Gedikli: 9-10 tane GAP yapabilirdik
Terörün Türkiye'ye en az 300 milyar dolar maliyeti olmuştur" diyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, 300 milyar dolarla Türkiye'de neler yapılabileceğini sıraladı. Gedikli, açılımın ekonomik getirilerini anlattı:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, ''Demokratik açılım''ın ''güçlü, büyük Türkiye için önemli bir adım'' olduğunu ifade ederek, ''Demokratik açılımla beraber terör sorununun tamamen bitmesiyle birlikte Türkiye'nin ekonomik çehresi değişecek. Türkiye'nin genelinde bir refah dönemine girilecek'' dedi.
AK Parti Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gedikli, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin terör sorunuyla 25 yıldır karşı karşıya bulunduğunu kaydeden Gedikli, 1984'ten bu yana ülkenin terör belasından çok çektiğini söyledi. Terör sorununun çok önemli ekonomik sonuçları olduğunu anlatan Gedikli, şöyle konuştu:
''Terör sorunuyla birlikte ülkemizin karşılaşmış olduğu olumsuz sonuçlar var. Bunların en başında da özellikle kamu yatırımlarının, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi projelerin ertelenmesi geliyor. Bu 25 yıl içerisinde yapabileceğimiz çok önemli yatırımları, büyük projeleri askıya almak zorunda kaldık. Yani GAP gibi Türkiye için çok önemli bir proje bile bitirilemedi. Yıllar önce başlanan bir proje tamamlanamadı. Biz bunları sadece kaynak yetersizliği gibi görüyoruz ama bunların arkasında terör için Türkiye'nin yapmış olduğu önemli harcamalar, savunma harcamalarının artması... Bunların esas sebebi budur. Dolayısıyla terörle Türkiye ekonomisi arasında doğrudan bir bağlantı var.
Terörün bir başka sonucu da bu bölgelerde devlet ve özel sektör yatırımları yapılamaz oldu. Terörden dolayı buralar riskli bölgeler olarak görüldü. Böyle bir manzara vardı. Temel yatırımlar da bile sıkıntılar doğdu.
Terörün üçüncü bir sonucu ise göç dalgası oluşturması. Kırsaldan kentlere doğru bir göç dalgası ve bu göç dalgasının getirdiği olumsuz sonuçlar yaşandı. Bu göç dalgalarının meydana getirdiği sosyal ve ekonomik sorunlar da ortaya çıktı. Bunun da arkasında terör hadisesi yatıyor. Son 25 yılın getirmiş olduğu bir süreç bu.''
-TERÖRÜN TÜRKİYE'YE MALİYETİ-
Terörün bir diğer sonucunun da ''devletin terörle mücadele için bütçeden tahsis ettiği kaynaklar dolayısıyla devletin borç yükünün artması olduğunu'' belirten Gedikli, geçmiş yıllara bakıldığında devletin borç yükünün önemli ölçüde arttığını ifade etti. Faizlerin bu nedenle yükseldiğini anlatan Gedikli, yükselen faizlerin de yine sonuç itibariyle yatırımları engellediğini dile getirdi.
Bülent Gedikli, şunları kaydetti:
''Bu etkilere bir de 2002'den önceki dönemde Türkiye'nin kötü yönetilmesini de eklerseniz bu sorunlar katmerlenerek gelmiş oldu.
Terörün Türkiye'ye getirmiş olduğu maliyet, kabaca tabii şöyle bir hesaplandığında... Bunun tabii doğrudan maliyetleri var, bir de tabii dolaylı maliyetleri diyebileceğimiz ekonomik maliyetleri var. Bu takriben 150 milyar dolar civarında. Bunu belirli bir faizle günümüze getirdiğiniz zaman bu en az 300 milyar dolar civarında bir rakama tekabül eder. Yani terörün Türkiye'ye faiz hesabını da yaptığımız zaman en az 300 milyar dolar bir maliyeti olmuştur.
Şöyle bir yaklaşım geliştirirsek '300 milyar dolarla Türkiye'de neler yapılabilirdi?' Olayı böyle ortaya koyduğumuz zaman manzarayı daha somut ve net olarak görürüz. Örneğin GAP'ın maliyetinin tamamı 32 milyar dolar civarında. Dolayısıyla böyle bir rakamla herhalde 9-10 tane GAP yapabilirmişiz. Halbuki biz bir tane GAP'ı bile bitirmeyi başaramadık 2002 yılına kadar. Bizim iktidar dönemine kadar bunun bitmesi de mümkün olmadı. Ama şimdi GAP özel olarak ele alındı ve 5 yıllık bir süreç içerisinde de bunun süratle bitirilmesi söz konusu.
Bunun dışında bir baraj maliyeti olarak bakarsak, Atatürk Barajı'nın maliyeti 4 milyar dolar civarında. Şöyle bir hesapladığımız zaman Atatürk Barajı gibi aşağı yukarı 75 baraj yapabilirdik. Türkiye'nin enerji meselesini de kökünden çözecek bir durum ortaya çıkıyor.
Yine bir otoyolun kilometre başına maliyeti aşağı yukarı 6 milyon dolar civarındadır. Viyadükler, köprüler olduğu zaman bu 20 milyon dolara ulaşıyor. Büyük tüneller olursa, Bolu Tüneli gibi kilometresi 40 milyon dolardır kabaca. Biz istisnai durumları bırakıp 6 milyon dolar üzerinden hesap yaparsak binlerce kilometre otoyol yapılması mümkün olabilirdi Türkiye'de.
Tabii, bunu fabrika olarak da hesaplayabiliriz. Türkiye'de biliyorsunuz 1 kişinin çalışabilmesi için yapılması gereken yatırım tutarı 150 bin dolardır. Yani 150 bin dolar üzerinden bir hesap yaparsak 300 milyar dolarla milyonlarca insana iş bulma imkanına kavuşabileceğimiz anlaşılıyor. 2 milyon kişiye rahatlıkla iş bulunabilirdi. İşsizlik rakamının bugün 4 milyon civarında olduğunu düşünürsek işsizlik diye bir sorun kalmamış oluyor.
300 milyar dolarla 15 bin tane hastane, 16 derslikli donatılmış 100 bin tane okul da yapılabilirdi. Bu hesapları yaparak terörün Türkiye'ye ne kadar maliyetler getirdiğini de görmüş oluyoruz.''
-''DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DA BAZI YERLER ADETA GEBZE GİBİ OLACAK''-
Terörün doğrudan maliyetlerinin savunma harcamaları olarak tezahür ettiğini belirten Gedikli, terörle birlikte savunma kurumlarına aktarılan kaynaklarda önemli ölçüde artışlar olduğunu söyledi.
1980'den bu yana bakılırsa bütçede savunma harcamalarına harcanan kaynağın iki katına çıktığının görüldüğünü kaydeden Gedikli, terörün yaşandığı yıllarda savunma harcamaları yüzde 80-90 oranında artarak geldiğini dile getirdi.
Bülent Gedikli, şöyle konuştu:
''Demokratik açılım güçlü, büyük Türkiye için önemli bir adım. Demokratik açılımla beraber terör sorununun tamamen bitmesiyle birlikte Türkiye'nin ekonomik çehresi değişecek. Türkiye'nin genelinde bir refah dönemine girilecek.
Aslında bizim yaşadığımız ekonomik sorunların arkasında bu terör sorunu vardır. Bunun çözümüyle birlikte de Türkiye ekonomisi yeni bir çehre kazanacaktır ve kalkınma hızlanacaktır. İnsanımıza daha fazla refah payı ayırabileceğiz. Bu anlamda ekonomik beklentileri daha hızlı geliştirebileceğiz. İşsizlik noktasında çok daha etkin ve önemli adımlar atılabilecek. Çünkü kaynaklar tahsis edilebilecek.
Bu sorunun biteceğine ben inanıyorum. Bununla beraber şöyle bir tablo ortaya çıkacak: İnşallah hep beraber göreceğiz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 5-10 yıl içerisinde çok farklı bir manzara ortaya çıkacak. Doğu ve Güneydoğu'da bazı yerler adeta Gebze gibi olacak. Gebze, biliyorsunuz, en gelişmiş sanayi ilçemizdir. Birçok Gebze olacaktır Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde... Çünkü terörün bitmesiyle beraber bir kere uluslararası yatırımlar Doğu ve Güneydoğu'ya kanalize olacak. Enerji yatırımları, yeraltı zenginlikleri ile ilgili yatırımlar başta olmak üzere bir çok yatırımın, sermayenin buralara geldiğini göreceğiz.
O yüzden bizim de, iş dünyamızın ön alıp buralarda uluslararası yatırımların gelmesini beklemeden yatırımlar yapmaları lazım. Kaldı ki, biz bunun altyapısını da oluşurduk, Teşvik Kanunu'nu çıkararak... Teşvik Kanunu ile bölgesel olarak önemli teşvikler getirildi. Oradaki konsept de önceki kanunlardan farklı olarak değiştirildi. Şimdi bölgesel, sektörel ve proje bazlarında çok önemli teşvikler geldi. Doğu ve Güneydoğu'da bu teşvikler azami düzeyde veriliyor.
Şimdi sıra özel sektörde. Hükümet bu noktada üzerine düşeni yaptı. Büyük altyapı yatırımlarını devlet üstlendi ve yaptı. Şimdi özel sektörün de elini taşın altına koyması lazım. Özel sektörün ben doğrusu Teşvik Kanunu'ndan sonra hangi yatırım planlarını yaptığını görmeyi çok arzu ederim. Özel sektörün yatırım planları nedir acaba? Bunu görmemiz, bilmemiz lazım. İnşallah bu noktada önemli bir gayretin de olacağını ümit ediyorum.''
AA