ABD Kongre binası önünde düzenlenen etkinlikte Eygi'nin ailesi, yakınları ve bazı Kongre üyeleri, Amerikan yönetimine ve kamuoyuna seslendi.

Eygi'nin ailesi, kızlarının öldürülmesinden sorumlu olan İsrail askerlerine yönelik bağımsız soruşturma ve adalet çağrılarını yinelerken, bu konuda Biden yönetiminin daha somut ve güçlü adımlar atması gerektiğini vurguladı.

Kongre üyeleri Delia Ramirez, Pramila Jayapal ve Rashida Tlaib da Eygi'nin öldürülmesine yönelik ABD öncülüğünde bağımsız bir soruşturma yapılması gerektiğini belirterek, bu konuda bir kez daha Biden yönetimine seslendi.

Filistinlileri korumak için oraya gitti

Temsilciler Meclisi Üyesi Ramirez, "Bugün, ortak acımızı, güvenliğimizi, sevincimizi ve insanlığımızı tanıyan cesur bir Amerikalı kadının anısını onurlandırmak için buradayız. Barışçıl bir gözlemci olarak Batı Şeria'ya gitti. Tehlikeleri bilmesine rağmen İsrail'in işgalinin ve yasa dışı İsrail yerleşimlerinin şiddetinden Filistinlileri korumak için oraya gitti." şeklinde konuştu.

Bir diğer Temsilciler Meclisi Üyesi Jayapal da "Ayşenur’un öldürülmesinin üzerinden 100 gün geçti ve halen hiçbir hesap verilebilirlik yok. Bu kesinlikle kabul edilemez." dedi.

Jayapal, Kongre üyesi 100 isimle birlikte bağımsız soruşturma çağrılarını bir kez daha yineleyerek, "Bu aslında tek bir olay değil, Gazze ve Batı Şeria'da Amerikan vatandaşlarının öldürüldüğü başka örnekler de var." ifadesini kullandı.

Bağımsız soruşturma çağrısı

Filistin asıllı Kongre üyesi Tlaib de Eygi'nin öldürülmesine ilişkin resmi bir ABD soruşturmasının yapılmamasına tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

"Amerikalılar yurt dışında öldürüldüğünde, hükümetimizin bir soruşturma başlatması standart prosedürdür ancak katiller İsrail üniforması giydiğinde tam bir sessizlik ve eylemsizlik oluyor."

Eygi'nin kardeşi Özden Bennett ise kaybın aileler üzerindeki duygusal yükünden bahsederek "Başkan Joe Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Dışişleri Bakanı (Antony) Blinken ve Adalet Bakanlığından kız kardeşimin öldürülmesiyle ilgili kendi bağımsız ceza soruşturmalarını başlatmalarını talep etmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

"Ayşenur için (İsrail'e) ne cevap verdiniz?"

Ayşenur Ezgi Eygi'nin eşi Hamid Ali de Biden'ın daha önceki "Bir Amerikalıya zarar verirseniz mutlaka karşılığı olur." şeklindeki açıklamasına atıfta bulunarak, Eygi için neden bugüne kadar somut bir şey yapılmadığını sordu.

ABD: İsrail, Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın son aşamasında

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Dışişleri Bakanlığının Dış Basın Merkezi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında, basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Türk-Amerikalı aktivist Eygi'nin eylül ayında öldürülmesiyle ilgili soruşturma hakkında Miller, İsrailli muhataplarını kastederek, "Bize soruşturmalarını kapatmanın son aşamasında olduklarını söylediler." dedi.

Miller, "Bunun sonuçları hakkında bilgilendirilmek istiyoruz. Tam olarak ne olduğunu, neden olduğunu, kimlerin dahil olduğunu ve İsrail'in bu tür olayların bir daha yaşanmaması için ne yaptığını bilmek istiyoruz." diye konuştu.

İsrail askerleri tarafından Eygi'nin öldürülmesinin "kabul edilemez" olduğunu söyleyen Miller, muhataplarına böyle bir şeyin "asla yaşanmaması gerektiğini" açıkça belirttiklerini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın, Eygi'nin ailesi ile dün yaptığı görüşmeye atıfta bulunan Sözcü Miller, mağdurun aile yakınlarının "hesap sormaya" ve ne olup bittiğini bilmeye hakları olduğunu kaydetti.

İsrail askerlerinin aktivist Eygi'yi katletmesi

İsrail askerleri, işgal altındaki Batı Şeria'da barışçıl gösteri sırasında katılımcıların üzerine ateş açmış, Filistinlilere destek amacıyla gösteriye katılan ve ABD vatandaşlığı da bulunan Ayşenur Ezgi Eygi, başından vurularak ağır yaralanmıştı.

Filistinlilere ait bir hastaneye kaldırılan Eygi, 6 Eylül'de hayatını kaybetmişti. Eygi'nin cenazesi, 14 Eylül'de Aydın'ın Didim ilçesinde toprağa verilmişti.

Eygi, Filistin topraklarının İsrail tarafından işgaline karşı barışçıl ve sivil yöntemlerle Filistinlilere destek veren Uluslararası Dayanışma Hareketi gönüllüsü bir insan hakları aktivistiydi.