Konya Kapalı Havzası, barındırdığı sulak alanlar ve geniş tuz stepleri ile İç Anadolu Bölgesi için adeta hayat kaynağıydı.

Tuz, Beyşehir gölleri ile Ereğli ve Eşmekaya sazlıkları gibi önemli su kaynaklarına ev sahipliği yapan havza, bitki ve kuş türleri açısından da oldukça zengindi. Ancak havza her yıl bir Tuz Gölü büyüklüğünde su kaybediyor. Bölgedeki kuraklık Türkiye haritasını bile değiştirdi. Ülkenin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü, yüzde 85 küçülerek yerini, Beyşehir Gölü'ne bıraktı. Beyşehir Gölü ise barındırdığı su miktarı açısından Eğirdir Gölü'nün gerisine düştü. Hotamış, Ereğli ve Eşmekaya sazlıkları, Akşehir, Kulu, Bolluk, Samsam, Suğla ve Tersakan gölleri arka arkaya kurudu. Havzayı giderek kurutan sebep ise sanıldığının aksine küresel ısınma değil, yanlış su politikaları. Yapılan sulama barajı ve kanallar, yasa dışı açılan kuyular ve bilinçsiz tarımsal sulama, havzadaki sulak alanların sonu oldu.

Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, Tuz Gölü ve diğer göllerin sanılanın aksine küresel ısınma sonucunda değil, yanlış su politikaları sebebiyle kuruduğunu savunuyor. Eken'in verdiği bilgilere göre Devlet Su İşleri'nin yanlış su politikaları nedeniyle yılda 1 milyar 150 milyon metreküplük su rezervine sahip Konya Havzası'nda, 1 milyar 786 milyon metreküp su tüketiliyor. Bu nedenle her yıl havzada 636 milyon metreküp, yani bir Tuz Gölü'nü dolduracak kadar su kaybediliyor. Havzayı kurutan sebepler ise DSİ tarafından yapılan baraj ve kanal inşaatları, yasa dışı açılan kuyu ve aşırı su tüketen tarımsal ürünler. Bu etkenler, son 20 yılda Türkiye'nin en büyük ikinci gölünü kuruturken, başta flamingolar olmak üzere pek çok canlının hayatı tehlikeye girdi. Eken'e göre Tuz Gölü'ne yeniden hayat verilmesi mümkün. Bunun için su politikalarının değiştirilmesi yeterli olacak.