HABERAL RİCASI MASON LOCASI'NDAN!
Prof. Dr. Rızvi'nin Erdoğan’a Pakistan’da “Mehmet Haberal’ı serbest bırakın” mektubunu Büyük Mason Locası’nın talimatıyla verdiği belirtildi.
Başbakan Erdoğan’a Pakistan’da “Mehmet Haberal’ı serbast bırakın” talebiyle mektup veren Pakistanlı Prof.Dr. Hasan Rızvi’nin Mason olduğu belirtildi. Razvi’nin Haberal ile 20 yıllık tanışıklığının Mason locasındaki birlikteliklerine dayandığı da ifade ediliyor.
Pakistan’ı ziyareti sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Haberal’ı serbest bırakın” talebiyle mektup veren Pakistan Organ Nakli Derneği Başkanı Prof. Hasan Rizvi’nin Mason olduğu ve bütün dünyada örgütlü bulunan Büyük Mason Locası’nın talimatıyla Ergenekon sanığı Mehmet Haberal için bu girişimde bulunduğu ifade ediliyor. Uluslararası çapta çalışan ve her ülkede güçlü bir yapı oluşturan Mason localarının emrinde çalışan Türkiye ile Pakistan Masonlarının işbirliğinin 1950’li yıllardan önceki tek parti dönemine kadar uzandığı biliniyor.
AKSAY: YARIM ASIRDIR BİRLİKTE ÇALIŞIYORLAR
Türkiye’nin yakın dönem siyaset duayenlerinden olan Devlet eski Bakanı Hasan Aksay, Pakistan ile Türkiye Masonlarının Kocatepe Camii hadisesinde de işbirliği yaptığını anlatıyor. Pakistan Organ Nakli Derneği Başkanı Prof. Abdül Hasan Rizvi’nin; Mehmet Haberal için yaptığı çıkışı değerlendiren Devlet eski Bakanı Hasan Aksay, Kocatepe Camii’nin yapılış serüvenini anlatırken, Türkiye ile Pakistan Masonları arasındaki işbirliğine dikkat çekti. Yapımı uzun zaman alan ve yeri ile projesi değiştirildikten sonra bugünkü haliyle inşa edilen Anakara Kocatepe Camii’nin ilk projesinin CHP’li Ankara Belediye Başkanı ve aynı zamanda bir Mason olan Vedat Dalokay tarafından çizildiğini belirten Aksay, “Yapımına karar verilen caminin yapımına uzun yıllar başlanamadı. Derneğin Tüzüğü 1946’da Resmi Gazete’de yayımlandı. Caminin projesini çizen CHP’li Belediye Başkanı Vedat Dalokay; hazırladığı proje ile caminin kubbesini basık ve düşük görünecek şekilde çizmişti. Bunu bizzat kendisi itiraf etti. Ne varki; CHP 1950’de iktidardan düştüğü halde cami inşaatı için kazma vurulamadı” dedi.
“MENDERES CAMİYİ ÇUKURDAN KOCATEPE’YE ÇIKARDI”
Andan Menderes’in 1950’de iktidara gelmesinin ardından da yine uzun süre cami inşaatına başlanamadığını belirten Hasan Aksay, “Menderes bir paktı imzalamak üzere Irak’a gittiğinde dönemin Irak Kralı kendisine iki tane Arap atı hediye etmişti. Menderes o atları satıp parasını camiye bağışladı ancak çukur olması nedeniyle caminin yerinin değiştirilmesini istedi. CHP’lilerin çukur bir yerde yapmak istediği caminin tam tersine Ankara’nın en yüksek tepelerinden birinde yani camiye adını veren Kocatepe’de yapılmasını sağladı” diye konuştu.
“KOCATEPE CAMİİ KUBBESİNİNİ YÜKSEKLİĞİNİ 18 METREDEN 48 METREYE ÇIKARDIK”
Cami yaptırma derneği başkanlığını Adalet Partisi Kastamonu Milletvekili İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’nun yaptığı dönemde kendisinin de dernek yönetim kurulu üyeliği yaptığını anlatan Aksay, bu dönemde çok ilginç bir olaya şahit olduklarını anlattı. Cami projesini çizen CHP’li Vedat Dalokay’ın Ankara valisi ile birlikte cami inşaatını teftişe geldiği sırada çok önemli bir itirafta bulunduğunu anlatan Aksay, şunları kaydetti: “Dalokay, o ziyaret sırasında valiye cami projesini çizerken kubbesinin yüksekliğini bilerek düşük tuttuğunu itiraf etti. Bu itirafı duyan inşaat bekçisi bunu bize gözyaşları arasında anlatınca, Dalokay’ı çağırıp bunun doğru olup olmadığını sorduk. Dalokay, itirafını bizim yanımızda övünerek anlatınca bir yarışma düzenleyerek yeni bir proje hazırlattık. Hazırlattığımız yeni projede Kocatepe Camii’nin kubbe yüksekliğini 18 metreden 48 metreye çıkardık.”
İLİŞKİLERİ 1960’LI YILLARA DAYANIYOR
Projesini rafa kaldırdıkları CHP’li Vedat Dalokay’ın “Ben bu projeyi bir başka İslam ülkesinde hayata geçireceğim” diyerek Pakistan’daki Masonlarla irtibata geçtiğini ifade eden Devlet eski Bakanı Hasan Aksay, İslamabat’ta düşük kubbeli cami projesinin hayata geçirildiğini söyledi ve 1960’lı yıllarda şahit oldukları bu hadisenin Türkiye ile Pakistan Masonları arasındaki işbirliğinin bir göstergesi olduğunu ifade etti. Uluslararası çalışan büyük localardan emir alan ulusal Mason localarının birbiriyle sıkı ilişki içinde olduklarına da dikkat çeken Aksay, Mehmet Haberal’ın serbest bırakılması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a mektup verme girişiminin arkasında da bu Masonik yapının olabileceğini kaydetti.
20 YILDIR TANIŞIYORLARMIŞ!
Başbakan Erdoğan’ın Pakistan temasları sırasında ülkenin en ünlü doktoru olarak bilinen ancak Mason olduğu da ifade edilen Prof.Dr. Hasan Rizvi; Başbakan Erdoğan’a ilettiği mektupta yakın arkadaşı olduğunu söylediği Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mehmet Haberal’ın serbest bırakılmasını istemişti. Pakistan Organ Nakli Topluluğu’nun başkanlığını yürüten Prof Rizvi’nin, Mehmet Haberal ile 20 yıla dayanan bu samimi tanışıklığının üye oldukları Masonik yapılanmaya dayandığı belirtiliyor.
HABERAL; ANKARA DOĞUŞ LOCASI’NIN 424 NOLU ÜYESİ
Ergenekon’un tutuklu sanığı Mehmet Haberal’ın Mason olduğu ve Ankara’da bulunan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’na üye olduğu 2010 yılında belgesiyle ortaya çıkmıştı. 3. Ergenekon iddianamesinde de yer alan belgelere göre; Başkent Üniversitesi Rektörlüğü’ne yapılan baskında üniversite rektörü Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın odasının arandığı, aramalar sırasında el konulan evraklar arasında Haberal’a hitaben yazılmış bir mektup bulunduğuna dikkat çekilmişti. Mehmet Haberal adına yazılı açık zarf içinde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası antetli, 23 Kasım 2000 tarihinde hazırlanmış ve Büyük Sekreter Haluk Sanver imzalı mektupta, Mehmet Haberal’a ilişkin kişisel bilgiler bulunduğu, Haberal’ın Ankara Doğuş Locası 424 nolu üyesi olduğu ve 424 nolu üyenin düzenli yatırılmış aidat makbuzlarının yer aldığı belirtilmişti.
Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.