Haberal için gizli rapor...
665 gündür hastanede tedavi gören Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'la ilgili yeni gelişmeler ortaya çıkıyor.
Kardiyoloji Enstitüsü “Haberal Adli Tıp’a götürülemez, götürülürse ölür. Adli Tıpçılar yatağı başında muayene etsin, dosyasındaki raporlarımıza göre de nihai kararını versin” şeklinde rapor hazırladı.
Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Üst Düzey Yöneticisi iddiasıyla tutuklu yargılanan ancak 665 gündür tutuklu olmasına rağmen hiç cezaevinde kalmayan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın hastane serüveniyle ilgili yeni bir skandal daha ortaya çıktı. ‘Taburcu’ raporu 1 yıl mahkemeden saklanan Haberal için “Her türlü şartlar altında Adli Tıp’a sevk edilmesi” kararı çıkmadan bu karara önlem olarak rapor düzenlendiği ortaya çıktı.
‘HER TÜRLÜ ŞART’ KARARINA RAĞMEN SEVK EDİLMEDİ
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Kasım 2010 günü “Haberal’ın nihai sağlık durumuyla ilgili rapor aldırılması için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine” karar verdi. Ancak bu sevk 20 Aralık 2010 gününe kadar gerçekleştirilmedi. 20 Aralık günü Haberal’ın tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’ne giden jandarmalara son dakikada hazırlanan “Yeriden oynatılırsa ölür” raporu verildi ve sevki engellendi.
AVUKATLAR SORDU VE CEVAP ALDI
Haberal’ın Adli Tıp’a gitmemek için 20 Aralık’tan çok önce hazırlık yaptığı ortaya çıktı. Mahkeme’nin “Adli Tp’a sevk” kararından hemen sonra avukatları, Kardiyoloji Enstitüsü’ne Haberal’ın Adli Tıp’a sevkinin ne kadar tehlikeli olabileceğini anlatacak 4 soru sormuş ve cevap istemiş. Prof. Dr. Nazmi Gültekin, Doç. Dr. Barış Ökçün, Doç. Dr. Alev Arat Özkan ve Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Haberal’ın avukatlarının sorularına istenilen cevapları 23 Kasım günü raporlaştırmış.
‘TIBBİ VE YASAL ZORUNLULUK’
Kardiyoloji Enstitüsü Başkanlığı’na gönderilen yazıda, Haberal’ın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilemeyeceği, Adli Tıp raporunun da kendileri tarafından verilecek raporlar üzerinden hazırlanabileceği iddi adilmiş. 13 Kasım 2010 tarihli yazıda, “Haberal’ın muayenesinin Adli Tıp Kurumu uzmanlarınca Enstitümüzde hasta yatağı başında yapılması ve hasta dosyası içeriğindeki dökümanlar üzerinden sonuçlandırılmasının tıbbi ve yasal zorunluluk olduğu kanaatinde” olunduğu belirtilmiş.
‘Biz ne dediysek Adli tıp aynen kabul etsin’
Ergenekon davasına bakan İstanb ul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Adli Tıp Kurumu uzmanlarının Mehmet Haberal’ın ayağına gitmesine karar verdiren 23 Kasım 2010 yazıdaki Haberal’la ilgili bazı tespitler şöyle:
TUTUKLANINCA PSİKOLOJİSİ BOZLDU
Hastanın bekemediği bir anda tutuklanması posttravmatik stres sendromuna bağlı yoğun anksiyete ve müteakiben muhtemelen psikoz eşdeğeri iki uçlu major depresyon gelişmesine neden olmuştur. Tutukama durumunun devam etmesi hastada ani öfke patlamaları ve bir kaç dakika gerçek dünyadan kopuş nöbetlerine neden olmuştur.
PSİKOLOJİSİ ÖLÜME GÖTÜREBİLİR
Psikosomatik açıdan yaklaşıldığında mevcut psikiyatrik tablonun vazospastik anginayı tetikleme potansiyeli hala vardır. Ayrıca katekolaminerjik deşarjın tabloyu şiddetlendirmeye ve ölüme yol açma olasılığı yüksektir.
ADLİ TIP YENİ TESTLER YAPMASIN
Ölüm riski yüksek olan hastanın tutukluluk durumu halihazırdaki ruhsal ve bedeni yönden sağlık durumunu gün geçtikçe olumsuz yönde etkilemektedir. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nca Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın muayenesinin Enstitümüzde, hasta yatağı başında yapılması ve hasta dosyası içeriğindeki dökümanlar üzerinden sonuçlandırımasının tıbbi ve yasal bir zorunluluk olduğunun görüş ve kanaatindeyiz.
Sevk günü ‘ölebilir’ raporu böyle verildi
20 Aralık günü Haberal’ı Adli Tıp’a sevketmek için Kardiyoloji Enstitüsü’ne giden jandarma görevlilerine, 23 Kasım tarihli yazı ile 17 Aralık 2010’da Prof. Dr. Kema Arıkan, Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve Dr. Ümit Yaşar Sinan tarafından verilen “Haberal’ın 16 Aralık akşamı deliryum tablosu geliştirdiği ve bu şartlarda yatarak tedavisi gerektiği” raporu gösterilen Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve Dr. Rıza Kaya “Haberal’ın Adli Tıp’ta hazır edilmesi mümkün değildir” raporu veriyor.
Star