"Gezgin arıcıyız ve önce doğayı sonra da arılarımı çok seviyorum"
İzmirli Mehmet ve Nazan Bölükoğlu çifti, kaliteli bal elde etmek için 30 yıldır il il dolaşıyor.
Babasından aldığı 10 kovanla 13 yaşında arıcılığa adım atan Mehmet Bölükoğlu, eşi Nazan Bölükoğlu ile 1995 yılında gezgin arıcılığa başladı.
Her yıl ocak ayında arılarıyla İzmir'in Foça ilçesinden yola çıkan Bölükoğlu çifti, yılın 9 ayını evlerinden kilometrelerce uzakta geçiriyor.
Bölükoğlu çifti, bu sezon arılarını İzmir'in Kozak Yaylası ve Bursa'nın Karacabey ilçesinin ardından Kırklareli'nin Karıncak köyü Manastır Dere mevkisine getirdi.
Gezgin arıcı 61 yaşındaki Mehmet ve 54 yaşındaki Nazan Bölükoğlu, bal veriminin artması için yoğun mesai harcıyor.
Çift yılda 6 ton bal üretiyor.
- "430 kovanla gezgin arıcılık yapıyorum"
Mehmet Bölükoğlu, AA muhabirine, 30 yıldır gezgin arıcılığı severek yaptığını söyledi.
Arıcılığın dede ve baba mesleği olduğunu ifade eden Bölükoğlu, babasının kendisine hediye ettiği 10 kovanı 430 kovana ulaştırdığını belirtti.
Gezgin arıcılığın zor, meşakkatli ancak bir o kadar da zevkli olduğunu dile getiren Bölükoğlu, "Babam ilk önce 10 kovan verdi ve 'Al bu kovanların balı senin, benden harçlık isteme, çalış kazan' dedi. Sonra ben de bu kovanları çoğaltarak 100'e çıkardım. Şimdi eşimle 430 kovana kadar çıkardık. Gezgin arıcılık çok zor. Bir gün arının işini bırak o yılın heder olur. Arı devamlı takip isteyen bir canlı." diye konuştu.
Bölükoğlu, gezgin arıcılık sezonuna her yıl İzmir'in Foça ilçesine bağlı Kozbeyli Mahallesi'nin kırsalında başladıklarını, Kozak Yaylası, Bursa'nın Karacabey ilçesinin ardından Kırklareli'ne geldiklerini söyledi.
Kovanların arasına girdiğinde çok keyif aldığını anlatan Bölükoğlu, arılarından uzak bir gün bile geçirmediğini kaydetti.
Tüm yorgunluğunun bal hasadıyla sona erdiğini ifade eden Bölükoğlu, "Bal hasadına geldiğimde kovanları açtığımda 'Cenabıallah mükafatımın karşılığını vermiş' diyorum, seviniyorum, gurur duyuyorum. Eşimle ocak ayından beri devamlı arının içindeyiz, bir gün ihmal etmiyoruz. Sabah güneş doğmadan ve akşam da hava kararmasına yakın sandıkları açar bakarım. Eşimle yapıyoruz arıcılığı. Eşim de çok seviyor arıları. Doğada biz arıyla uğraştığımız zaman kederi, gamı her şeyi unutuyoruz."
- "Arıların arasına girdiğimde dünya ile hiçbir bağım kalmıyor"
Nazan Bölükoğlu da eşiyle evlendikten sonra arıcılığa başladığını belirterek, önce doğayı daha sonra da arıları çok sevdiğini kaydetti.
Gezgin arıcılığa başladığında çok zorluk yaşadığını anlatan Bölükoğlu, "Gezgin arıcıyız ve önce doğayı sonra da arılarımı çok seviyorum. İlk başlarda çok zor geliyordu, daha sıkıcı geliyordu ama şimdi evim hiç aklıma bile gelmiyor. Zorlukları var tabii ki özellikle yağmur yağdığında arazi koşulları zor oluyor ama doğayı sevince katlanıyor insan. Arıların arasına girdiğimde dünya ile hiçbir bağım kalmıyor. Günümüzün büyük bir bölümü arılarla geçiyor. Çocuklarımdan daha çok ilgileniyorum arılarımla." dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.