Hz. Ebubekir'in ölüm döşeğinde söyledikleri
Hz. Ebubekir ölüm döşeğinde kızı Hz. Aişe'ye neler anlatmıştı?
Aişe validemiz şöyle anlatmıştır: Babam Ebu Bekir'in hastalığı şiddetlendiğinde ben ağlamaya başladım. Babam da o esnada baygınlık geçirdi. Bunun üzerine ben şu şiiri okudum: "İnsan gözyaşlarını, saklı bulunduğu damarlarda ne kadar tutabilirse tutsun, sonunda onları boşaltacağı bir zaman mutlaka gelecektir."
Ayılıp da benim bu şiiri okuduğumu duyan babam: "Ey kızım, durum senin dediğin gibi değildir. Sen bu şiirin yerine: "(Bir gün) ölüm sarhoşluğu geldiğinde 'İşte (ey insanoğlu!) Bu senin öteden beri kaçtığın şeydir (denir)' [Kâf: 50/19] ayetini oku" buyurdu.
Sonra da: "Hz. Peygamber hangi gün vefat etmişti?" diye sordu.
"Pazartesi günü" dedim.
"Peki, bugün günlerden nedir?" dedi.
"Bugün pazartesi günüdür" karşılığını verdim.
"Ben Allah Teâlâ'dan canımı bu geceden önce almasını temenni ederim" dedi ve pazartesiyi salıya bağlayan o gece de vefat etti. Ölmeden önce: "Vefatlarında Hz. Peygamber'e kaç kefen giydirilmişti?" diye sordu.
"Yemen'in sahil kasabalarında yapılmakta olan kumaştan üç kefen giydirildi. Hepsi de yeni ve beyazdı. Ayrıca kamis (gömlek) ve sarık da giydirilmedi" dedim.
O zaman: "Şu üzerimdeki elbiseyi yıkayınız; çünkü onda za'feran lekeleri vardır. Sonra da ona iki yeni kumaş parçası ekleyerek bana kefen olarak kullanınız!" buyurdu.
"Sırtındaki elbise eskidir" dediğimde de: "Ne fark eder. Hem yeni elbiselere, diriler ölülerden daha fazla muhtaçtırlar. Zaten kefen çürümeye mahkûmdur" buyurdu. [İbn Sa'd]
Milli Gazete