İşte çözümsüzlük isteyen ülkeler!

İşte çözümsüzlük isteyen ülkeler!

Gazeteci-yazar Aslan Değirmenci’nin Kanal 5’de hazırlayıp sunduğu ‘Son Gündem’ programına katılan HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay, çözüm sürecinin karşısında olan ülkeleri açıkladı: İran, Suriye, Irak ve İsrail…

Kanal 5 ekranlarında canlı olarak yayınlanan Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci’nin hazırlayıp sunduğu ‘Son Gündem’ programının bu haftaki konukları HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay ile CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer oldu.

PKK’nın çekilme kararını canlı yayında değerlendiren Kemal Burkay, “Şuanda silahların sınır dışına çekilmesi sürecini yaşıyoruz. Şimdi fikirleri konuşma zamanıdır. Silahların susması süreci olumlu etkiledi. Tabiki silahlar bırakılarak çıkılsa daha iyi olurdu ama bu bir süreç sonuçta” dedi.

Çözüm sürecine başta İran’ın karşı olduğunu öne süren Burkay, “Bölgede karmaşık bir yapı var. İran Suriye’deki yönetimin değişmesini istemiyor. Biz muhalefetin yanında durduğumuz için İran ile ilişkiler de sıkıntı var. Bu barış sürecini desteklemediğini çok açık söylemek mümkün. Irak var. Maliki… Maliki’de süreçten rahatsız. Bölgede İran, Suriye ve Irak birlikte hareket ediyorlar. Bir de İsrail faktörü var. İsrail’in de sürece destek vermediği ortada. Biz barış için çalışırken içeride direnen kişiler olduğu gibi dışarıda da bulunuyor. Bunlarla da mücadele etmek zorundayız. Ama sağduyuyu elden bırakmadan” dedi.

SORUN PKK’DAN İBARET DEĞİL

Silahlarla sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan Burkay, “Burada barıştan ne anladığımız önemli. PKK’nın silahları bırakması barış olarak değerlendirilirse bu sınırlı kalır. Kürt sorunun asıl noktaları ile çözülmesi için çalışılmalı. Bundan sonraki süreç, siyasi ve toplumsal barış ile devam etmeli. Silahlardan çözüm bekleyenler bu yolun doğru olmadığını gördüler. Herkes için barış farz oldu.  Onlarda zorla şiddetle, baskı ile çözüm olmayacağını fark ettiler. Şimdi diyalog ile sorunlarımızı çözme zamanı” diye konuştu.

ÇÖZÜM UZUN SOLUK GERKTİRİYOR

Büyük toplumsal olaylarda çözüm olması için uzun zaman dilimi gerektiğini belirten Burkay, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Toplumsal sorunlara uzun soluklu bakmak gerekiyor. Bu sorunları aşmış ülkeler uzun zaman diliminde mücadele verdiler. Bu bizim içinde geçerli. Kürtler de Türklerde terörden yoruldu. Artık herkes sorunun çözülmesini istiyor. Demokratikleşme adımları atılırken, silahların bir kenara atılması önemli bir nokta. Terörle mücadele kanunu değişmeli, ifade özgürlüğünün önü açılmalı, siyasi partiler kanunu yeniden yapılmalı. Bunlara benzer birçok şey var. Bu adımlar atılırsa süreç daha sağlıklı yürür.”

YENİ ANAYASAYA ÖNEMLİ

Sorunun çözümünde yeni anayasanın da kilit nokta oynadığını vurgulayan Burkay, “Çözümü gerçekten istiyorsak öncelikle yeni anayasa yapılmalı. Bütün etnik kesimleri kapsayan vatandaşlık tanımı yapılmalı. Âdem-i merkeziyetçilik, yani yerinden yönetimler güçlendirilmeli. Bu üç adım atılırsa süreç daha güçlü ilerler” şeklinde konuştu.

ELEŞTİRİ ÇOK ÖNERİ YOK

Partilerin uzlaşmaya yaklaşmamalarını eleştiren Burkay, “Herkes bir eleştiri getiriyor, ancak kendilerinin bir önerisi bulunmuyor. Bu durum böyle devam ederse bu işin parlamentoda anlaşması zor görünüyor. Bu noktada AK Parti İle BDP anlaşırsa referandum yolu açılır. Bu yapılabilir. Keşke tüm partiler uzlaşma sağlasa da bu anayasa’dan biran önce kurtulsak” diye konuştu.

NORMALLEŞME YAŞANMALI

Bu noktadan sonra demokratikleşme adımlarının atılması gerektiğini belirten Değer, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kalması ve normalleşme sürecinin ilerlemesi gerektiğini söyledi. Değer, “Çözüm silahla değil, düşüncelerle devam edecek” dedi.

 SÜREÇ EKSİK KALIR

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer ise sürece destek verdiğini akan kanın durması için riskler alınması gerektiğini vurguladı. Değer, “Ortada iki sorun var. Birincisi PKK sorunu diğeri Kürt sorunu. PKK sorunu çözüp diğer yandan Kürt sorunun çözümüne yönelik adım atmazsanız süreç eksik kalır” şeklinde konuştu. Silahların bırakılmasının çözüm sürecine yeni nefes aldırdığını belirten Değer, “Toplum üzerinde İmralı’nın etkin olduğu görünüyor. İmralı’dan gelen mesaj ile sürecin hangi noktada ilerleyeceği anlaşıldı. Toplumda bunu pozitif karşıladı. Herkes çözüme endekslendi. AK Parti’nin etkili bir irade ortaya koymuş olması da sürecin başarılı olması için önemli nokta” dedi.

ŞİDDET SORUNLAR DOĞURUYOR

Şiddet ortamının olduğu yerde birçok toplumsal sorunun olduğunun altını çizen Değer, “Terörün ortaya çıkmasından itibaren bölgede bir yoksulluk baş gösterdi. Devlet terörle mücadeleye yaptığı maddi harcamalar oldu. Ama halk yalnız kaldı. Gerekli olan yatırımlar terör nedeniyle yapılmadı. Bu da sorunun daha alevlenmesine neden oldu. Devlet son dönemde bunun farkına vardı. Ve günümüzdeki noktaya geldik” şeklinde konuştu.

KARANLIK YIL 1993

1993 yılının Türkiye tarihinde önemli olaylara neden olduğunu söyleyen Değer, “Turgut Özal, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis bu dönemde öldü. Ayrıca Sivas olayları, 33 şehit olayları bu dönemde yaşandı. Bölgede ise koruculuk siteminin temeli atıldı. Bu dönemin üzerine ciddi şekilde gidilmesi gerekiyor. Birçok karanlık olaylar var. Bu dönemde bölgenin en kanlı yılları yaşandı. O zaman bu süreç mutlaka mercek altına alınmalı. Hatta bu süreç için TBMM’de komisyon kurulmalı. Benzer olayların yeniden yaşanmaması için o karanlık dönemin mutlaka aydınlığa kavuşturulması gerekiyor” dedi.

TABANDAN DESTEK VAR

CHP’nin tabanın barış sürecine destek verdiğini vurgulayan Değer ise, “CHP 1989 yılından 2003’e kadar Kürt sorunun çözümü için önemli mücadeleler verdi. Tabandan sürece büyük bir destek var. Bu sorunun çözülmesi isteniyor. CHP’nin büyük bölümü destek veriyor. Ancak her nedense bu pek uygulamaya yansımıyor” diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.