Günümüz evlilikleri ne durumda?
Farklı aileden, farklı kültürden gelen ve iki ayrı kişiliğe sahip kadın ve erkeğin oluşturduğu evlilik zannedildiği gibi kolay elde edilmiyor
Farklı aileden, farklı kültürden gelen ve iki ayrı kişiliğe sahip kadın ve erkeğin oluşturduğu evlilik zannedildiği gibi kolay elde edilmiyor. Evlenmek, yuva kurmak kolay da, ömür boyu o birlikteliği sürdürmek beceri istiyor. O birlikteliğin içinde bulunan sosyal, kültürel, ekonomik, dinî, fikrî, duygusal ve geleneksel sorunlar gelecek için büyük önem taşıyor.
Evliliğin ilk dönemindeki davranışlar evliliğin gidişatını belirlediği için bu dönemleri çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Bilindiği gibi evlilik öncesindeki dönemler, eşlerin gerçek kişiliklerini gizledikleri dönemlerdir. Eşler, söz kesme ve nişanlılık gibi dönemlerde birbirlerinin hoşuna gidecek davranışlar sergilerler. Maske takıp rol yaptıkları için ortak paydalarını belirlemede gevşek davranırlar. Evlilik sonrasında beklentileri ve kişilikleri yavaş yavaş ortaya çıktığında ise sorunlar baş gösterir. İşte esas birliktelik ve evlilik hayatı bundan sonra başlar.
Günümüz evlilikleri ne durumda?
Hayatta hiçbir şey kolay ve ucuz değildir. Evlilik gibi ciddi bir kurumun bedelleri vardır. Her şeyde olduğu gibi evliliklerde de sorunlar mutlaka olacaktır. Sorun yaşamayan, sıfır hata ile yürüyen evlilik yoktur. Bir düşünürün dediği gibi; 'Sorunsuz hayat, zevksiz hayattır. Önemli olan sorunlarla mücadele edip onların üstesinden gelebilecek iradeyi ortaya koyabilmektir' Yeni evlenenler, evlilik öncesinde sorunlara hazırlıklı olmalı ve bunlarla mücadele edebilecek güçte kendilerini hazırlamalı. Burada anlatmaya çalıştığımız sorunların krizlere dönüşmemesidir. Günümüzde krize dönüşen evliliklerle ilgili yurt içi ve yurt dışındaki üniversitelerde yapılan araştırmalar var. Şimdi bu araştırmaların ortak paydalarını sizinle paylaşalım.
Eski evliliklerde tehlikeler neden azdı?
Eski evliliklerde geçimsizlikler daha az yaşanıyordu. Çünkü insanların beklentileri bugünkü kadar değildi. Eski insanlarda sabır ve tahammül vardı. Zorluklarla mücadele edebilecek iradeleri vardı, aşırı hırsları yoktu.
Çok değil bundan 35-40 sene öncesinden bahsediyoruz. Kırk sene öncesinin evliliklerinde sorunlar 10 veya 15 senelerinden sonra baş gösteriyordu. Bu sorunların çoğu da alkol, kumar ve ihanet gibi sorunlardan oluşuyordu. Ekonomik sorunlardan dolayı boşanan insanlar yoktu, olsa bile çok azdı. O dönemin insanları ufak tefek sorunlar yüzünden evliliklerini tehlikeye sokmuyorlardı. Sorunlarla mücadele edip üstesinden gelebilme güçleri vardı.
Şimdi ise her şey değişti. Daha düne kadar, evlilik uzmanlarının ortak tespitleri şöyleydi; evliliğin tehlikeli yılları 5 ile 7 yıl arasında değişiyordu. Bu durum da değişti. Günümüzde yapılan evliliklerin en tehlikeli dönemleri bir yılın altına düştü. Yeni nesil evlilikten çok şey bekliyor. Çağımızın kapitalist sistemi insanları egoist yaptı. Devamlı almak ve tüketmek istiyor. İstediği olmayınca da isyan edip baş kaldırıyor. Bugünkü kuşakta, eski insanların ne sabrı ne de tahammülü kaldı...
Tehlikelerin karşısında durabilmek
Hayatın her alanında tehlikelerin var olduğunu söyledik. Önemli olan bu tehlikeler karşısında durabilme iradesini ortaya koyabilmektir. Şimdi evliliğin ilk dönemlerindeki sorunların krizlere dönüşmemesi için yapılacakları sıralayalım.
Yapılması gerekenler:
Birbirimizin özel ve genel huylarını anlamaya çalışın. Birlikte yaşamanın sorumluluklarını okuyarak ve araştırarak öğrenin. Hele bir evlenelim 'geçinebilirsek' evliliği sürdürürüz. 'Geçinemezsek' ayrılırız mantığıyla yapılan evlilikler, ayrılma ile sonuçlanıyor. Kesinlikle böyle bir evlilik yapmayın. Evde kargaşanın olmaması için 'yöneten' ile 'yönetilen' belli olsun. Bizim kültürümüzde bu görev erkeğe verilmiştir. Kadın bu konuda uyumlu olmalı.
Siz artık bir aile oldunuz. Birbirinizden ayrı davranışlar sergilemeyin. Birlikte hareket etmeyi prensip haline getirin. Geçimsizliğin baş düşmanı "erkekte öfkelenme, kadında da inatlaşma" olduğu için bu iki duyguyu kontrol altında tutun.
Birbirinizi değiştirme isteği evlilik öncesinde olabilir. İsteklerinizi, arzu ettiğiniz gibi sıralayabilirsiniz. Hatta sözleşme bile yapabilirsiniz. Evlilik sonrasında ise, birbirinizi değiştirmeye kalkmayın. Birbirinizi olduğu gibi kabullenmek zorunda olduğunuzu bilin. Huylarınızdan ve alışkanlıklarınızdan dolayı çatışmalar oluyorsa bunlardan ders alın ve kendinizi frenlemeyi bilin.
Aileler ve akrabalar arasında 'mesafeyi ve dengeyi' çok iyi ayarlayın. Bu dengeyi oluşturamazsanız kendi aile yuvanızın tehlikeli dönemlere gireceğini bilin. Çevrenin ve akrabaların etkileri altında kalarak hareket ederseniz evliliğinizin yürüyemeyeceğini aklınızdan çıkarmayın. Evliliğin ilk dönemlerinde birbirinize karşı 'üstünlük sağlama' kompleksine girmeyin. Doğal halinizle, başka kişiliklere bürünmeden nasılsanız ise öyle davranın. Evlilik hayatında sorunlar mutlaka olacaktır. Bu sorunlara önceden kendinizi hazırlayın.
Evlilikleri krizden kurtarmak için...
Evliliğin ilk dönemlerinde eşlerin en çok yakındıkları sorunların başında karakter uyuşmazlığı ve huyların çatışması geliyor. Bununla birlikte her iki tarafın aileleri de müdahil duruma girince sorunlar krize dönüşüyor. En çok boşanmalar da bu dönemde oluyor. Bunun oranı da 0 civarındadır.
Evlilik sorunlarının krize dönüştüğü dönemler de ikinci yıldan sonra baş gösteriyor. Krizin sebebi de beklentilerin karşılanmaması şeklinde dile getiriliyor. Bununla birlikte ekonomik ve sosyal sorunlar da devreye girince krizler dayanılmaz hal alıyor. Üçüncü ve dördüncü yıllardan sonra sorunlar katmerleşiyor. Sürekli kavgalar ve küskünlüklerle birlikte alkol ve kumar gibi bağımlılıklar krizleri daha da çıkmaza sürüklüyor.
4-5 ve daha sonraki yıllardan sonra aile içi şiddet öne çıkıyor. Aynı evde iki yabancı gibi yaşayan eşler, çocukları yüzünden birbirlerine zoraki tahammül ediyorlar. Bu dönemlerde üçüncü bir kişinin devreye girmesi krizleri çekilmez hale getiriyor. Uzmanlar bütün bu krizlerin nedenini evliliğin ilk dönemlerindeki yanlış davranışlar ve alışkanlıklar üzerine kurulmasından kaynaklandığını söylüyorlar.