İslam Dünyası'nın en büyük önyargısı
'İslam Dünyası'nın en büyük önyargısı... Yoktur böyle bir zorunluluk!' Nuh Gönültaş'ın bugün sert bir yazı ile İslam Dünyası'nın en büyük önyargısını dile getirdi:
Nuh Gönültaş'ın yazısı
İslam Dünyası'nın en büyük önyargısı kadın konusundadır.
Bu yüzden Alem-i İslam'da kadın ne yazık ki "kötü" bir konumdadır.
Olması gereken konumda değildir.
Belki de en büyük önyargı kadının giyimi, tesettürü konusundadır.
Tesettürlü olabilmek için illaki kara çarşaf giyme zorunluluğu bir önyargıdır.
Yoktur böyle bir zorunluluk!
Kur'an tesettürü emreder ama bunun kara çarşafla olacağını asla söylemez.
Söylediği şudur:
"Resulüm! Mümin kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnadır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler." (Nur:31)
Çarşaf bir acem geleneğidir.
Bir gelenektir yani.
Ve zamanla tesettür konusunda bir önyargıya dönüşmüştür.
Hangi İslam alimine giderseniz gidin size 'tesettür demek çarşaf demektir' demez. Diyemez.
Çünkü yok böyle bir kesinlik.
Geçenlerde Mısır El Ezher Üniversitesi Rektörü 'Kara çarşafın İslam'la ilgisi yok' diye bir açıklama yaptı.
Bu üniversite Sünni İslam'ın önemli referans kaynağı.
Zaten çarşafın estetikle pek alakası da yok.
Hele siyahının. Siyah yorgunluğu...
İslam ülkelerinde kadınlara yönelik kısıtlamalar sadece kıyafetle ilgili değil.
Mesela bazı İslam ülkelerinde kadınların araba kullanması bile yasak.
Acaba kadın araba kullanırsa ne olur, acaba araba mı kadını, kadın mı arabayı tahrik eder?
Böyle bir yasak ne kadar da anlamsız.
Kadınların birinci derece olmayan akrabaları ile kamuya açık yerlerde mesela bir lokantada yemek yemeleri yasak...
Ne olur yerlerse kıyamet mi kopar!
Geçenlerde Suudi Arabistan'da Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi açıldı. Bu üniversitede Suudi Arabistan'da geçerli kurallar geçerli değil.
Mesela kadınlarla erkekler aynı sınıflarda eğitim görebilecekler.
Kadınlar üniversite kampusu içinde otomobil kullanabilecek.
Abaya ile örtünmeden kampus içinde dolaşabilecek.
Ama kampus dışına çıkınca yeniden Suud Kralı'nın emir ve yasaklarına uymak zorunda kalacaklar!
Bu iyi bir açılım. Ancak Kral'ın çelişkisini de çok iyi ifade ediyor.
Suudi Arabistan'da kadınlara yönelik yasaklar nasıl oluyor da yine aynı ülke içinde açılan bir üniversite kampusu içinde serbest olabiliyor!
Demek ki Kral'ın uygulamaları tamamen kendi keyfi ile ilgili bir şey!
Yoksa Allah'ın emri Cidde'de başka, Medine'de başka uygulanmaz. Bu serbestiyi ülkesinin her tarafına yayması hem kendisi için hem de Arap toplumları için büyük açılım olacaktır.
Zaman'ın yeni reklamı muhteşem olmuş...
Zaman'ın yeni reklamı çok güzel olmuş.
"Önyargılarımız, görünmeyen duvarlarımız" konusu son derece manidar görsel anlatımlarla kitlelerin zihnine kazınıyor.
Mesaj hiçbir parazitlenmeye yol açılmadan çok net biçimde iletiliyor.
Herkesin ön yargıları kendi önündeki görünmez duvarıdır.
Kesinlikle önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur.
Ama denemeye değer!
İnsanlar sanıldığı kadar katı olmayabilir.
İnsanların her zamanı bir olmaz.
En önyargılı insanda bile bir bam teli mutlaka vardır.
O noktaya yoğunlaşmak, oraya hitap etmek, mesajı o noktaya yöneltmek, eşref saatlerini kollamak vs. önyargı duvarında bir gedik açıp oradan gönüllere sızmaya yol açabilir.
Yeter ki siz mesajınızı uygun zaman ve zeminde, uygun üslupla verin.
Önyargılarımız bizi yanıltır, yanlışa sevk eder.
Önyargılarınızla yürürsünüz ama bir yürüyen bantta yürüyormuş gibi olursunuz, asla mesafe alamazsınız.
Bakarsınız ama gerçeği göremezsiniz. Gördüğünüz sadece sizin önünüzdeki camdan duvarlardır. Gördüğünüz lekeler de kendi duvarınızdaki lekelerdir.
Zaman'ın yeni reklamı bu mesajları çok açık biçimde gösteriyor. 1.44 saniyelik film binlerce sayfayla verilebilecek bir mesajı çok güzel ifade ediyor.
İşte bu da görsel basının gücü.
Bugünlerde en çok dinlediğim şarkı
Mustafa Yıldızdoğan'ın 'Saçların' isimli şarkısı. Çok güzel bir beste, çok güzel sözler.
Bu şarkının sözleri bir kadının saçları ile ilgili yazılabilecek en güzel sözler.
İşte o şarkı:
Söküp atılmıyor bende mi kusur/Doğarken kök salmış öze saçların/Bir kara sevda ki yarını yazır/Sığmıyor kaleme söze saçların/Örgüde bir başka düzde bir başka/Gizlendiği zaman nazda bir başka/Omuzda bir başka yüzde bir başka/Kirpik olmuş inmiş göze saçların/İpekten sırmadan tel tel yaratmış/Telini bir ömre bedel yaratmış/ Sanki Vasfi için özel yaratmış/Dört mevsim bir başka taze saçların...
Bugün
İslam Dünyası'nın en büyük önyargısı kadın konusundadır.
Bu yüzden Alem-i İslam'da kadın ne yazık ki "kötü" bir konumdadır.
Olması gereken konumda değildir.
Belki de en büyük önyargı kadının giyimi, tesettürü konusundadır.
Tesettürlü olabilmek için illaki kara çarşaf giyme zorunluluğu bir önyargıdır.
Yoktur böyle bir zorunluluk!
Kur'an tesettürü emreder ama bunun kara çarşafla olacağını asla söylemez.
Söylediği şudur:
"Resulüm! Mümin kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnadır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler." (Nur:31)
Çarşaf bir acem geleneğidir.
Bir gelenektir yani.
Ve zamanla tesettür konusunda bir önyargıya dönüşmüştür.
Hangi İslam alimine giderseniz gidin size 'tesettür demek çarşaf demektir' demez. Diyemez.
Çünkü yok böyle bir kesinlik.
Geçenlerde Mısır El Ezher Üniversitesi Rektörü 'Kara çarşafın İslam'la ilgisi yok' diye bir açıklama yaptı.
Bu üniversite Sünni İslam'ın önemli referans kaynağı.
Zaten çarşafın estetikle pek alakası da yok.
Hele siyahının. Siyah yorgunluğu...
İslam ülkelerinde kadınlara yönelik kısıtlamalar sadece kıyafetle ilgili değil.
Mesela bazı İslam ülkelerinde kadınların araba kullanması bile yasak.
Acaba kadın araba kullanırsa ne olur, acaba araba mı kadını, kadın mı arabayı tahrik eder?
Böyle bir yasak ne kadar da anlamsız.
Kadınların birinci derece olmayan akrabaları ile kamuya açık yerlerde mesela bir lokantada yemek yemeleri yasak...
Ne olur yerlerse kıyamet mi kopar!
Geçenlerde Suudi Arabistan'da Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi açıldı. Bu üniversitede Suudi Arabistan'da geçerli kurallar geçerli değil.
Mesela kadınlarla erkekler aynı sınıflarda eğitim görebilecekler.
Kadınlar üniversite kampusu içinde otomobil kullanabilecek.
Abaya ile örtünmeden kampus içinde dolaşabilecek.
Ama kampus dışına çıkınca yeniden Suud Kralı'nın emir ve yasaklarına uymak zorunda kalacaklar!
Bu iyi bir açılım. Ancak Kral'ın çelişkisini de çok iyi ifade ediyor.
Suudi Arabistan'da kadınlara yönelik yasaklar nasıl oluyor da yine aynı ülke içinde açılan bir üniversite kampusu içinde serbest olabiliyor!
Demek ki Kral'ın uygulamaları tamamen kendi keyfi ile ilgili bir şey!
Yoksa Allah'ın emri Cidde'de başka, Medine'de başka uygulanmaz. Bu serbestiyi ülkesinin her tarafına yayması hem kendisi için hem de Arap toplumları için büyük açılım olacaktır.
Zaman'ın yeni reklamı muhteşem olmuş...
Zaman'ın yeni reklamı çok güzel olmuş.
"Önyargılarımız, görünmeyen duvarlarımız" konusu son derece manidar görsel anlatımlarla kitlelerin zihnine kazınıyor.
Mesaj hiçbir parazitlenmeye yol açılmadan çok net biçimde iletiliyor.
Herkesin ön yargıları kendi önündeki görünmez duvarıdır.
Kesinlikle önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur.
Ama denemeye değer!
İnsanlar sanıldığı kadar katı olmayabilir.
İnsanların her zamanı bir olmaz.
En önyargılı insanda bile bir bam teli mutlaka vardır.
O noktaya yoğunlaşmak, oraya hitap etmek, mesajı o noktaya yöneltmek, eşref saatlerini kollamak vs. önyargı duvarında bir gedik açıp oradan gönüllere sızmaya yol açabilir.
Yeter ki siz mesajınızı uygun zaman ve zeminde, uygun üslupla verin.
Önyargılarımız bizi yanıltır, yanlışa sevk eder.
Önyargılarınızla yürürsünüz ama bir yürüyen bantta yürüyormuş gibi olursunuz, asla mesafe alamazsınız.
Bakarsınız ama gerçeği göremezsiniz. Gördüğünüz sadece sizin önünüzdeki camdan duvarlardır. Gördüğünüz lekeler de kendi duvarınızdaki lekelerdir.
Zaman'ın yeni reklamı bu mesajları çok açık biçimde gösteriyor. 1.44 saniyelik film binlerce sayfayla verilebilecek bir mesajı çok güzel ifade ediyor.
İşte bu da görsel basının gücü.
Bugünlerde en çok dinlediğim şarkı
Mustafa Yıldızdoğan'ın 'Saçların' isimli şarkısı. Çok güzel bir beste, çok güzel sözler.
Bu şarkının sözleri bir kadının saçları ile ilgili yazılabilecek en güzel sözler.
İşte o şarkı:
Söküp atılmıyor bende mi kusur/Doğarken kök salmış öze saçların/Bir kara sevda ki yarını yazır/Sığmıyor kaleme söze saçların/Örgüde bir başka düzde bir başka/Gizlendiği zaman nazda bir başka/Omuzda bir başka yüzde bir başka/Kirpik olmuş inmiş göze saçların/İpekten sırmadan tel tel yaratmış/Telini bir ömre bedel yaratmış/ Sanki Vasfi için özel yaratmış/Dört mevsim bir başka taze saçların...
Bugün