Anıların denemeye dönüştüğü yirmi bir başlıktan oluşan eser; bir sokak lambası ışığında, ahşap bir evin penceresinde, bir çocuk gülümsemesinde, merhametle uzatılmış bir kap yemekte, koparılan bir kır çiçeğinde, yolda yürüyen ihtiyar bir çiftte, sabah güneşinde, bir ikindi vakti ezanında ansızın yâdımıza gelen ve zihnimizden gönlümüze yayılan anıların sıcaklığı ile okuru kucaklıyor.

Dakikaların saniyelerle yarıştığı, bahşedilen bir günün pek çok güzelliğinin fark edilmeden geçirildiği, anın kıymetinin bilinmediği, şükrün azaldığı ve dahi isyanın arttığı günümüzde; hayatımızda izi kalan dünün içimizde canlandırdığı duyguları yeniden anlamlandırmak, yaşamın içine katık edip lezzetlendirmek niyeti ile kitapseverlere sunulan eser;  okurlarına hayat denen seyahatte yürüdüğü yol boyunca toplayıp ceplerine biriktirdiği güzelliklere şükretme ve bu güzellikleri tekrar yaşayabilme, yaşatabilme, hayata bakış açısını tazeleme fırsatı da sunuyor.

Bir eğitimci, bir anne bakış açısı ve hassasiyeti ile kaleme alınan eserdeki her bir bölüm, okuyucunun içini ısıtacak nitelikte resimlerle de süslenmiş. Yazarın dili ise oldukça sade ve akıcı.

Ceplerime Gün Işığı Doldurdum, günlük hayatta ıskaladığımız güzellikleri ve şükretmeyi ihmal ettiğimiz nimetleri fark etmek isteyenlerin elinden düşürmeyeceği bir eser olacaktır.