Haksöz'e BALYOZ davası!
Darbe planlarına karşı çıkıp eleştiren Haksöz Dergisi'ne yeni bir dava daha açıldı. Kenan Alpay, Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanacak.
Balyoz Darbe Planı'nı kritik eden bir yazı dolayısıyla Haksöz Dergisi Yazı İşleri Müdürü Kenan Alpay'a "Adli Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs" isnadıyla Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı.
Yargı kurumu Ergenekon Cuntası'nı afişe edenlerin peşini bırakmıyor. İnsanlık düşmanı planları bir bir deşifre olan, kirli-karanlık çamaşırları ortalığa saçılan Ergenekon Cuntası'na yargı kurumları kol kanat geriyor. Sadece son on yılda Sarıkız, Ayışığı, Eldiven diye başlayıp Oraj, Suga, Kafes diye devam eden birbirinden iğrenç, her biri diğerinden daha vahşi askerî darbe planları patlamış lağım borusu gibi etrafa dökülürken hakim ve savcıların önemli bir kısmı ise yayıncıların üzerine çökmeye çalışıyor.
Haksöz Dergisi'nin Mart 2010 sayısında "Meğer Harp Planları Oyun, Balyoz da Oyuncak Değilmiş!" başlıklı yazı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine önce Fatih Cumhuriyet Savcılığınca soruşturmaya, akabinde de Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin açtığı davaya konu oldu. TCK'nın 288/1 ve 53/1-2. Maddesine istinaden "Adli Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs" suçlaması ile Haksöz Dergisi Yazı İşleri Müdürü Kenan Alpay aleyhinde dava açıldı. Savcılık, söz konusu yazı ile "haber verme ve düşünce özgürlüğü sınırının aşıldığı, gizlilik kararı bulunan soruşturmanın ihlali, orgeneraller Çetin Doğan, İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve 49 TSK mensubunun masumiyet karinesini ihlal edildiği" iddiasında.
Kenan Alpay'ın ilk duruşması 5 Kasım 2010 Cuma günü Saat 09.30'da yapılacak.
Balyoz Darbe Planı Org. Çetin Doğan liderliğinde 1. Ordu Komutanlığında onlarca general ve yüzün üzerinde üst rütbeli subayın katılımı ile kayıt altına alınmış kapsamlı bir darbe planı olarak tüm resmi yazışmalarıyla birlikte deşifre edildi. Darbe planının ses kayıtları dahi televizyonlara, internet sitelerine düştü. Cuntanın elemanlarının önemli bir kısmı tutuklandılarsa da bir kısmı şaibeli bir biçimde salıverildi. İşte bu süreçte cuntacılar ile yargı mensupları adeta darbe karşıtlarına karşı bir dayanışma sergiliyorlar. Darbecilerin, katillerin değil darbe mağdurlarının, maktullerin yargılanmasını iş edinmiş bir yargı mekanizması Türkiye'de yabancısı olmadığımız bir durum.
"Hakikati Ne Üniformalılar Ne de Cübbeliler Örtebilir!"
Açılan davayı sitemize değerlendiren Kenan Alpay, şunları söyledi:
"Bu davada 'yargıyı etkileme' gibi son derece mesnetsiz, gerçek dışı bir iddia söz konusu ediliyor. Darbe süreçlerinde brifinglere koşarak giden, andıçları emir telakki eden, hukuka değil resmi ideolojiye ve devlete sadık olan bir yargı kurumundan (bütün toplum gibi) doğal olarak biz de payımıza düşeni alıyoruz. Askerî cuntaların darbe planlarını, yazışma ve ses kayıtlarını, suikast krokilerini, silahlarını, bombalarını dahi yeterli delil kabul etmeyen yargının bir makaleden ötürü Haksöz Dergisi'ne dava açması Türkiye'deki resmi ideolojinin totaliter ve otoriter yapısının göstergesidir. Hakim ve savcıların bizim yazdığımız yazılarla değil, gizli kapaklı telkinlerle etki altına alındığı herkese malum olan bir sır değil sanki.
Açılan davalar cuntacılara daha rahat bir alan oluşturmaya matuf. Yargı adalet isteyen, gasp edilen haklarının iadesi için çalışan muhalifleri boğucu bir atmosfere mahkûm etmek istiyor. Ancak darbe sürecini işletmekte tanklar nasıl yetersiz kaldıysa mahkemeler de aynı şekilde yetersiz kalacaktır. Hakikatin önünü almaya, gerçeği değiştirmeye ne üniformalıların ne de cübbelilerin gücü yeter. Bütün bir topluma kan kusturmayı hedefleyen darbecilere, cuntacılara karşı yükselttiğimiz onurlu mücadelemizi yargının uyduruk gerekçelerle, mahkûmiyet tehditleriyle susturabileceğini zannetmesi boşuna."