Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, A Haber’de Bayram Özel Programı’nda Selin Ongun’un sorularını yanıtladı. “Dini hassasiyetleri olan televizyonların kapıları bana kapatılmıştır” diyen Hatipoğlu, Türkiye’de katı bir cemaatçilik anlayışının olduğunu ifade ederek, “Cemaatleri eleştirip birbirine düşman göstermek büyük ve tutması mümkün olmayan bir hatadır. Ama bir üst kimlik ve imanı şuur lazım. O şuur cemaatler üstü olmalıdır.” Dedi. Siyasetten her zaman kaçtığını da dile getiren Hatipoğlu; “aday olsam, sonuç alırım” dedi.

 

Bana ilk zamanlarda Star’da ne işin var diye sorulduğunda “başka yerde ne işim var?” diye sordum. Ben başka televizyon kanallarıyla görüşmüşümdür, dini hassasiyeti olan. Ama kapılar kapatılmıştır belki,  insanların bilmediği çok şey vardır. Katı bir cemaatçilik anlayışı vardır Türkiye’de bunun aşılması lazım. Evet her kişi bir cemaati sevip sayabilir, hiçbir itirazım olmaz. Bir büyük zata saygı duyabilir. Hiçbir itirazım yok.  bunun illaki gerekli olduğuna da inanıyorum. Sizin genelde alamadığınızız özel ilişkilerde alma şansınız var. Cemaatleri eleştirip birbirine düşman göstermek büyük bir hatadır ve tutması mümkün olmayan bir hatadır. Ama bir üst kimlik ve imanı şuur lazım. O şuur cemaatler üstü olmalıdır. Ben bütün bir insanlık alemini davet ehli sayıyorum.Her Müslüman kardeşim biliyorum. Ben bir cemaatin mensubu da olabilirdim. Ama benim yüreğimde, benim cemaatimin müridine karşı duydum sevgi ile dışarıdaki gariban bir Müslüman’a duyduğum  sevgi arasında fark varsa imanımda problem var demek benim.

 

Bugün eğer isterseniz bir yerde belediye başkanı da olursunuz bir yerde, milletvekili de olursunuz, ilerde bakan da olursunuz.  Bunlar olabilir şeylerdir. Ben hep şunu hesap ettim bugüne kadar; Bunlara geldiğimde de çok iyi sonuçlar alacağıma da inanıyorum, çünkü çalışkanım tutuğum şeyi kopartırım sonuna kadar da götürüm. Kitlemi de çok iyi tanıyorum. Mesela Diyarbakır’da havaalanında bile insanlar niye aday olmuyorsun diye kızıyorlar.

 

Aday olduğumda sonuç alacağımı biliyorum. Biliyorum çünkü şehre gidip geliyorum, insanlarla görüşüyorum. Diğer partilerin adaylarının ailelerinin bile bana oy vereceğini biliyorum. Bildiğim şeyler var çünkü. Geleceği Allah bilir,  ama aday değilim. Aday olsaydım çoktan müracaat etmiş olurdum.