Gerekçeli Karar Açıklandı

Gerekçeli Karar Açıklandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, YÖK'ün katsayı kararına yaptığı itirazın reddine ilişkin kararının gerekçesi belli oldu.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun, YÖK'ün katsayı kararına yaptığı itirazın reddine ilişkin kararının gerekçesinde, idarenin katsayı konusunda yapacağı düzenlemede ölçülülük ilkesini dikkate alması gerektiği belirtilerek, ''Ölçülülük ilkesi dikkate alınarak belirlenecek olan katsayı, temel ilkeleri açıklanan eğitim sisteminin örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozmamalı, alan/bölüm, mesleki eğitim, genel lise eğitimi gibi ayrımları ve yargı kararlarını geçersiz kılacak nitelikte olmamalıdır'' denildi.

Kurul'un 1'e karşı 28 üyenin oyuyla aldığı kararın gerekçesinde, davayı açan İstanbul Barosunun dava açma ehliyetinin bulunduğu ayrıntılı örneklerle belirtildi.

Gerekçede, mesleki-teknik liseden mezun olan kişilerin üniversiteye girebilmelerinin, yasanın bir gereği olduğu vurgulanarak, şöyle denildi:

''Değinilen lise mezunlarına genel lise mezunlarıyla girdikleri sınavda farklı katsayı uygulanması, yapılan açıklamalar karşısında hukuka uygun ise de bu farklılığın ölçülü (idari işlemden beklenen amaç ile kullanılan araç arasında adil bir denge) olması gerektiğinde de kuşku bulunmamaktadır. İdare bu konuda yapacağı düzenlemede ölçülülük ilkesini dikkate almalıdır. Ölçülülük ilkesi dikkate alınarak belirlenecek olan katsayı, temel ilkeleri açıklanan eğitim sisteminin örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozmamalı, alan/bölüm, mesleki eğitim, genel lise eğitimi gibi ayrımları ve yargı kararlarını geçersiz kılacak nitelikte olmamalıdır.

Danıştay kararları, AİHM'nin anılan kararı ve belirtilen Anayasal ve yasal durum karşısında, farklı okul ve alana yönlendirilen bireylere üniversiteye giriş sınavında farklı katsayı uygulanmasının ulusal hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olmadığı açıktır.''

Danıştay 8. Dairesi, İstanbul Barosu'nun açtığı davada, YÖK'ün 21 Temmuz 2009 tarihli kararının 3, 4 ve 5. maddelerinin yürütmesini oy birliğiyle durdurmuştu.

YÖK de 8. Daire'nin bu kararına itiraz ederek, kararın kaldırılmasını istemişti.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bugünkü toplantısında itirazı reddetmişti.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun YÖK'ün katsayı kararına yaptığı itirazın reddine ilişkin kararının gerekçesinde, Danıştay'ın daha önceki kararlarında, ''YÖK'ün katsayı belirlemede yetkili organ olarak belirlendiği'' belirtilirken, ''YÖK'ün katsayı belirlemede yetkili organ olduğunun saptanmasının, bu idari merci tarafından tesis edilen düzenleyici işlemin, idari işlemlerin belirtilen diğer unsurları yönünden de hukuka uygun olduğu sonucunu yaratmayacağı açıktır'' denildi.

Davayı açan İstanbul Barosunun dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı tartışmalarının ayrıntılı örneklerle irdelendiği ve bir iptal davasının açılabilmesi için gerekli koşulların belirtildiği gerekçede, davalı idare YÖK'ün itirazı göz önüne alındığında ''menfaat ihlalinin şahsiliği'' üzerinde durulmasının zorunlu görüldüğü ifade edildi.

Gerekçede, Prof. Dr. Ragıp Sarıca'nın 1949 yılında basılmış ''İdari Kaza'' adlı kitabında, ''Karar bizzat davacı hakkında alınmamakla beraber ona dolayısıyla tesir ettiği takdirde, yine iptal davasına konu olabilir'' denilmek suretiyle menfaatin şahsiliği kuralının tanımlandığı, öğretideki açıklamaların da bugüne kadar bu değerlendirme yönünde devam ettiği belirtildi.

Kişisel menfaat ihlaline ilişkin Danıştay'ın kararlarına bakıldığında, olayın özelliğine göre farklılıklar gösterdiğinin gözlemlendiği vurgulanan gerekçede, bir idari faaliyet ile dava açma ciddiyetini sağlamaya yetecek ölçüde muhatap olup, menfaat ilgisini kuran kişi ve kuruluşların, söz konusu faaliyetle ilgili idari işlemlerin iptali istemiyle dava açabileceklerine işaret edildi.

-BAROLARIN KONUMU DİĞER MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN FARKLI-
Davacı Baro olduğu için kişisel menfaat ihlali kavramının Barolar yönünden değerlendirildiği gerekçede, 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nda 2001'de yapılan değişiklikten sonra Baroların, ''mesleki bir örgüt olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konuma sahip oldukları'' vurgulandı.

Diyarbakır Barosu Başkanlığının, ''Radyo ve Televizyon Yayınlarının Dili Hakkında Yönetmelik''in bazı maddelerinin iptali istemiyle açtığı davanın ehliyet yönünden reddedildiği ve bu kararın Kurul tarafından da onandığı anımsatılan gerekçede, ''Baronun menfaati, yasa değişikliğinden önceki kararlar gibi yorumlanmış ise de süreç içinde yasal değişiklik Danıştay kararlarına yansımış ve Baro Başkanlıkları tarafından açılan davalarda Barolar açısından menfaat ilgisi daha geniş yorumlanmıştır'' denildi.