sahibi olduğunu kaydetti. Ergenekon savcılarının talimatıyla Kocaeli Emniyeti’nde 18 sayfa ifade verdiğini belirten Taşdemir, sanıklardan Mustafa Özbek’in ‘sendika’ başkanlığına geliş sürecini, JİTEM’le ilişkisini, Ergenekon davasında yargılanan emekli general Hurşit Tolon ile ‘gizli gizli’ görüşmesini, eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ART’nin frekans ve hizmet binası alımındaki katkısını, davada yargılananların tamamının katıldıkları gizli toplantıları, Özbek’in yasal olmayan yöntemlerle nasıl mal sahibi olduğunu Taraf’a anlattı.
Sendikadaki görevi sırasında diğer sanık emekli General Veli Küçük ile diyalogundan da söz eden Taşdemir, 15 yıllık sendika öyküsü ve tanıklıklarını ‘Türk Metal ve Mustafa Özbek Gerçeği’ adlı günlüğünde topladı. Bunu da dört sayfalık bir mektupla Başbakan Tayyip Erdoğan’a da gönderdi. Özbek’le ilgili açıklamalarından sonra evi dışında farklı yerlerde kaldığını, 2006 temmuz ve ağustosunda da iki kez ‘Özbek’in adamları’ tarafından darp edildiğini belirten Taşdemir, bu nedenle koluna platin takıldığını belirtiyor.
Taşdemir, iddialarına ilişkin en büyük belgenin kendisi olduğunu belirterek, “Benim alınan ve yapılan tüm işlerde yönetici olarak imzam var. İmza atan biriyim, belge bu” diyor. İşte Taşdemir’in kendi ifadeleriyle Türk Metal Sendikası Başkanı ve Ergenekon davası sanığı Mustafa Özbek’e ilişkin tanıklıkları:
Cihaz ilk KKTC’de kuruldu
- “Dinleme cihazları ilk olarak ART’nin Lefkoşa’daki hizmet binasında kullanıldı. ART’nin tüm malzemeleri Japonya’dan getirildi, dinleme cihazları da bu süreçte bu ülkeden getirilmişti. Bu aletler bir süre sendikanın Pendik Şubesi’nde kaldı. Dönemin Pendik Şube Başkanı Şaban Ünver tarafından biliniyor. Ünver de sonraki süreçte görevden alınanlar arasında yer aldı.
"Beni de takip ediyorlardı"
- Türk Metal Başkan Vekili Pervül Kavlak, bir gün beni aradı ve ‘Şu an sahil yolunda gidiyorsun, senin nasıl hareket ettiğini biliyoruz’ dedi.
İddialarıma ilişkin bilginin en önemli belgesi benim, benim alınan ve yapılan tüm işlerde yönetici olarak imzam var. İmza atan biriyim, belgem bu.
- Türk Metal, 1980’den önce 10 bin üyeliydi. 100 bin üyeye nasıl geldi? Sendikanın aylık geliri altı milyon lira. Personel ve eğitim giderlerini çıkarırsan sendikanın aylık gideri 900 bin lira. Suç duyurusunda bulunuyorum. Banka hesaplarında 500 milyon lira olması gerekirken ancak 50 milyon çıkar.
Denktaş döneminde frekans alınmış
- Avrasya Televizyonu (ART) ben yönetimdeyken kuruldu. Yasaya göre işçi sendikası televizyon kuramaz. Buna rağmen sendika kasasından finansmanı sağlanarak ART kuruldu. Rauf Denktaş’ın Cumhurbaşkanı, Derviş Eroğlu’nun Başbakan olduğu dönemde televizyon için KKTC’de kullanılmayan frekans alındı. Bunun için de Özbek, düşük miktarda para verdi.
Bina hileli satışla alındı
- ART’nin Lefkoşa’daki, Ankara’da Anıtkabir karşısında bulunan hizmet binaları sendika kasasından alındı. Özbek bu ödemeyi kayıtdışı yapmıştır. Sendika demirbaşı olarak aldığımız bu binayı sendika inşaatında çalışan Seyfi Öztürk’e ‘hileli’ satış yöntemiyle sattık. O da ART’ye sattı. Ve bina ART’nin oldu. Televizyon personelinin bir kısmı sendikanın çalışanı gösterildi ve maaşları ödendi.
Toplu sözleşme ve reklam tehdidi
- Televizyona alınan parasal gelirler, yapılan toplu iş sözleşme müzakereleri safhasında devamlı müzakere maddesi olmuştur. Televizyonun yayın hizmet aracını bir otomobil şirketi hibe olarak verdi. Televizyon yayına başladığında işverenleri tek tek dolaştık, reklam istedik. Bir kısmı isminin kullanılmasını istemediği için reklam parası yerine televizyona bağış yaptı, bir kısmı da reklam verdi. Toplu sözleşme yapılan holding ve büyük kuruluşlar da para ödeyenler arasında. Türk Metal’in örgütlü olduğu iş yerlerinde toplu iş sözleşmesi yapıldığında şube başkanlarına talimat verir ve ‘ART’ye (reklam karşılığı) para almadan sözleşmeyi imzalamayın’ derdi. Özbek alınacak miktarı da belirlerdi. Sendikayı kullanarak baskı yapıyordu ve işverenler de ART’ye reklam veriyordu.
Avrasya Metal İşçileri Federasyonu
- SSCB dağıldıktan sonra buradaki işçiler sendikasız kaldı. Özbek; Moldova, Ukrayna, Tacikistan, Rusya Federasyonu, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan gibi ülkelerde ayrı ayrı federasyonlar kurdu. Ben de bu ülkele-re gittim. Üye görünen bazı kişiler sendi-kacı filan değildi. Özbek, Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’ndan dolar karşılığı maaş alırdı.
Gizli kasa Pervül Kavlak
- Özbek’in dört yıl genel başkan vekili olduğum dönemde karar defteriyle toplantı yapmadı. Pervül Kavlak, Özbek’in gizli kasası ve ikinci adamıydı. Avrasya Metal İşçileri Konfederasyonu Genel Sekreterliğini de yürütüyordu.
Her dönemin insanı
- Alparslan Türkeş öldükten sonra Demirel, Çiller, Ağar, Yılmaz hepsiyle sıkı ilişkileri vardı. Seçime birlikte girmeleri için Tansu Çiller ve Muhsin Yazıcıoğlu’nu biraraya getirirken, pazarlıkta oğlu Haydar Özbek’in seçilebilir yerden milletvekili gösterilmesini de şart koştu. CHP Lideri Deniz Baykal’la da görüştük, Özbek, “Atatürk’ün partisini iktidarda görmek istiyoruz. Bir milyon oyla arkandayız” dedi ve Baykalcı oldu.
Cumhuriyet Gazetesi
- Özbek, Cumhuriyet gazetesinin yüzde 30’unu almaya karar verdi ve Mustafa Balbay ve İlhan Selçuk’la pazarlık yaptı. Cumhuriyet’in yüzde 30’unu alması planı (gazetenin sahibinin vakıf olması nedeniyle) geri tepince, ‘Strateji’ dergisi çıkarmaya başladı. Bu dergiyi oğlu Ahmet Oğuz Özbek hazırladı.
Türkiyem topluluğu Ergenekon’da
- Bölge şube başkanlarına talimatla,Türkiyem Topluluğu’nu kurdurdu. Manisa Şube Başkanı yönetimde yer aldı. Özbek, (sendikanın) kaynaklarını açarak, bazı cumhuriyet mitinglerine araç finansmanı sağlayarak, Türk Metal’in yetkili olduğu bölgelerde Türkiyem Topluluğu’na destek verdi. Sendika merkezinde ve Büyük Anadolu otelde bu topluluk için toplantılar düzenledi. Ergenekon’da üst kademede yargılanan, serbest bırakılan, tutuklu olanların tamamı bu toplantılara katıldı, finansman sendikadan sağlandı. Özbek, sendikanın parasıyla, toplantılarına destek vererek Ergenekon’un içindeydi.
Parti hazırlığı, örtülü ödenek
- Türkiyem Topluluğu, Yörük Türkmen Federasyonu Özbek’in partileşme olayıydı. Türkiye’de yeni zıt kutup yaratmak yatıyordu bunun altında. Buna Ergenekon mu dersiniz, ne derseniz deyin... ART, METVAK, Türkiyem Topluluğu, Yörük Federasyonu gibi yerlere bazı ödemeleri sendikanın örtülü ödeneğinden yapardı.
Avantadan para aldım
- İki kez darp edildim ve faillerin Özbek’in adamları olduğunu öğrendim. Sendikadan ayrılmaya karar verdim. Özbek, ‘emekli maaşıyla geçinemezsin’ diyerek, yolsuzlukları anlatmamam için ‘sus payı’ olarak yedi-sekiz ay avantadan her ay 1,5 milyar (1500 TL) ödedi.
Özbek de dinlenmekten korktu
- Bir gün beni Ankara’ya çağırdı. Özbek, ben ve Pervül Kavlak, odada konuşmaya başlamadan önce dinlenme olasılığına karşı cep telefonunu kapattırdı, kartı çıkarttırdı. Burada ‘Ben adamın kanını içerim’ dedi... Ben de önemli bir gazetenin başyazarına ulaştım ve ‘Türk Metal hakkında görüşmek istiyorum’ dedim. Bu talebimden sonra Pervül Kavlak aradı ve ‘Ödeneğini kestik, gazete gazete dolaşıryormuşsun’ dedi. Özbek’in aylık geliri 50 bin lira. Avrasya Federasyonu’ndan 5000 dolar maaş alıyor. Toplu sözleşme görüşmelerini Pervül Kavlak’la hallederlerdi, tüm görüşmeleri de bayram arifesinde bitirirdi. Ankara Savcılığı sendikanın beş yıllık mali dosyalarını aldı ama beş aydır dava açılmadı.
JİTEM’cilerle toplantı, Tolon’la görüşme
- Zaman zaman Sinan Aygün’le (Ankara Ticaret Odası Başkanı, Ergenekon davasında gözaltına alınmıştı) özel toplantılar yapardı. Hurşit (Tolon) Paşa’yla özel konuşurdu. Bunları altı kişilik yönetimde en iyi bilen Pervül Kavlak’tır, sırdaşı odur. Özbek, yasal olmayan oluşumlarla iç içeydi. JİTEM’in birçok toplantısı sendikanın genel merkezinde kapalı salonda yapılırdı. Gelenler sivil kıyafetli olurdu. Birbirlerine hitaplarından subay olduklarını anlıyorduk. (2005 yılında) Ergenekon olayında Özbek sendika kasasıyla, sağladığı manevi güçle vardı.
EYLEM DÜZYOL- TARAF
Ergenekon’dan tutuklu bulunan Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek’in evinde ele geçen belgelerde yer aldığı öne sürülen dinleme cihazlarının ilk olarak KKTC’deki ART televizyonunun hizmet binasında kullanıldığı belirtildi. Özbek’in 2005’te kurduğu ve finansmanını Türk Metal Sendikası’ndan sağladığı ART televizyonunun tüm teknik ekipmanın Japonya’dan sağlandığı, bu süreçte dinleme cihazlarının da KKTC’ye getirtilerek ART’nin Lefkoşa’daki hizmet binasında kullanıldığı öğrenildi.
Türk Metal’in eski Başkan Yardımcısı Mahmut Taşdemir’in iddialarına göre, cihazlar daha sonra Türkiye’ye getirildi ve bir müddet Türk Metal Pendik şubesinde tutuldu. 1990 ile 2005 arasında 15 yıl Mustafa Özbek’in yardımcısı olarak görev yapan Taşdemir, dönemin Pendik Şube Başkanı Şaban Ünver’in de konu hakkında bilgi sahibi olduğunu kaydetti. Ergenekon savcılarının talimatıyla Kocaeli Emniyeti’nde 18 sayfa ifade verdiğini belirten Taşdemir, sanıklardan Mustafa Özbek’in ‘sendika’ başkanlığına geliş sürecini, JİTEM’le ilişkisini, Ergenekon davasında yargılanan emekli general Hurşit Tolon ile ‘gizli gizli’ görüşmesini, eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ART’nin frekans ve hizmet binası alımındaki katkısını, davada yargılananların tamamının katıldıkları gizli toplantıları, Özbek’in yasal olmayan yöntemlerle nasıl mal sahibi olduğunu Taraf’a anlattı.
Sendikadaki görevi sırasında diğer sanık emekli General Veli Küçük ile diyalogundan da söz eden Taşdemir, 15 yıllık sendika öyküsü ve tanıklıklarını ‘Türk Metal ve Mustafa Özbek Gerçeği’ adlı günlüğünde topladı. Bunu da dört sayfalık bir mektupla Başbakan Tayyip Erdoğan’a da gönderdi. Özbek’le ilgili açıklamalarından sonra evi dışında farklı yerlerde kaldığını, 2006 temmuz ve ağustosunda da iki kez ‘Özbek’in adamları’ tarafından darp edildiğini belirten Taşdemir, bu nedenle koluna platin takıldığını belirtiyor.
Taşdemir, iddialarına ilişkin en büyük belgenin kendisi olduğunu belirterek, “Benim alınan ve yapılan tüm işlerde yönetici olarak imzam var. İmza atan biriyim, belge bu” diyor. İşte Taşdemir’in kendi ifadeleriyle Türk Metal Sendikası Başkanı ve Ergenekon davası sanığı Mustafa Özbek’e ilişkin tanıklıkları:
Cihaz ilk KKTC’de kuruldu
- “Dinleme cihazları ilk olarak ART’nin Lefkoşa’daki hizmet binasında kullanıldı. ART’nin tüm malzemeleri Japonya’dan getirildi, dinleme cihazları da bu süreçte bu ülkeden getirilmişti. Bu aletler bir süre sendikanın Pendik Şubesi’nde kaldı. Dönemin Pendik Şube Başkanı Şaban Ünver tarafından biliniyor. Ünver de sonraki süreçte görevden alınanlar arasında yer aldı.
"Beni de takip ediyorlardı"
- Türk Metal Başkan Vekili Pervül Kavlak, bir gün beni aradı ve ‘Şu an sahil yolunda gidiyorsun, senin nasıl hareket ettiğini biliyoruz’ dedi.
İddialarıma ilişkin bilginin en önemli belgesi benim, benim alınan ve yapılan tüm işlerde yönetici olarak imzam var. İmza atan biriyim, belgem bu.
- Türk Metal, 1980’den önce 10 bin üyeliydi. 100 bin üyeye nasıl geldi? Sendikanın aylık geliri altı milyon lira. Personel ve eğitim giderlerini çıkarırsan sendikanın aylık gideri 900 bin lira. Suç duyurusunda bulunuyorum. Banka hesaplarında 500 milyon lira olması gerekirken ancak 50 milyon çıkar.
Denktaş döneminde frekans alınmış
- Avrasya Televizyonu (ART) ben yönetimdeyken kuruldu. Yasaya göre işçi sendikası televizyon kuramaz. Buna rağmen sendika kasasından finansmanı sağlanarak ART kuruldu. Rauf Denktaş’ın Cumhurbaşkanı, Derviş Eroğlu’nun Başbakan olduğu dönemde televizyon için KKTC’de kullanılmayan frekans alındı. Bunun için de Özbek, düşük miktarda para verdi.
Bina hileli satışla alındı
- ART’nin Lefkoşa’daki, Ankara’da Anıtkabir karşısında bulunan hizmet binaları sendika kasasından alındı. Özbek bu ödemeyi kayıtdışı yapmıştır. Sendika demirbaşı olarak aldığımız bu binayı sendika inşaatında çalışan Seyfi Öztürk’e ‘hileli’ satış yöntemiyle sattık. O da ART’ye sattı. Ve bina ART’nin oldu. Televizyon personelinin bir kısmı sendikanın çalışanı gösterildi ve maaşları ödendi.
Toplu sözleşme ve reklam tehdidi
- Televizyona alınan parasal gelirler, yapılan toplu iş sözleşme müzakereleri safhasında devamlı müzakere maddesi olmuştur. Televizyonun yayın hizmet aracını bir otomobil şirketi hibe olarak verdi. Televizyon yayına başladığında işverenleri tek tek dolaştık, reklam istedik. Bir kısmı isminin kullanılmasını istemediği için reklam parası yerine televizyona bağış yaptı, bir kısmı da reklam verdi. Toplu sözleşme yapılan holding ve büyük kuruluşlar da para ödeyenler arasında. Türk Metal’in örgütlü olduğu iş yerlerinde toplu iş sözleşmesi yapıldığında şube başkanlarına talimat verir ve ‘ART’ye (reklam karşılığı) para almadan sözleşmeyi imzalamayın’ derdi. Özbek alınacak miktarı da belirlerdi. Sendikayı kullanarak baskı yapıyordu ve işverenler de ART’ye reklam veriyordu.
Avrasya Metal İşçileri Federasyonu
- SSCB dağıldıktan sonra buradaki işçiler sendikasız kaldı. Özbek; Moldova, Ukrayna, Tacikistan, Rusya Federasyonu, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan gibi ülkelerde ayrı ayrı federasyonlar kurdu. Ben de bu ülkele-re gittim. Üye görünen bazı kişiler sendi-kacı filan değildi. Özbek, Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’ndan dolar karşılığı maaş alırdı.
Gizli kasa Pervül Kavlak
- Özbek’in dört yıl genel başkan vekili olduğum dönemde karar defteriyle toplantı yapmadı. Pervül Kavlak, Özbek’in gizli kasası ve ikinci adamıydı. Avrasya Metal İşçileri Konfederasyonu Genel Sekreterliğini de yürütüyordu.
Her dönemin insanı
- Alparslan Türkeş öldükten sonra Demirel, Çiller, Ağar, Yılmaz hepsiyle sıkı ilişkileri vardı. Seçime birlikte girmeleri için Tansu Çiller ve Muhsin Yazıcıoğlu’nu biraraya getirirken, pazarlıkta oğlu Haydar Özbek’in seçilebilir yerden milletvekili gösterilmesini de şart koştu. CHP Lideri Deniz Baykal’la da görüştük, Özbek, “Atatürk’ün partisini iktidarda görmek istiyoruz. Bir milyon oyla arkandayız” dedi ve Baykalcı oldu.
Cumhuriyet Gazetesi
- Özbek, Cumhuriyet gazetesinin yüzde 30’unu almaya karar verdi ve Mustafa Balbay ve İlhan Selçuk’la pazarlık yaptı. Cumhuriyet’in yüzde 30’unu alması planı (gazetenin sahibinin vakıf olması nedeniyle) geri tepince, ‘Strateji’ dergisi çıkarmaya başladı. Bu dergiyi oğlu Ahmet Oğuz Özbek hazırladı.
Türkiyem topluluğu Ergenekon’da
- Bölge şube başkanlarına talimatla,Türkiyem Topluluğu’nu kurdurdu. Manisa Şube Başkanı yönetimde yer aldı. Özbek, (sendikanın) kaynaklarını açarak, bazı cumhuriyet mitinglerine araç finansmanı sağlayarak, Türk Metal’in yetkili olduğu bölgelerde Türkiyem Topluluğu’na destek verdi. Sendika merkezinde ve Büyük Anadolu otelde bu topluluk için toplantılar düzenledi. Ergenekon’da üst kademede yargılanan, serbest bırakılan, tutuklu olanların tamamı bu toplantılara katıldı, finansman sendikadan sağlandı. Özbek, sendikanın parasıyla, toplantılarına destek vererek Ergenekon’un içindeydi.
Parti hazırlığı, örtülü ödenek
- Türkiyem Topluluğu, Yörük Türkmen Federasyonu Özbek’in partileşme olayıydı. Türkiye’de yeni zıt kutup yaratmak yatıyordu bunun altında. Buna Ergenekon mu dersiniz, ne derseniz deyin... ART, METVAK, Türkiyem Topluluğu, Yörük Federasyonu gibi yerlere bazı ödemeleri sendikanın örtülü ödeneğinden yapardı.
Avantadan para aldım
- İki kez darp edildim ve faillerin Özbek’in adamları olduğunu öğrendim. Sendikadan ayrılmaya karar verdim. Özbek, ‘emekli maaşıyla geçinemezsin’ diyerek, yolsuzlukları anlatmamam için ‘sus payı’ olarak yedi-sekiz ay avantadan her ay 1,5 milyar (1500 TL) ödedi.
Özbek de dinlenmekten korktu
- Bir gün beni Ankara’ya çağırdı. Özbek, ben ve Pervül Kavlak, odada konuşmaya başlamadan önce dinlenme olasılığına karşı cep telefonunu kapattırdı, kartı çıkarttırdı. Burada ‘Ben adamın kanını içerim’ dedi... Ben de önemli bir gazetenin başyazarına ulaştım ve ‘Türk Metal hakkında görüşmek istiyorum’ dedim. Bu talebimden sonra Pervül Kavlak aradı ve ‘Ödeneğini kestik, gazete gazete dolaşıryormuşsun’ dedi. Özbek’in aylık geliri 50 bin lira. Avrasya Federasyonu’ndan 5000 dolar maaş alıyor. Toplu sözleşme görüşmelerini Pervül Kavlak’la hallederlerdi, tüm görüşmeleri de bayram arifesinde bitirirdi. Ankara Savcılığı sendikanın beş yıllık mali dosyalarını aldı ama beş aydır dava açılmadı.
JİTEM’cilerle toplantı, Tolon’la görüşme
- Zaman zaman Sinan Aygün’le (Ankara Ticaret Odası Başkanı, Ergenekon davasında gözaltına alınmıştı) özel toplantılar yapardı. Hurşit (Tolon) Paşa’yla özel konuşurdu. Bunları altı kişilik yönetimde en iyi bilen Pervül Kavlak’tır, sırdaşı odur. Özbek, yasal olmayan oluşumlarla iç içeydi. JİTEM’in birçok toplantısı sendikanın genel merkezinde kapalı salonda yapılırdı. Gelenler sivil kıyafetli olurdu. Birbirlerine hitaplarından subay olduklarını anlıyorduk. (2005 yılında) Ergenekon olayında Özbek sendika kasasıyla, sağladığı manevi güçle vardı.
EYLEM DÜZYOL- TARAF
Kaynak: