Gül, Özhaseki'ye kefil oldu
Ruşen Çakır bugünkü kaleme aldığı yazısında Cumhurbaşkanı Gül'ün, yolsuzluk iddialarına adı karışan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Özhaseki'ye kefil olduğunu yazdı.
Abdullah Gül sessizliğini bozdu
Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır bugünkü kaleme aldığı yazısında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, yolsuzluk iddialarına adı karışan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye kefil olduğunu yazdı.
İşte Ruşen Çakır'ın o yazısı;
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’ye yönelik yolsuzluk iddiaları konusundaki ilgili sessizliğini sonunda bozdu ve kendisine “sonuna kadar kefil” olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmet Sever’in Vatan’a aktardığına göre, Cumhurbaşkanı Gül şöyle konuştu: “Özhaseki’yi çok yakından ve iyi tanırım. Kendisi son derece çalışkan, temiz, dürüst ve şeffaf bir belediye başkanıdır. Kendisine sonuna kadar kefilim.”
Sever’e Gül’ün önceki güngazetecilere “Bir şey söylersem taraf olurum. Siyasetçi olsam çok şey söylerim ama kendimi tutayım” demiş olduğunu hatırlatıp neden bir gün sonra karar değiştirdiğini sordum. Kendisinden şu cevabı aldım: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın, CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Sayın Cumhurbaşkanı bildiğini açıklayabilir. Bence hiçbir sakıncası yok’ demesi üzerine fikrini değiştirdiğini söyleyebilirim.”
Bu haberin öyküsü
Cumhurbaşkanı Gül’ün yolsuzluk tartışmalarına yepyeni bir boyut katacağı kesin olan bu açıklamasının neden sadece Vatan’da yer aldığını merak edenlere şunları söyleyebilirim. Dün NTV’de Yazı İşleri programında konuğum Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı’ydı. Kendisiyle tam Kayseri konusunu tartışırken, Kılıçdaroğlu’nun ‘Sayın Cumhurbaşkanı bildiğini açıklayabilir” sözlerinden haberdar olduk. Bunun üzerine Bursalı, Gül’ün konuşmasının çok isabetli olacağını, hatta AKP içinde bazı karışıklıklara neden olabileceğini söyledi. Ben de “Eğer Gül bu konuda sessizliğini bozarsa, mutlaka Özhaseki’ye kefil olur. Başka türlüsü söz konusu olamaz” diye kendi görüşümü söyledim.
Böyle düşünüyordum çünkü gerek Gül, gerek Özhaseki’yi 1991 genel seçimlerinden beri tanıyorum. O tarihten bu yana Kayseri’de beş ayrı seçim kampanyasını izledim ve Gül ile Özhaseki’nin RP-FP ve daha sonra da AKP saflarında çok uyumlu bir ikili oluşturduklarına defalarca tanık oldum.
Yayının ardından Cumhurbaşkanı Gül’ün basınla ilişkilerden sorumlu başdanışmanı Ahmet Sever’i aradım. Ahmet çok yakın arkadaşımdır. Daha kendisine Köşk’teki atmosferi soramadan bana “yayında söylediklerinde haklısın, Sayın Cumhurbaşkanı, Mehmet Bey’e sonuna kadar kefil olduğunu bize söyledi” dedi.
Ben de kendisine doğal olarak “Peki bunu kendisinin ağzından yazabilir miyim?” diye sordum. Bir müddet sonra Ahmet beni aradı ve Cumhurbaşkanı Gül’ün, haberin başındaki sözlerini aktardı ve “aynen yazabilirsin” diye ekledi.
Evet Cumhurbaşkanı Abdullah Gül sonunda “taraf” olma riskini göze alarak çok eski bir dostuna tereddütsüz bir şekilde sahip çıktı. Kuşkusuz ana muhalefet partisi söz konusu yolsuzluk iddialarının peşini, Gül’ün bu açıklaması nedeniyle bırakmayacaktır. Hatta bundan böyle Özhaseki’yle birlikte sadece iktidar partisini değil, Cumhurbaşkanı’nı da hedef alacaklarını tahmin edebiliriz.
Fakat cepheyi böylece genişletmenin CHP’nin lehine mi aleyhine mi olduğu epey tartışılır. Benim bu konuda ne düşündüğümü merak edenler varsa şimdilik şu kadarını söylemekle yetineyim: Cumhurbaşkanı Gül’ün sırf “arkadaş hatırı” için konumunu riske atmış olması bana hiç makul gözükmüyor. Yani CHP yöneticilerinin, Gül’ün kefaletinin ardından ellerindeki dosyaları eleştirel bir şekilde yeniden incelemeleri hiç de yanlış olmaz.