Gelenekler Gökdere Medresesi'nde yaşatılıyor
Tinercilerin uğrak mekanıyken kapsamlı restorasyonla kültür merkezi olan Gökdere Medresesi'nde artık geleneksel sanatlar hayat buluyor.
Geleneksel Türk sanatlarının vazgeçilmez merkezi haline gelen Gökdere Medresesi, özellikle genç sanatseverlerin hayalini süsleyen sergilere ev sahipliği yapıyor.
Unutulmaya yüz tutmuş gelenekli sanatları yaşatmak amacıyla Hat Öğretmeni Mahmut Şahin tarafından kurulan ve Irgandı Köprüsü'nde çalışmalarını sürdüren Bab-ı Nun Gelenekli Sanatlar Atölyesi ilk öğrenci sergisini Osmangazi Yerel Gündem 21'in katkılarıyla Gökdere Kültür ve Sanat Merkezi'nde açtı.
Ebru, naht, nesih, teship, ahşap oymacılığı alanlarında yaklaşık 50 eserin beğeniye sunulduğu sergiye vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Öğrencileri sergide, aileleri ile Osmangazi Belediyesi Plan ve Proje Müdürü Aziz Elbas ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mustafa Kara da yalnız bırakmadı. Sergiye tahta eşyalar üzerine işlenmiş iki teship eseriyle katılan öğrencilerden Betül Sönmezalp, bir sanatla uğraşmanın stresle başa çıkabilmenin en iyi yöntemlerinden olduğunu söyledi.
Betül Sönmezalp, "ıÜüEbru sanatı yakın zamana kadar neredeyse unutulmuş durumdaydı. Açıkçası doksanlı yıllara kadar ebrû sanatını bilen hatta duyanların sayısı sanırım çok sınırlıydı. ıÜüıÜüBizim öğrendiğimiz şekilde geleneksel metotlarla öğrenmek ve geleneksel malzeme ile çalışmak bu işi ciddiye alan insanı çok hoş maceralara sürükleyebilir. Bir kere kolay kolay bulamayacağı malzemeleri ararken umulmadık mekanlar keşfeder. At kılı ararken fırçacılar hanını, gül dalı ararken şehrin içinde daha önce hiç bilmediği gül bahçelerine tesadüf eder." diye konuştu.
Sönmezalp, "Tekne yaptırmak için bakırcı atölyelerini arar, sorar, bulur. Eski ebrû örnekleri görmek için kütüphanelerde antika kitap ciltlerini karıştırır. Birkaç tekke de asılmış levhalardaki ebrulara rastlar. Velhasıl klasik usul ve malzemeyle çalışan için bu işin keyifli ve ilginç tarafları ebrûnun sadece icrasında değildir. 'Bir ebrû atölyesi ile ilk olarak karşılaşan kimse kendisini adeta bir büyücünün gizli odasına girmiş hissedebilir' sözü çok doğrudur. Öncelikle ebrû sanatının geleneksel ve mistik-felsefi yönü, yani ruhu çok cezbedicidir. Bu geleneksel sanatlarla herkesin ilgilenmesini tavsiye ederim. Ben günün yorgunluğunu, işin ve ev hayatının stresini ancak bu yolla atabiliyorum." dedi