İçişleri Bakanı Soylu, Meclis'te, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi anlattı
"Kadın Acil Destek (KADES) uygulamasını indiren kişi sayısı geçen yıla göre yüzde 317 arttı ve 2 milyon 293 bin 289 kişiye ulaştı. Gelen ihbar sayısı da geçen yıla göre yüzde 194 artışla 138 bin 978 oldu. Bu ihbarların hepsine gidildi"
TBMM (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kadın Acil Destek (KADES) uygulamasını indiren kişi sayısı geçen yıla göre yüzde 317 arttı ve 2 milyon 293 bin 289 kişiye ulaştı. Gelen ihbar sayısı da geçen yıla göre yüzde 194 artışla 138 bin 978 oldu. Bu ihbarların hepsine gidildi." dedi.
Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık başkanlığında toplandı.
İçişleri Bakanı Soylu, "aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele" başlıklı sunum yaptı.
Aile içi ve kadına yönelik şiddetin, nitelik açısından benzerlikler ve farklılıklar olmakla birlikte, eğitim, ekonomik gelişmişlik gibi kriterlerden bağımsız olarak, dünyanın hemen her ülkesinde görülen ve mücadele edilen, küresel bir sorun olduğunu belirten Soylu, "Bunu hem uluslararası raporlarda, hem elimizdeki verilerden yaptığımız analizlerde açıkça görebiliyoruz. Peki bu değerlendirme bizi rahatlatır mı elbette ki rahatlatmaz. Her şeyden önce, biz aile ve kadına yönelik şiddeti, bir insanlık suçu olarak görüyoruz. Kültürümüze, inancımıza, geleneğimize, hukuka ve tüm birikimlerimize tamamen aykırı bir suç olarak görüyoruz. Bu toplumun, milletimizin geleceği için, gelecek nesillerimiz için bir tehdit olarak görüyoruz." diye konuştu.
Soylu, bu sebeple bu konuda samimi, gayretli, sürekli yeni çözümler üreten bir mücadele içinde olduklarını ifade etti.
Aile içi ve kadına yönelik şiddetin ne yazık ki kendine ait motivasyon kaynakları olduğunu ifade eden Soylu, "Temas ettiği pek çok alan var. Mesela bizim ülkemizde, diğer ülkelerden farklı olarak, 2020 yılında faili meçhul kadın cinayeti yok. Çünkü faili, suçu işledikten sonra çoğunlukla kaçmıyor, ya teslim oluyor, ya kendini de infaz ediyor, öldürüyor. Aynı şekilde uzaklaştırma kararlarının etkileri var veya çevrenin, yakın akrabaların gelişigüzel barıştırma çabalarının doğurduğu, bazen tatsız sonuçlar var. Dolayısıyla buradaki davranış şeklini tüm yönleriyle çözmek, işin hem sosyal boyutuna, hem psikolojik boyutuna inmek, kolluk başarısı için de hepimiz açısından çok önemli." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, "Aile içi ve kadına yönelik şiddet, birbirinden farklı alanlara temas ettiği için, önleyici tedbirlerimizin yanı sıra, daha verimli ve daha kalıcı sonuç alabilmek maksadıyla, gerek ilgili bakanlıklar ve kurumlar, gerek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, gerek Diyanet İşleri Başkanlığımız, gerek Adalet Bakanlığımız, hep birlikte, bu mücadeleyi eşgüdüm içerisinde ve bir plan dahilinde sürdürmeye gayret ediyoruz." diye konuştu.
Hem Anayasa'da hem de TCK'da zaman içinde kadın ve aile lehine yaptıkları olumlu düzenlemelerin önemli olduğunu ve mücadeleye de büyük katkı sağladığını vurgulayan Soylu, yapılan değişiklikleri anlattı.
Soylu, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin amiral gemisinin 20 Mart 2012'de yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun olduğunu belirterek, "Esasen bütün bu mücadelenin yönetiminde, uygulama adımlarının belirlenmesinde, tedbirlerin planlanmasında benim de benden önceki arkadaşlarımızın da burada çalışan bürokrat arkadaşlarımızın, kolluk görevlilerimizin, tüm birimlerimizin de hareket noktası bu kanundur." dedi.
Bakan Soylu, mağdura yönelik verilen koruma tedbirler ile şiddet uygulayana yönelik önleyici tedbirleri anlattı. Soylu, "Eğer biz, topyekun bütün çerçevemizle bu mücadeleyi ortaya koymazsak bu meseleyi engelleyebilme kabiliyetine sahip olamayız. Yaptığımız hiçbir işi 'mış' gibi yapmıyoruz. Yaparsak hem milletimize karşı olan sorumluluğumuzu hem de aynı zamanda Cenab-ı Allah'a karşı olan sorumluluğumuzu, bize verilen emaneti, bize öğretilenleri ıskalamış oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bu mücadelenin kurumlar arası iş birliği ve eş güdüm gerektirdiğini belirten Soylu, bu amaçla İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir araya gelerek 25 Kasım 2019'da ortak bir protokol imzalandığını söyledi. Soylu, bu protokol doğrultusunda 75 maddelik "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı"nın hazırlandığını söyledi.
Söz konusu planda 14 maddenin İçişleri Bakanlığı ile ilgili olduğunu ifade eden Soylu, bu kapsamda yapılan çalışmaları anlattı.
KADES uygulamasının 24 Mart 2018 tarihinde hayata geçirildiğini hatırlatan Soylu, uygulamayı indiren kişi sayısının geçen yıla göre yüzde 317 arttığını ve 2 milyon 293 bin 289 kişiye ulaştığını, gelen ihbar sayısının da geçen yıla göre yüzde 194 artışla 138 bin 978 olduğunu, bu ihbarların hepsine gidildiğini ve bunlardan 73 bin 417’sinin gerçek bir tehdit içeren asıllı ihbar olduğu, kayıtlara girdiğini ve bunlara o anda müdahale edildiğini söyledi.
Elektronik kelepçe uygulamasının, mahkemelerin verdiği "teknik yöntemlerle takip" kararları doğrultusunda yapılabildiğini ifade eden Soylu, Elektronik İzleme Merkezi tarafından bugüne kadar 214 vakanın takibinin sağlandığını, halen de 43 ilde 197 vakanın takibinin devam ettiğini belirtti.
(Sürecek)
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.