HAFTANIN EN ANLAMLI YAZISI!
"Nereye gitmektesin benim canım gardaşım?... Sen bizim dünya ahiret gardaşımızsın..." Hasan Celal Güzel'den haftanın en anlamlı yazısı...
Hasan Celal Güzel'in yazısı
Gardaş nereye?
Nereye gitmektesin benim canım gardaşım? ...
Seninle bin yıldır aynı kaynaktan su içiyor, aynı ekmeği, nanı bölüp yiyoruz. Senin tırnağına diken batsa benim canım yanıyor. Senin ‘türkülü ağıtların’ benim de hicr anımı anlatıyor.
Seninle ben asırlardır içiçe yaşıyoruz. Kız alıp verdik. Beraber sevindik, beraber güldük. Seninle aynı kıbleye yüz sürdük. ‘Allah, Muhammed’ diye musafaha edip sarıldık birbirimize. Kem gözle baktırmadık imanımıza dinimize...
Senin akrabandır diyerek sınırlarımızın dışındaki peşmergelere bile gün oldu sahip çıktık.
Peki o halde bu ayrılık gayrılık niye?...
***
Benim canımdan aziz gardaşım...
Gardaşı gardaşa, seni bana düşman etmek isteyenler var. Bunlar dış düşmanlarımızın uşaklığını yapan ‘ırkçı-bölücüler’dir.
Senin de benim gibi ne kadar imanlı bir Müslüman olduğunu biliyorum. Söyle bana, İslâmiyet’te ırkçılık, bölücülük var mıdır? Bizler Hz. Peygamber’in, bütün insanlığa hitap ettiği ‘Veda Hutbesi’ndeki, ‘Arabın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir’ düsturuna gönülden bağlı insanlarız.
Şimdi bu ‘ırkçı-bölücüler’, vatanımızın Güneydoğu kısmını ‘özerk’ h ale getirmek, sonra da Türkiye’yi bölerek bu özerk Güneydoğu topraklarında ayrı bir devlet kurmak istiyorlar. Böylece, gittikçe daha güçlü bir ülke haline gelen Türkiye’yi zayıf düşürmeye çalışıyorlar.
Sen, bu ırkçı-bölücülerin oyunlarına alet olacak mısın?
Beni bırakıp gidecek misin?...
***
Can gardaşım,
Lozan’da, ‘düvel-i muazzama’nın emperyalistleri seni ‘azınlık’ statüsüne sokmak isterken beraberce karşı çıkmadık mı? Senin, Konferans Başkanı Lord Curzon’a gönderdiğin, ‘Biz aynı milletteniz, azınlık değiliz’ şeklindeki telgraflarını hâlâ bir mertlik ve gardaşlık timsali olarak muhafaza ediyorum. Biz de ‘Onlar azınlık değildir, onlar bu memleketin asıl sahipleri arasındadır, onlar bizim gardaşımızdır’ dedik.
Gardaşlığımızı bozmak için İngilizler, Amerikalılar, Fransızlar, Ruslar, Yunanlılar az mı uğraştılar? Ne yazık ki, sayıları az da olsa, bir avuç ‘ırkçı-bölücü hain’, yabancıların Türkiye’yi bölüp parçalama emellerine alet oldular. Son çeyrek yüzyılı, gardaşı gardaşa düşman etmeye çalışan ihanetlerle geçirdik. Aramıza nifak tohumları ektiler...
Aslında sen, Amerikalının da, Avrupalının da, Rus’un da umurunda bile değildin. Çünkü sen bizim gardaşımızdın, Müslümandın. Senin ne yiyip ne içtiğini, ne derdinin olduğunu bunlar hiç düşünmediler. Akılları fikirleri seni Türkiye’nin aleyhinde koz olarak kullanmaktı.
Batılıların niyetleri belliydi. Seni istismar ederek Türkiye’yi bölüp Orta Doğu’da İsrail’e yeni bir ‘jandarma güç’ icat etmeye çalışıyorlardı. Seni siyonizmin aleti yapıp zavallı Filistin’li Müslümanlara saldırtmayı planladılar.
Emperyalizmin 21. yüzyıldaki iğrenç temsilcileri, Türk, Kürt ve Arap Müslümanların arasını bozarak Orta Doğu’yu sömürmeye devam edecekler; seni de eline birkaç kanlı dolar sıkıştırarak, birkaç çuval arpa buğday ile satın almaya kalkacaklardı. Senin insan hakların ve senin refahın, bu yeni sömürgecileri hiç mi hiç ilgilendirmiyordu.
Lakin gardaşım, bu sömürgeciler ve bunların maşaları olan ırkçı-bölücüler, senin dinine, vatanına ve gardaşlarına ne kadar bağlı olduğunun farkında değillerdi.
***
Sevgili gardaşım,
Biliyorsun ben de Güneydoğu’luyum. Yani senin hemşehrinim. Vatanımın her köşesini ve Osmanlı memalikinin her yerini adım adım dolaştım. Güneydoğu’da basmadığım toprak, ziyaret etmediğim ilçe, köy kalmadı dersem, lütfen mübalağa ettiğimi düşünme. Senin anlayacağın, arada Diyarbakır’a giderek ırkçı-bölücü tayfasıyla kebap yiyip ahkam kesen o muhallebi çocuğu, ‘ver kurtulcu’ köşe yazarlarından değilim.
Bir sabah, daha önce hiç kimsenin uğramadığı Dargeçit’te beni gören Kürt gardaşlarımın üstüme sevgiyle atıldıklarını nasıl unutabilirim?... Irkçı-bölücü PKK’nın terör estirdiği günlerde kimsenin, hatta askerin, polisin bile gidemediği, adeta kaderine terkedilmiş Eruh’u, Güçlükonak’ı, Mutki’yi, beni bağırlarına basan Kozluk’luları, Hani’lileri, Palu’luları nasıl unutabilirim?...
Ya Bingöl?... Ya, namazlı abdestli, başlarında yün takkeleri, dillerinde ‘besmele-i şerifleri’ ile iri yarı, çocuk yüzlü, melek bakışlı Bingöllüleri, Kürdü, Zazası, Türkmeni ile nasıl unutabilirim?...
Geçen yıl kız yeğenim, Ağrı’lı bir Kürt ile evlendi; şimdi nurtopu gibi bir evlatları var... Bir hafta önce de erkek yeğenim için Diyarbakır’lı bir Kürt ailenin kızını istemeye gittik, nişanı taktık. Diğer erkek yeğenim de oğluna ‘Baran’ adını koydu. Bunu yaparken de Türk-Kürt ayırımı yapmadılar; ahengini beğenmişler...
Şimdi söyle bana gardaşım, bunların çocuklarını sen mi alıp götüreceksin, yoksa bende mi kalacaklar?
Hangisine gönlün razı olacak?...
Hem sonra Malazgirt’te ortak şehitlerimizin kanlarıyla boyanmış, inancımızı temsil eden hilalli albayrağımızı hiç mi özlemeyeceksin?...
***
Benim öz gardaşım,
Sen, Selahaddin -i Eyyubi’den birlikte gurur duyduğumuz, Mervanoğlulları’nın kültür mirasını birlikte paylaştığımız, İdris-i Bitlisi’yi birlikte sevdiğimiz, Şerefhan’ın ‘Şerefnamesi’ ile birlikte şerefyab olduğumuz, bizim kendi öz insanımızsın. Çanakkale’de, Dumlupınar’da; Bilecikli Mehmet ile Batmanlı Mehmet kucak kucağa birlikte huzur içinde yatmadalar... Evliyalar diyarı Tillo’da, Norşin’de, Menzil’de; Seyyidler, Şerifler, Türkler, Araplar ve benim öz gardaşım Kürtler, yeşil sanduklarının içinde nurani uykularındadırlar...
Bütün bunları bırakıp da nereye gideceksin?...
Bilmez misin ki, Kürtler, Türkiye’de azınlık değil, Türkler gibi ‘asli unsur’dur. Her bakımdan aynı kültürü paylaştığımız, kimbilir belki de aynı kökten geldiğimiz Kürtler, milletimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Bizi birbirimize kenetleyen bağlar, sadece aynı ülkede, Türkiye’de yaşamamızdan, yalnızca ‘Türkiyeli’ olmamızdan çok daha sıkı bağlardır.
Biz sadece aynı devletin vatandaşı değil, aynı inancın, aynı kültürün, aynı tarihin, ‘tasada ve kıvançta beraberliğin’ bir araya getirdiği tek bir milletin mensuplarıyız.
Aramızdaki gönül bağı, etnik farklılığımızın çok üstündedir.
***
Bak gardaşım,
Şunu hiçbir zaman aklından çıkarma; düşmanlarımızın uşaklığını yapan Ermeni teröristlerle işbirliği halindeki ırkçı-bölücüler ve onların siyasetteki temsilcileri ‘özerklikle’, ‘çok dillilikle’, ‘çok kültürlülükle’ vatanımızı bölüp parçalamak için seni kullanmak istiyorlar.
Aslında sen onların hiç umurunda değilsin.
Ama biz seni gönülden seviyoruz.
Çünkü sen bizim dünya ahiret gardaşımızsın...
Vatan Gazetesi