İlahiyatçı Mustafa Karataş'ın Kanal 7'de ekrana gelen "Muhabbet Kapısı" kapısı isimli programın dün akşam yayınlanan ilk bölümünde duygu dolu anlar yaşandı.

İlk hacı kafilelerinin yola çıktığı bugünlerde hac konusunu ele alan Karataş, yıllar önce araştırma yapmak için Mekke'ye gelen çok zengin bir armatör olan İhsan Bey'in duygu dolu hikayesini anlattı.

Hac vazifesini yerine getiren Müslümanların günah işleme konusunda daha da dikkatli olmaları gerektiğine değinen Prof. Karataş, Kabe'yi, Arafat'ı gören, şeytanı taşlayan, tavaf yapan, tövbe edenlerin, bütün kötülüklerden arındığına dair söz verdiğini söyledi.

Kafile halinde gittikleri Mekke'de aralarında bulunan Türkiye'nin sayılı zenginlerinden İhsan Bey'in, buraya hac yapmak için değil de araştırma yapmaya geldiğini, geçen sene Vatikan'a gidip Kiliseleri ve Hıristiyanlığı incelediğini bu sene de Müslümanlığı araştırdığını söylediğini aktaran Karataş, ısrarları sonucunda İhsan Bey'in nasıl hacı olduğunu ve daha sonra neler yaşadıklarını anlattı.

80 yaşındaki İhsan Bey'e, "Allah Nasip etmiş buraya kadar gelmişsiniz. Madem araştırıyorsun. Müslüman'ım da diyorsun. Vatikan'ı gördün de,buraya kadar gelmişken Kabe'yi görmeden mi gideceksin? diye sorduğunu ifade eden Karataş, otele 350 metre uzaklıktaki Kabe'ye gitmek için özel araç isteyen İhsan Bey'in Kabe'ye gittikten sonra nasıl değiştiğini şöyle anlattı: O gün gitmedi. Otelde yattı. Bir gün sonra ikna edebildik. Götürdük. Kabe'de bir kaç saat kaldıktan sonra tavafa razı ettik. 'Yahu burası güzelmiş' dedi. Tavafı yaptı rengi değişti İhsan ağabeyin. Başkalaştı. Bembeyaz olmaya başladı. Sonra sürekli benimle gezmeye başladı. Sorular cevaplar. Ben de bıktım artık. Başka işlerim var. Kendi vazifelerim var."

Türkiye'ye dönecekleri gün İhsan Bey'in evinin bir odasını mescide çevirmek istediğini bunun için de malzeme alma konusunda kendisinden yardım istediğini anlatan İlahiyatçı Mustafa Karataş, "mayoyla denize giremeyecek miyim?" diye soran armatör İhsan Bey'in sakal bırakarak evinde döndüğünü ve bir ay sonra da ağlayarak ne olur beni Umre'ye gönder diye kendisine ağladığını aktardı.