Görmez: "İslam, Rabbimizin himayesindedir,"
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "İslam, Rabbimizin himayesindedir, o insanın elinde değildir.
AFYONKARAHİSAR (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "İslam, Rabbimizin himayesindedir, o insanın elinde değildir. Rabbimiz kıyamet sabahına kadar İslam'ın baki kalacağını vadetmiştir ancak içinden geçtiğimiz süreçlere baktığımızda hepimiz şunun farkında olmalıyız. İslam bir beka sorunuyla karşı karşıya bırakılmıştır." dedi.
Görmez, 2. İlçe Müftüleri Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Kur'an-ı Kerim'e bakıldığında, dünyanın küresel bir kötülükle karşı karşıya olduğunun görüleceğini belirterek, Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette yeryüzünün bozguncular tarafından bozulmasından söz edildiğini söyledi.
"Bütün bu kötülükleri nasıl önleyebiliriz?" diye soran Görmez, açlığın, sefaletin, adaletsizliğin, hukuk ihlallerinin, insan haysiyetini ayaklar altına alan ticaretlerin, terörün, şiddettin, katliamın, vekalet savaşlarının dünyayı karışıklıkla karşı karşıya getirdiğini dile getirdi.
İlim, hikmet ve adaletin varlığa hayat veren kavramlar olduğuna işaret eden Görmez, "Bunlar bütün dünyada zayıflamaya devam ediyor. Bütün dünyaya ve bütün insanlığa karşı görevlerimiz ve sorumluluklarımız var. Yüce Rabbimiz, Hazreti Şuayb'in lisanıyla bütün peygamberlerin görevlerinin 'ıslah' olduğunu ifade eder. Yeryüzünü her türlü kötülükten korumanın bütün peygamberlerin asli görevi olduğunu, peygamberlerin mirasçısı olarak da ilan edilen alimlerin görevinin yer yüzünü ıslah etmek, yeryüzünü her tülü fesattan, kötülükten korumak olduğunu açıkça ifade buyurmuştur." diye konuştu.
- "İslam bir beka sorunuyla karşı karşıya bırakılmıştır"
Görmez, İslam'ın var olma ve yok olma arasında bir mücadeleye mecbur bırakıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbet de İslam, Rabbimizin himayesindedir, o insanın elinde değildir. Rabbimiz kıyamet sabahına kadar İslam'ın baki kalacağını vadetmiştir ancak içinden geçtiğimiz süreçlere baktığımızda hepimiz şunun farkında olmalıyız, İslam bir beka sorunuyla karşı karşıya bırakılmıştır. Bütün İslam kaynaklarımızda 5 temel ilke vardır. Canı korumak, malı korumak, dini korumak, aklı korumak ve nefsi korumak. Bunlar İslam'ın en temel gayelerindendir. Bugün sadece canımız tehlikede değil aynı zamanda Müslüman coğrafyada din güvenliği tehdit altındadır. Sadece akıl, nefis, mal güvenliği değil aynı zamanda dinin emniyeti, din güvenliğinin tehdit altında olduğunun farkında olmalıyız. Son yıllarda yaşadığımız bütün büyük acılarda, hem ülkemizde, hem coğrafyamızda, hem de dünyada İslam, insanlığın birinci gündem maddesini işgal etmeye devam ediyor ama üzülerek belirteyim yüce dinimiz İslam, bütün kainata getirdiği rahmetiyle gündemde değil, yüce dinimiz İslam, her türlü ayrımcılığı ve ırkçılığı reddeden adaletiyle insanlığın gündeminde değil, üzülerek belirteyim ki, 2 asırdır fakirlik, cehalet, sefalet konuşulur, bir şekilde İslam ile ilişkilendirilir. Savaş, şiddet, terör konuşulur, bir şekilde kaynak İslam olarak gösterilir. Kadına karşı şiddet konuşulur bir şekilde suçlu İslam ve Müslümanlar ilan edilir. Çocuk istismarı tartışılır, kaynak İslam’da aranır. Kısıtlanan özgürlükler tartışılır yine İslam ile ilişkilendirilir. Darbe olur, 15 Temmuzlar olur ve yine bir şekilde en kötü mefsedet hareketleri kaynağını İslam'dan aldığını zannederek, İslam'a da en büyük darbeyi vurmuş olurlar."
- "Son günlerde yapılan saldırılar, İslam medeniyetinin ortak aklına yöneliktir"
Görmez, Diyanet İşlerinin Başkanlığı tarihinin oldukça önemli ve öğretici olduğunu, din, devlet ve toplum ilişkilerini öğrenmek isteyenlere bu tarihi okumalarını ve incelemelerini tavsiye etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve teşkilatının, ilk 25 yıllık döneminde milletin bekasıyla dinin bekası üzerinde yoğunlaştığını ve bu milletin ancak dinin bekasıyla beka kazanacağı üzerinde durduğunu anlatan Görmez, bugüne kadar dinin simgelerini kaybetmemek için mücadele veren teşkilatın, 5 bin personeliyle her türlü takdiri hak eden büyük hizmetlerde bulunduğunu söyledi.
Görmez, Diyanet İşleri Teşkilatının dayandığı geleneğin, İslam medeniyetinin ortak aklı ve ortak vicdanı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O ortak aklı ve ortak vicdanı gittiği her yere taşımıştır. Son günlerde Diyanet ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) üzerinden yapılan saldırılar, itibarsızlaştırmalar aslında İslam medeniyetinin ortak aklına yöneliktir. Çünkü İslamofobik nefretin hedefinde şiddet üreten yapılar yoktur. İslamofobik nefretin hedefinde bilakis İslam medeniyetinin o medeniyet üreten ortak aklı, ortak vicdanı vardır. Onun için bu dördüncü 25 yıl içerisinde çok daha büyük hizmetler başlamıştır. Artık Diyanet sadece Türkiye'nin Diyaneti değildir, Diyanet aynı zamanda Rusya’da, Orta Asya’da, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Müslüman kimliğini yeniden inşa etmeye çalışan Müslüman kardeşlerimizin Diyanetidir. Diyanet aynı zamanda 5 asır birlikte yaşadığımız Balkanlardaki Evlad-ı Fatihan’ın Diyanetidir. Diyanet aynı zamanda iki asır sömürgeler altında inim inim inleyen Afrikalı Müslüman kardeşlerimizin Diyanetidir. Diyanet aynı zamanda Latin Amerika'da İslam dünyasıyla irtibatını kaybetmiş 7 milyon Müslüman'ın Diyanetidir. Diyanet aynı zamanda Pasifik Asya’da adalarda yalnızlığa terk edilmiş bütün Müslüman kardeşlerimizin Diyanetidir."
Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Afyonkarahisar Valisi Aziz Yıldırım, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ile ilçe müftüleri ve eşleri katıldı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.