Değerli Üstadın özgeçmişini bir hatırlayalım.

Niğde’de doğdu. Niğde Dumlupınar İlkokulu (1946), Niğde Ortaokulu (1949), dört yıla yakın İstanbul’daki lise öğrencilik yılları (1949- 23.6.1953), sonra Niğde Lisesi (1955), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1959) mezunu. Bir süre öğretmenlik yaptı. (1962-1967). Genelde serbest avukat olarak çalıştı. İsmail Terzioğlu, İsmail Bekiroğlu ve Mızrap takma adları ile de yazan İsmail ÖZMEL İLESAM ve Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ:

ŞİİR:

Bir Daha Yaşamak (1969), Zaman Kuşun Kanadında (1984),  Çağır Da Geleyim Güzel İstanbul (1986), Her Mevsim Bahar (1995),  Türkçenin Rüzgârında (2004), Bütün şiirleri (2006).

BİYOĞRAFİ:

Adana Halk Şairi Sadık Çavuş (1996),  Dünden Bugüne Niğdeli Şair ve Yazarlar (1. Cilt: 1990), Türk Edebiyatından Esintiler, ,(Niğdeli Şair ve Yazarlar , 2. Cilt: 2001), Niğdeli Şair ve Yazarlar. Üç cilt bir arada, (İlaveli ikinci baskı, 1236 sayfa),  Tekten matbaası.2009-Niğde

DENEME- İNCELEME:

Özdeyişler (1970), Türk Musikisi ve Kültürümüz (1988), Dil ve Edebiyat Yazıları (1997), Kültür ve Tarih Sohbetleri (1999), Sihirli Zaman, (2006),  Bindallı Yazılar, ( 2007), Türk Musikisi ve Kültürümüz (2. Baskı–2007),  Denemeler-Yorumlar,(2010), Dil ve Edebiyat Yazıları,(2.Baskı-2011), Kültür ve Tarih Sohbetleri.(2.Baskı-2011), 55 Soruda Düşünen İnsan (2012), Yansımalar, (Bir Yol Hikayesi, Eflatun Sordu) 2014

Ansiklopedilere maddeler yazdı. Yayın hayatına Ocak-Şubat 2006’da başlayan Akpınar isimli, iki ayda bir yayımlanan, kültür, sanat ve edebiyat dergisinin imtiyaz sahibi ve Genel Yayın Yönetmenidir. Dergi 51. sayıya ulaşmıştır.

İsmail Özmel,  İLESAM (İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) 2012 yılı Şeref ödülüne layık görülmüştür. Bu ödül, ülkemize ve insanlığa nitelikli eser ve çalışmalarıyla hizmet etmiş, ilim ve edebiyat alanında 50. yılını dolduranlara verilmektedir.

  İsmail Özmel’den “Yansımalar” isimli eseri hakkında Fırat ENSARİ’nin yorumu şöyledir.

“İnsanlık tarihinin çok yönlü kazanımları, bu birikimde her dünyalının az çok hissesi vardır. Bu safhadan sonra suyun terkibini bulmaya çalışmak zaman kaybıdır. Birikimlere ilaveler yapmanın gayreti içinde olan insan mutludur ve hayat denilen serüveni boş geçirmediğini anlar. Medeniyet tarihinin temelinde her şeyden önce hakikat, düşünce ve sanat yani insan vardır.

Yılların deneyim ve tecrübesini üstat sıfatına yakışır birikimleri eşliğinde kıymetli ve sevgili ağabeyimiz İsmail Özmel’in ‘Yansımalar’ adlı son yayınlanan kitabının arka kapağında okumak, farklı bir zihin resminin desenli dünyasında yolculuk edeceğimin habercisi oluyordu.

Yaşlılık zevk versin vermesin hayat yolculuğunun bir merhalesi olduğuna göre onu güzel ve yaşanabilir kılmak bizim elimizdedir. Öyle ise sıkıntılarımızın temelinde kendi kusurlarımız kendi ihmallerimiz vardır. Geri alınmaz zamanlar mirasyedi anlayışı ile harcanırsa başka vadilerde sebep ve mani aramak boşunadır.

Önce kişi kendini sorguya (sigaya) çekmelidir.

“ Yansımalar Bir Yol Hikayesi Eflatun Sordu” adlı kitabında Sayın Özmel  üşenmemiş, onca bilgi  ve birikiminin üzerine eleştirel dünyanın muhteşem hoşgörüsü içerisinde, kendisini dâhil sorgulayarak bizlere daha büyük sorgu kapılarını açmış.

Felsefenin düşündürmesi gereken dünyasından yaşlılık üzerine, zaman kavramı ve kullanım şekillerinden çok kültürcülük ve az gelişmiş beyinlere, kitap üzerine söylemlerden edebiyatın inceliklerine, musikinin tahayyüle ve duygulara hitap eden derinliğinden mutluluğun anahtarına, kader kavramından akıl ve ütopyaya kadar birçok konunun kendi özgün üslubu içerisinde duru bir dille anlatıldığı ‘Yansımalar’, yaşamın gözümüze çarpmayan yönlerini de yansıtan sayfalarıyla, zevkle okunan ve üzerinde düşünülmesi gereken bir eser olarak göze çarpıyor.

“Toplum olarak, çok kabuktan şeylerle uğraşıyor, meselenin özüne inme zahmetine katlanmıyoruz. Piyasada hazır ne bulursak almaya kalkıyoruz. Sonunda zararlı mı çıkacağız yoksa karlı mı sorusunu sormadan.”, tespitini yapan Sevgili Özmel’in, rehber olarak da düşünce, zarafet ve güzelliği göstermesi, günümüzün bu kaybolan değerlere esasında ne kadar da ihtiyacımız olduğunun, hatırlatmaları olarak çıkıyordu karşımıza.

Taassup aklı ve akli ilimleri saf dışı bırakmak, insan zihnini bir takım hurafelerle adeta esir almak geri kalmış ülkelerin derdi. Yeterince düşünmeyen; mukayese ve değerlendirme yapamayan, ilme sırtını dönmüş çağı ve gelişmiş ülkelerdeki gelişmeleri takip etmeyen dar kafalılığın dehlizlerinden ülkeye aydınlık ve ferahlık nasıl girecektir diye soran üstat, aslında günümüzün en önemli sosyolojik vakasına dikkat çekiyor, Yansımaların zihnimize yansıyan satırlarında.

İnsan ömür boyu neyin mücadelesini verir?

Mutluluğun sırrı nedir?

Hayat daha yaşanabilir ve daha güzel hale mi geliyor?

Sorularının inceliklerini cevaplamaya çalışan üstat İsmail Özmel, onca  eserinin arasına bir yenisini daha katarak, çalışıp üretmenin ve ayakta olmanın canlı örneği olması sıfatıyla okuyucularını tekrar tekrar etkilemeyi başarıyor, kaleminin ve düşünce dünyasının sınır tanımayan zenginliği çerçevesinde.

Bizlere de üretkenliği ve tükenmez enerjisiyle örnek olan Sevgili Üstat Ağabeyimize, bundan sonra ki eserlerini sabırsızlıkla beklemek düşüyor…”