İkinci Çuval Hadisesi
Başbuğ'un ortaya çıkan ses kaydı, dinlemeyi Ergenekon'un yapmış olabileceği şüphesiyle birlikte akla başka ihtimalleri de getirdi.
Ses kaydının devamı var mı?
Orgeneral İlker Başbuğ'un internete düşen ses kaydı iç içe geçmiş skandallar yumağı gibi...
Genelkurmay Başkanlığı'nın ses kaydının Bağbuğ'a ait olduğunu doğruladığı yazılı açıklamadaki "yurtdışında askerî personele yapmış olduğu bir konuşmadan yararlanılarak düzenlendiği anlaşılmıştır" ifadesi anahtar niteliğinde.
Hürriyet ve Milliyet gazeteleri dün konuşmanın 26-27 Ocak tarihlerinde Başbuğ'un NATO toplantılarına katılmak için gittiği Brüksel'de gerçekleştiğini açıkladılar.
Başbuğ'un NATO'da görevli Türk subaylara bu konuşmayı yaptığı ifade ediliyor.
O halde kayıt Brüksel'de yapılıyor.
Sadece belgeler sızdırılmıyor, Genelkurmay Başkanı bile dinlenebiliyor.
Bu açık bir zayıflık göstergesi...
Stratejist Sedat Laçiner bu durumu "ikinci çuval faciası" olarak yorumluyor.
Başbuğ'a "Seni ciğerine kadar biliyoruz, ayağını denk al" mesajı olarak yorumluyor. Laçiner zayıf ihtimalle Ergenekon'un, güçlü ihtimalle de yabancı bir istihbarat örgütünün Başbuğ'u dinlettiği kanaatinde.
Ergenekon'un Genelkurmay Başkanı'na suikast bile planladığı dikkate alınırsa bunu yapmış olmasında şaşıracak bir şey yok.
Peki iddia edildiği gibi yabancı istihbarat örgütleri bunu yaptıysa ne olacak?
Genelkurmay Başkanlığı'nın ses kaydının Başbuğ'a ait olduğunu gösteren açıklaması, konuşmanın tamamının bu olmadığını ortaya koyuyor.
Yani ses kaydının devamı var.
Burada temel soru, yayınlanmayan kısımlarda neler var?
Yayınlanan kısımlarda "Emri ben verdim" gibi çok önemli bir itiraf yer alıyor.
Hukukçular bu sözlerin Başbuğ'u, sürmekte olan "Arınç'a suikast ya da takip" soruşturmasının parçası yapacağını kaydediyor.
Ya yayınlanmayan kısımlarda çok daha ileri sözler varsa?
Kaydı yapan Ergenekon ya da yabancı gizli servisler bunu "şantaj" için kullanıyor olabilir mi?
Türkiye, böyle bir şaibeyi ne kadar taşıyabilir?
Bu aşamada önerim; toplantının konuşma tutanakları veya resmi kayıtları ne varsa Genelkurmay tarafından açıklanması.
Ses kaydının Başbuğ'a ait olduğunun teyit edildiği resmi açıklamada "konuşmadan düzenlenmiştir" deniliyor.
O halde çıkan kısımlar montaj da olabilir.
Konuşmanın orijinal halinin tam olarak yayınlanması, varsa kamuoyunu aldatmaya yönelik "düzenlenmiş" kısımların etkisini yok eder.
İkinci olarak da, ses kaydını tehdit amaçlı ellerinde tutanlar varsa emellerine ulaşmalarını engeller.
Tabii konuşmanın tam metninin yayınlanması şok ses kaydının sarstığı güveni ve itibarı büsbütün geri getiremez.
Sadece daha büyük yıkıcı etkiler yapmasını önler.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin daha fazla yıpranmaması için yapılması gerekeni ise eminim en iyi Başbuğ biliyor.
Erhan Başyurt - Bugün Gazetesi