Gıybet Testine Var mısınız?
Testlere alışık olanlar bu seferde gıybet testine var mısınız?
ilk akla gelen kelime: içki
şimdi "içki" gıybet "yerine KOYALIM.
"gıybetin damlasını ağzıma koymam" diyebiliyor muyuz?
Bu cümleyi kurarken gönlümüz rahat mı?
içkinin damlasını ben de ağzıma koymadım .. koymamaya çalıştım.bilerek içtiğimi hiç hatırlamıyorum çok şükür .. öyle içki sofralarına kurulupta sarhoş da olmadım ömrümde. Eğer içki kadar koksaydı gıybet, Eğer birlikte gıybet sofrasına Oturup kana kana içenler / doyanlar sarhoş olsaydı mahallemizin manzarası nasıl olurdu? kaçımız Ayık kalırdı? ne kadarımızın ağzı gıybet kokardı?
2-burası ..... ..... li mi?
o kadar sık sorarız ki bu cümlenin "içki" lisini .. içkili mekanlara girmekten çekiniriz .. içki bulaşığı bardaklardan su içmekten sakınırız .. Çocukları mizi içkili lokantalara sokmaktan utanırız .. peki hiç şöyle de sorduk mu bu soruyu: burası gıybetli mi?
uzaklara gitmeye gerek yok.belki de evimiz de belki de en çok bize ait olduğunu sandığımız odamızda .. seccademiz i serdiğimiz yuvamızda .. çocukları mızın saçlarını okşadığımız kanepelerde. . az önce namaz kıldığımız caminin bahçesinde ... belkide tam kubbesinin altında .. içkiyi yakıştırmadığımız dudağımıza damağımıza odamıza yuvamıza, içmekten daha ağır sonuçları olan gıybeti nasıl yakıştırıyoruz?
3-yemeklerimizde. ...... eti yoktur ..
ilk aklımıza gelen cevap: domuz ..
ya yemeklerimizde peki. ..
ne kadar uzak dururuz domuz etinden ... gördüğümüzde safra iğreniriz ..
peki yahiç görünmüyor diye hiç kokmuyor diye yediklerimize ne demeli? gıybetlerimiz domuz eti kadar iğrenç kokmuyor mu?
4 -........ islami usule göre kesilmiştir ...
Cevap: etlerimiz.
etlerimiz yerine "sözlerimiz" kelimesini koyarsak ne olur?
"sözlerimiz islami usule göre kesilmiştir." gıybet olur mu diye yarıda kestiğimiz bir sohbeti Hatırlıyor muyuz? arkadan çekiştiriyor Olabiliriz diye boynunu vurduğumuz bir sözümüz oldu mu? Nefeslerimizin kardeşimizin ölü etini yemek gibi iğrenç bir eylem için murdar etmiş olabileceğimizden hiç endişelendik mi?
*Senai Demirci'nin Söz Yangını isimli kitabından alıntıdır www.timas.com. tr
Kaynak: