İnsanın kanını donduran darbe planı
Azınlık kanıyla yazılan korkunç darbe planı...
Erhan BAŞYURT yazdı...
"AKP ve Gülen'i bitirme" amaçlı "İrtica ile Mücadele Eylem Planı"nın ikizi "Kafes Operasyon Eylem Planı" dün Taraf gazetesinde yayınlandı.
Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzalı kaos planı kadar, hatta ondan da vahim...
"Kafes Operasyon Eylem Planı" Mart 2009 tarihli.
Yerel seçimler sonrası kaleme alınmış.
AK Parti hükümetini devirmek amaçlı "cunta" darbe planının bir parçası.
Poyrazköy'deki cephanelik ortaya çıkarıldıktan sonra evinde arama yapılan emekli Binbaşı Levent Pektaş'ta ele geçirilmiş.
Bir film CD'sinin içerisine özel bir yazılımla saklanmış.
Belgeyi Ergenekon tutuklusu Yarbay Ercan Kireçtepe kaleme almış.
Albay Çiçek gibi o da bir denizci.
Sanırım 28 Şubat darbesinde Batı Çalışma Grubu'nun Deniz Kuvvetleri'nde yapılanması nedeniyle bütün bu çalışmaların altında onların imzası var.
Gelelim skandal belgenin içeriğine...
Türkiye'yi sarsan, dünyada Türkler'i gayrimüslim düşmanı gösteren üç korkunç olay için "operasyon" ifadesi kullanılıyor.
"Rahip Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş, ancak..."
Kaos planı, Türkiye'de yaşayan azınlık mensuplarının tek tek fişlenmesini, cemaat üyelerinin tehdit edilmesini öngörüyor.
Topluma korku salmak için de şu eylemler sıralanıyor;
Azınlık haklarını hararetle savunan önde gelen isimlere suikastlar yapmak.
Azınlıkların yoğun yaşadığı yerlerde bombalar patlatmak, araç ve evlerini yakmak.
Gayrimüslim mezarlıklarına sansasyonel saldırılarda bulunmak.
Gayrimüslim sanatçı ve işadamlarını kaçırmak...
Korkunç değil mi?
Can güvenliğimizi teslim ettiğimiz, vergilerimizle maaşlarını ödediğimiz insanların bu planları yaptığına inanmak mümkün değil!
Ama Ergenekon savcıları "Kafes Operasyon Eylem Planı" ile ilgili uzun süredir soruşturma yürütüyormuş.
Son günlerde arka arkaya subayların gelip ifade vermesinin nedeni de işte bu inanılması güç belgeymiş.
Belge ilk ortaya çıktığında beş subay tutuklanmış.
Daha sonra da iki subay tutuklandı.
Soruşturma halen sürüyor.
Bütün bu eylemlerde kullanılmak üzere İstanbul Poyrazköy'de işte o cephanelik oluşturulmuş.
Ankara Zir Vadisi'nde yine bir yarbay tarafından gömüldüğü ortaya çıkan Ergenekon cephaneliğindeki bombalar ile Poyrazköy'dekiler de aynı kafileymiş.
Vah Türkiyem vah!
Zaten belgede yer alan ifadeler her şeyi anlatıyor:
"Ergenekon tutuklularına destek vermek, AKP ve yandaşlarını psikolojik hareketle etkisiz kılmak, gündemi değiştirmek, teşkilatın moralini yükseltmek..."
"Cunta" diye bilinen şeyin, dar kapsamlı bir örgütlenme olmadığı her geçen gün biraz daha billurlaşıyor.
Son belgede de üçü amiral, onlarca subayın isimleri ve kaos planındaki sorumlulukları tek tek sıralanıyor.
Belgede dikkat çeken bir diğer husus da, yapılan bütün bu eylemlerin AK Parti veya dini cemaatlerin üzerine yıkılacağının ifade edilmesi.
Böylece hem hükümete hem de inançlı gruplara komplo kurulmuş olacak.
Albay Çiçek imzalı belge AK Parti'nin iç desteğini yok etmeyi planlıyordu.
Yarbay Kireçtepe'nin planı ise AK Parti'nin yurtdışı desteğini de yok etmeyi planlıyor.
Hükümet döneminde, irticanın arttığı, gayrimüslimlere yaşam hakkı verilmediği izlenimi verilecek, böylece bir darbeye tepkiler en aza indirilecek.
Yine Çiçek'in planı, Alevi-Sünni, Kürt-Türk çatışması kurgularken, Kireçtepe'nin planı Müslüman-Gayrimüslim çatışması öngörüyor.
Bütün bu kargaşa ve kaos eylemlerinin de bir darbe için meşru zemin hazırlaması umuluyor.
Halkın can ve mal kaybı, akacak kan, demokrasi ve ekonominin yiyeceği darbe ise hiç mi hiç hesaplanmıyor.
"Kafes Operasyon Eylem Planı", tıpkı ıslak imzalı "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" gibi tüyler ürpertiyor.
Genelkurmay belge ile ilgili nasıl bir açıklama yapacak göreceğiz.
Ama "Keşke bu korkunç kaos planları, gerçekten sahte olsaydı!" demekten kendimizi alamıyoruz.
Kaynak: