İlker Başbuğ hakim karşısında
Emekli Orgeneral İlker Başbuğ Balyoz Davası kapsamında Silivri Cezaevi'nde ifade veriyor.
Duruşmada mahkeme kararı ile tanık olarak dinlenmelerine karar verilen Jandarma Genel Komutanı Bekir Kalyoncu, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve emekli Korgeneral Köksal Karabay'ın da aralarında bulunduğu 6 tutuklu sanık hazır bulundu. Ayrıca müdahil Özgür-der yöneticisi olan Rıdvan Kaya da duruşmaya katıldı.
İşte Başbuğ'un ifadesinin ayrıntıları
Balyoz davasında, 5-7 Mart 2003 tarihinde gerçekleştirilen dava konusu plan seminerinde Olasılığı En Yüksek Tehlike Senaryosu (OEYTS)'na ilişkin eski Genelkurmay Başkanı İnternet Andıcı davasının tutuklu sanığı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tanık olarak dinlendi. Seminerde OEYTS'nin oynanmaması için 1. Ordu Komutanlığı'na imzası ile mesaj emri yazdığı ileri sürülen Başbuğ, "OEYTS oynanmasın demedik. Modifiye ve tadil edilerek başka bir tarihte oynanmasını istedik." ifadelerini kullandı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Balyoz davasında 3 Ocak 2003 tarihli mesaj formunu kaleme alan ve imzası bulunan Tuğgeneral Levent Gözkaya tanık olarak dinlendi. Daha sonra İnternet Andıcı Davasının tutuklu sanığı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tanık sıfatıyla ifade verdi. Başbuğ, kimlik tesbiti yapıldığı sırada ikamet adresi sorulduğunda "Biliyorsunuz bir süredir Silivri." dedi. Dava konusu 1. Ordu semineri zamanında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olduğunu belirten Başbuğ, ifadesini ayrıntılı olarak verince Mahkeme Başkanı Ömer Diken, "Size sorulmaksızın pek çok konuya değindiniz. Bir bütünlük oldu. Böylece size sorulacak sorulara da peşinen cevap vermiş oldunuz." şeklinde konuştu.
Başbuğ'un tanık olarak çağrılmasına neden olan 3 Ocak 2003 tarihli mesaj formunu incelemesi için veren Başkan Diken, ''5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığında düzenlenen plan seminerinden önce sizin de imzanızın bulunduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığının 1. Orduya gönderdiği bir mesaj emri var. Bunda Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo (OEYTS) oynanmaması isteniyor. Bu mesaj emrini neden gönderme ihtiyacı hissettiniz. Emirde oynanmaması istenmemesine rağmen seminerde OEYTS oynandığı anlaşılıyor. Daha sonra bununla ilgili bir yaptırım uyguladınız mı?" diye sordu. 2002-2003 yıllarında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olan ve mesaj formunda imzası bulunan Başbuğ, bu soruya cevap vermeden önce bazı noktalara değinmek istediğini belirterek, Türkiye'nin o dönemde yaşadığı Irak operasyonuyla ilgili süreci anlattı.
"OYNAMAYIN DENİLMESİ KURALLARA KARŞI TERS DÜŞER"
Tüm tanık ve sanıklara ısrarla sorulan Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Seneryonunun ne olduğuna ilgili açıklama yapan Başbuğ, "İddianameye konu olan Mesaj emrinin verildiği 2002- 2003 yılları arasında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olduğunu söyledi. Başbuğ, "1. Ordu Komutanlığı'nın icra etmiş olduğu seminer Kara Kuvvetleri Komanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının tatbikat programının bir gereğidir. 1. Ordu Komutanlığı seminere ilişkin planla ilgili 12 Aralık 2002 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na yazı yazarak bilgi vermiştir. Sonrada buna mukabil 3 Ocak 2003 tarihinde mesaj emri çektik. Plan seminerini öyle oynayın ki amacına daha uygun olmalı. Mesaj emrinin birinci maddesinde '1. Ordu'nun öngördüğü OEYTS'yi Kara Kuvvetleri reddediyor' deniliyor. Oynamayacaksın dedi deniliyor. Hayır yok öyle bir durum. Sadece OEYTS'yi modifiye edin bazı maddelerini tadil edin deniliyor. Mesaj emri OEYTS'yi reddetmemektedir. Oynamayın denilmesi başta bahsettiğim kurallara karşı ters düşer. Ama ilerde OEYTS'yi modifiye ederek oynayabilirsin deniliyor. Modifiye ettikten sonra da oynayacağın tarihi bildir deniliyor." dedi.
"SUÇ UNSURU VARSA BİZE SORMANIZ LAZIM"
Başbuğ, "1. Ordu Komutanlığı tatbikat programını planlama ve çalışması yapmakla görevlidir ve çalışmalarada başlamıştır. Olasılığı en yüksek tehlikeli senerayo 2003 tarihinde 2000 tarihli Milli Askeri Stratejik Dökümana göre düzenlenmiştir. Bu belgenin üzerinde ise Milli Güvenlik Stratejisi vardır" dedi. Türkiye'nin o tarihlerde çevresinde yaşanan savaş ortamına dikkat çeken Başbuğ, "Bu planların ortaya çıkmasından sonra gizlilikleri ortadan kalktı. Kimse merak etmesin planları değiştirdik" dedi. Başbuğ, Seneryonun içeriğinde eğer bir suç unsuru varsa bize sormanız lazım. Neden oynanmasına müsade ettiniz diye sormalısınız. 1. Ordu bizim mesaj emrimizden sonra çalışmalarına devam ediyor. Sonra 17 Ocak 2003 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanları 1. Ordu Komutanlığı'nı ziyaret ediyor. 31 Ocak 2003'de de 1. Ordu Komutanlığı plan semineriyle ilgili yazısını yazıp gönderiyor. Bu yazı Genelkurmay Başkanlığı dahil 56 adrese gitmiştir. Bu yazıda OEYTS oynacaklarını alternatif planlarada bakılacağınıda söylüyorlar, ancak 2. Maddesinde de Egemen Harekat Planı'nın öncelikli oynanacağı söyleniyor. Bir boyutuyla Kara Kuvvetleri Komutanlığının isteklerini büyük ölçüde karşıladığı değerlendirdik. 31 Ocak 2003 tarihli yazıya uygun olarak icra edildiğini değerlendirdik" diye konuştu.
"GENELKURMAY BAŞKANI ASLA YALAN SÖYLEMEZ"
Tanık Başbuğ, "Genelkurmay Başkanlığı raporlarına şüpheyle bakılması bizleri çok üzüyor.Genelkurmay Başkanlığı yalan söylemez sayın hakim. Eksiklik ya da yanlış bilgi olabilir ama Genelkurmay Başkanı da dahil, karargah asla yalan söylemez. Seminer evraklarının neden imha edildiği sorusuna da tüm seminer evrakları 5 yıl sonra emir gereği güvenlik nedeniyle imha edilir. Başka bir sebepten değil. Gözlemci heyeti bu tatbikatlarda en ufak olağandışılık görürse bize rapor eder. Görevleri budur, böyle bir şey olmadı." ifadesini kullandı.
"OLAĞANÜSTÜ DURUM OLSA GÖZLEMCİLER BİZE İLETİRDİ"
Tatbikatan sonra seminere katılan gözlemcilerin komuta katına sözlü ya da yazılı bir bilgi sunduklarını hatırlamadığını belirten Başbuğ, "Eğer sıradışı olağan üstü bir durum olsa mutlaka bize anlatırlardı. Bugün burada hatırlamamız söz konusu olamazdı." dedi.
"SEMİNER SONUÇ RAPORU PRENSİP OLARAK KOMUTA KATINA SUNULMASI GEREKİRDİ"
Prensip olarak tatbikattan sonra sonuç raporunun komuta katına yani kendilerine sunulması gerektiğini belirten Başbuğ, "Bugün net olarak bize sunulduğunu hatırlamıyorum. Eğer sunulmuş olsaydı ve olağan üstü durum belirtilseydi bunu unutmamız söz konusu olmazdı" diye konuştu. duruşma tanık İlker Başbuğ'un dinlenmesiyle devam ediyor.
Avukatlar ve sanıklar savcının bu sorusuna tepki gösterdi. Tanık Karabay da her seviyede plan tatbikatının yapıldığını belirterek, "Bu afaki bir çalışma değil. TSK hiçbir zaman afaki çalışma yapmaz. Harp durumunda herşeyi incelemek durumundasınız" dedi. Karabay’ın dinlenmesinin ardından duruşmaya ara verildi.
Kalyoncu: Seminerde gerçek kişi isimleri kullanılmaz
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Balyoz davasının bugünkü duruşmasında, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu tanık olarak dinlendi.
Üye Hakim Ali Efendi Peksak'ın soruları üzerine Orgeneral Bekir Kalyoncu, "Sonuç raporunun özensiz olarak hazırlandığını söylemek ne kadar doğru olur bilemem. Ancak imla hatalarından dolayı özensiz hazırlanmış olabilir. Ayrıca o tarihlerde Irak harekatı söz konusuydu, bize gelen tek rapor bu değildi. O zaman raporu ayrıntılı incelemedim. Daha sonra tanık olarak çağrıldığımda inceledim." ifadesini kullandı.
Hakim Peksak, "Sonuç raporunda planın dışına çıkıldığına dair ve darbe hazırlığı gibi bir duyum aldınız mı? veya hissetiniz mi?" diye sordu. Kalyoncu, "Ortada fol yok yumurta yok. Üstelik yoğunluğumuzu verdiğimiz birçok konu var. Böyle bir ortamda aklıma bile gelmezdi." cevap verdi.
Mahkeme Başkanı Diken'in, "Sonuç raporunda Genelkurmay İkinci Başkanı’nın imzası var. Genelkurmay Başkanı’nın imzası yok. Neye göre ayarlanıyor veya bunun takdir yetkisi kimde? sorusunu Kalyoncu, "Genelkurmay İkinci Başkanı’nın yetkisindeydi. Eğer isterse 'sayın komutana arz' diye paraf açabilir." diye cevapladı.
‘SEMİNER TARİHİNDE İRTİCAİ AYAKLANMA YOKTU’
Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş, Bekir Kalyoncu'ya, "Seminer tarihinde Türkiye'de irticai bir ayaklanma belirtisi var mıydı?" diye sordu. Kalyoncu ise, "O tarihte bir irticai ayaklanma yoktu." dedi. Savcı Kırbaş, "Plan seminerinde gerçek kişilerden bahsedilir mi? Çünkü seminerde gerçek kişilerden bahsedilmiş ve bazı belediye başkanları ile imam hatip lisesi müdürlerinin gözaltına alınmasından bahsediliyor." şeklindeki sorusuna Kalyoncu, "Prensip gereği gerçek kişilerden bahsedilmez. Genel değerlendirmem odur. Ben, genel komutan olarak uygun bulmam." diye cevap verdi.
Müdahil Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da, "Sivil toplum örgütlerin yeniden yapılandırılması başlığı var. Siz bu başlık altında yazanları doğru karşıladınız mı?" şeklindeki sorusu üzerine Kalyoncu, "Seminerde hep senaryo oynandığı için normal karşıladım." dedi.
Tutuklu sanık Çetin Doğan'ın seminere ilişkin sorularını cevaplayan Kalyoncu,. kendisinin söz konusu seminere katılmadığını belirterek "Ne oynandığını sadece önümdeki kağıttan biliyorum." Şeklinde konuştu. Çetin Doğan da, "Senaryoyu biz burada oynamaya hazırız. Arkadaşlarımız da burada zaten. Seminerde her geçen konu dakika dakika ses kaydına aldım." ifadelerini kullandı.
‘KENDİMİ BİLİRKİŞİ GİBİ HİSSEDİYORUM’
Sanıklar ve avukatların yorum ve kanaatine dayalı soruları üzerine tanık Bekir Kalyoncu, "Burada kendimi tanık gibi değil de bilirkişi gibi hissediyorum." ifadesini kullandı. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, Kalyoncu'ya soru soran birçok sanık ve avukatı, "Daha dinlenecek tanıklarımız var. Tekrar tekrar aynı sorular soruluyor. Ayrıca yoruma dayalı, kanaatini söylemesi istenen sorular sorulmasın. Sadece tanıklığı istenen gözlemci raporuna ilişkin sorular sorulsun." diye ikazda bulundu. Orgeneral Kalyoncu, Jandarma Genel Komutanı olarak kanaati sorulan bazı sorulara da, "Ben burada Jandarma Genel Komutanı olarak tanıklık yapmıyorum. Plan Daire Başkanı (Seminer tarihinde) olarak tanıklık yapmak üzere geldim." diye konuştu.
Bekir Kalyoncu, kendisine yöneltilen soruların tamamlanmasının ardından yoğun programı nedeniyle duruşmadan ayrılmak için Mahkeme Başkanı Ömer Diken'den izin istedi. Başkan Diken'in izin vermesinin ardından Kalyoncu, saat 11.30'da duruşma salonundan ayrıldı. CİHAN!--------45;-----45;-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.