İYİ Parti TBMM Grup Başkanı Tatlıoğlu, gündemi değerlendirdi
"(ABD Başkanı Biden'in 1915 olaylarıyla ilgili açıklaması) Bu açıklama ve 1915 olaylarıyla ilgili bütün sözde soykırım iddiaları tarihin gerçeklerinden kopuk ve hukuki zemininden savrulmuştur. Kabul edilemez, tamamıyla reddediyoruz"
TBMM (AA) - İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, ABD Başkanı Joe Biden'in 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesine ilişkin "İYİ Parti olarak çok net söylüyoruz. Bu açıklama ve 1915 olaylarıyla ilgili bütün sözde soykırım iddiaları tarihin gerçeklerinden kopuk ve hukuki zemininden savrulmuştur. Kabul edilemez, tamamıyla reddediyoruz." dedi.
Tatlıoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Parti olarak 1915 olaylarıyla ilgili bütün iddiaların tarihin gerçeklerinden kopuk ve hukuki zemininden savrulduğunu söyleyen Tatlıoğlu, bu yöndeki ifadelerin "kabul edilemez" olduğunu ve söz konusu açıklamaları tamamıyla reddettiklerini dile getirdi.
İsmail Tatlıoğlu, 1915 olaylarıyla ilgili iddiaları olumlayan ve alkışlayan siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının bu coğrafyayı ve 84 milyonu kavrayamadıklarını da üzülerek gördüklerini belirtti.
Hükümetin dış politikasını eleştiren Tatlıoğlu, "Geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye'nin hukukunun korunmamasında, dünya kamuoyu nezdinde rencide edici ifadelere muhatap edilmemizde, Türkiye muhaliflerinin cesaretlenmesinde Erdoğan'ın özellikle son döneminin yetersiz, vizyonsuz ve kişisel ilişkiler üzerinden yürütülen dış politikasının ağır sorumlu olduğuna inanıyoruz." diye konuştu.
Sözde soykırım iddiasının Türkiye'nin müttefiki ve NATO ortağı ABD tarafından gelmesinin ayrıca incitici olduğunu ve esefle karşıladıklarını vurgulayan Tatlıoğlu, "Bu karar siyasidir, Türkiye duruşunu her zamanki gibi gösterecektir. Milletimiz müsterih olsun. Türkiye hem savrulan dış politikasından hem de dünya nezdindeki muhatap edilmek istenen bu düşük dilden hızla kendine uygun ve yakışır bir yere çıkacaktır." ifadelerini kullandı.
- Merkez Bankasının rezervi
Tatlıoğlu, Merkez Bankasındaki 128 milyar doların eridiği iddialarına değinerek, bu konunun Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihinde karşılaştığı felaket derecesinde en önemli ekonomik tehdit olduğunu ileri sürdü.
Tatlıoğlu, "Bu sadece rezerv eksilmesi değildir. Sadece Merkez Bankasının klasik yöntem ve usulünün dışındaki bir yöntemle yapılan döviz satışı değildir. Bu kamuoyundan saklanarak Türkiye'nin birikiminin elden çıkarılması ve Türkiye'nin milli güvenlik açığıyla karşı karşıya olması meselesidir." diye konuştu.
Merkez Bankasının 128 milyar dolarının nasıl, hangi fiyatlardan ve kimlere satıldığı gibi konularda açıklama yapmasını beklediklerini belirten Tatlıoğlu, şöyle konuştu:
"Eğer Türkiye normalde 30 milyar dolarlık artı rezerve ulaşmak istese, 90 milyar dolarlık döviz alım mecburiyeti var. Bugün bunu almaya kalktığınızda doların 15 liranın üzerine çıkacağı herkesin malumudur. 190 milyar dolarlık özel sektör dış borcu, 60 milyar dolarlık eksi rezerv 30 milyar dolar civarında cari açık dikkate alındığında Türkiye'nin 180 milyar dolarlık döviz girişine ihtiyacı var. Dolayısıyla bu satış stratejisine karar veren ve bunu onaylayanların siyasi sorumluluğu yerine getirmeleri gerekiyor. Türkiye'yi yönetenlerin bu sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini bekliyoruz. Türkiye Kırım savaşı ve sonrası ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Cumhuriyetin kurulması ve onun akabinde karşılaştığı en büyük ekonomik problemlerden birinin içerisindedir ve bir milli güvenlik açığı oluşmuştur."
Bazı kamu kurumlarının gri pasaport çıkartmak yöntemiyle insan kaçakçılığı yaptığını iddia eden Tatlıoğlu, Bursa Büyükşehir Belediyesinin de aynı konuyla ilgili iddialarla gündeme geldiğini söyledi. Tatlıoğlu, "Bursa Büyükşehir Belediyesinin mart, mayıs ve temmuz 2019'da spor kulüpleri ile düzenlediği protokol ve yurt dışı seyahatlerinde 162 kişi gri pasaportla yurt dışına çıkmış ve bunlardan 48'i geri dönmemiş. Bunların içerisinde PKK mensubiyeti nedeni ile mahkemesi olan bir şahsın varlığı adliyeye intikal etmiş, tutanaklarda yer almaktadır. Büyükşehir Belediyesinin bürokratları bu işte aynı kişilerle irtibatlı olarak aracılık yapmışlar ve organize etmişler. Bursa Büyükşehir Belediyesindeki konunun hızla üzerine gidilmesi gerekir." diye konuştu.
Kripto para borsası Thodex soruşturmasına değinen Tatlıoğlu, Türkiye'de yeni bir vurgunun yaşandığını belirtti.
Cumhur İttifakı'nın bu yüzyılın zihniyetinin uzağına düştüğünü savunan Tatlıoğlu, "Cumhur İttifakı günümüz dinamikleri ile ilgili işlemlerde maalesef yok hükmündeler. Kripto para, dijital para ve günümüz para sistemleri ile ilgili bütün dünyanın gündeminde iken Türkiye'nin ciddi bir denetleyici mekanizma oluşturmaması hayret vericidir." dedi.
Tatlıoğlu, serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin son genelgeyle kısıtlama muafiyetlerinin kaldırıldığını hatırlattı. Ciddi bir mağduriyet yaşandığını dile getiren Tatlıoğlu, bu muafiyetin tekrar getirilmesini istedi.
Tatlıoğlu, bir gazetecinin HDP'nin 1915 olayları iddialarına ilişkin tutumuna yönelik sorusuna, şu cevabı verdi:
"Bu coğrafyada kim ve hangi grup veya kurum olursa olsun 1915 olaylarını sözde soykırım olarak onaylaması bu coğrafyayı ve toplumu kavrayamadığını gösterir. Biz bunları kesinlikle kınıyoruz. Bu düşüncenin karşısındayız. Dünyada bütün tarihte mazlumu olmayan bir milletin 1915'te de bir mazlumu olmamıştır.
Ayrıca bu konuda AK Parti kendi geçmişiyle yüzleşmelidir. Özür dileme kampanyaları bu dönemde yapılmıştır. AK Parti'nin özellikle ABD'ye kadar taşıdıkları yazar ve çizerlerin hangi kampanyalarda bulunduğunu görüyoruz. AK Parti'nin yetersiz vizyonsuz, kurumsal değil de kişisel ilişkiler üzerinden yürüttüğü dış politikanın bizi getirdiği noktada çok büyük sorumluluğu var. AK Parti ve Sayın Erdoğan'ın, 'dış politikada ne yaptık? sorusunu sorması gerekir. Ermeni soykırımını olumlayan veya alkışlayan yapı kişi ve grupları telin etmek birinci derecede bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görevidir."
Tatlıoğlu, Erdoğan'ın konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadığını, Bakanlar Kurulu toplantısında bir açıklama yapılmasını umduklarını söyledi.
Tatlıoğlu, eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan hakkındaki iddialara ilişkin bir soruya ise "AK Parti ve yürütme, örümcek evine dönmüştür. Örümcek evinde oturulmaz. Artık Türkiye'yi değil kendi ekiplerini yönetme iradesinden bile uzaklar. Türkiye'nin çok önemli sorunları varken, Erdoğan ve AK Parti kadrolarının ticari menfaatlerle uğraşması esef vericidir." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.