Gölcük depremini yaşayan usta öğretici afetzedelere moral oluyor.
Görev yaptığı Çayırova Halk Eğitimi Merkezi ekibiyle Hatay'a gelen İlknur Kavakçı:- "Buraya bağışlanan kıyafetler bol, uzun gelmiş olabiliyor. Onların tadilatını yapıyorum. Normalde mesleğim el sanatları üzerine ama bu alanda da ihtiyaç var"
HATAY (AA) - BEKİR BEKTAŞ/BİLAL ALTIOK - Tanıklık ettiği 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi sonrası evi hasar görünce bir süre çadırda yaşayan İlknur Kavakçı, görevli olduğu Çayırova Halk Eğitimi Merkezi ekibiyle gönüllü olarak geldiği Hatay'da depremzedelerin yaralarını sarmaya çalışıyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden en fazla etkilenen illerden Hatay'da AFAD koordinesinde oluşturulan çadır ve konteyner kentlerde yaşam sürüyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Defne ilçesi Orhanlı Mahallesi'nde kurulan çadır kentte, Çayırova Halk Eğitimi Merkezi usta öğreticileri, afetzedelerin kıyafet ihtiyaçlarını gidermenin yanı sıra afetin travmasını aşmaları için depremzedelere çeşitli kurslar veriyor.
Evi 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminde hasar gördüğü için o dönem yaklaşık 6 ay çadırda kalan İlknur Kavakçı da depremzedelerin yardımına koşanlar arasında yer alıyor.
El sanatları usta öğreticisi olarak görev yapan Kavakçı, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinesinde oluşturulan bir çadırda depremzedelerin kıyafetlerinin onarımını ve paça dikimi gibi işleri yapıyor, el sanatlarına ilgi duyan depremzedelere yardımcı oluyor.
- Depremzedelerin acısını yürekten hissediyor
Kavakçı, AA muhabirine, deprem haberini aldığı ilk günden beri hep, depremzedeler için ne yapabileceğini düşündüğünü söyledi.
Kendisinin de Gölcük depreminde yakınlarını kaybettiğini aktaran Kavakçı, Hatay'daki depremzedelerin içinde bulunduğu psikolojik durumu anlayabildiğini dile getirdi.
Kavakçı, Hatay'a geldiğinde buradaki depremzedelerin elbise tadilatı işlerine ihtiyaç olduğunu fark ettiğini belirterek şöyle konuştu:
"Buraya bağışlanan kıyafetler bol, uzun gelmiş olabiliyor. Onların tadilatını yapıyorum. Normalde mesleğim el sanatları üzerine ama bu alanda da ihtiyaç var. Ben de bu konuda yardımcı oluyorum. Ben de o günlere dönüyorum. Onlara, 'Zaman her şeyin ilacı, bugünler geçecek. Sıkıntılar ilk günkü gibi kalsaydı, yaşanmazdı. Zaman geçtikçe sıkıntılar da azalıyor.' diyerek moral veriyorum. Benim 17 Ağustos depremini yaşadığımı duyup, soranlar da oldu. Genç bir çocuk, 'Ne kadar sürede toparlandınız?' dedi. Yıkıntılardan rahatsız oluyor belli ki. 'Bir iki yıl içinde toparlanır' dedim."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.