Füze ihalesinde kritik gelişme

Füze ihalesinde kritik gelişme

Erdoğan'ın o çıkışının ardından Savunma Sanayii Müsteşarlığı ihale süresini uzatabileceğini bildirdi. Ancak ABD'nin ihaleye neden bu kadar tepki gösterdiği de ortaya çıktı.

26 Eylül'deki Savunma Sanayii İcra Kurulu'ndan iki maddelik karar çıktı. Firma tercihi açıklanırken, tamamen yerli ve daha uzun menzilli füze sistemi üretme kararı gizli tutuldu. O madde ABD'yi rahatsız etti.

Yeni Şafak gazetesinden Abdülkadir Selvi'nin haberine göre, füze hızı kadar olmasa da Çin'den alınacak füze konusunda hızlı gelişmeler yaşanıyor.

Çin füzesine ABD'nin beklentilerin ötesinde tepki göstermesi üzerine Başbakan Erdoğan, 'Füze için teklif getirilirse düşünürüz' demişti.

Başbakan'ın bu açıklamasından sonra kritik bir adım atıldı. Savunma Sanayii, füze ihalesinde görüşmeye kalan üç firmaya teklif sürelerini 31 Ocak 2014 tarihine kadar uzatmaları ve tekliflerini yenilemeleri için yazı yazdı.
Çin'in birinci sırada yer aldığı füze ihalesinde Fransa-İtalya ortaklığı ve ABD görüşmeye kalmıştı.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından ilgili firmalara gönderilen resmi yazıda, 31 Ekim tarihinde dolacak olan teklif sürelerinin 31 Ocak tarihine kadar uzatılabileceği bildirildi.

Firmalara teklif süreleriyle birlikte yeni teklifte de bulunabilecekleri ve bunun değerlendirmeye alınacağı iletildi.
Başbakan Erdoğan'ın, 'Yeni teklif getirsinler görüşürüz' açıklamasından sonra ilk somut adım atıldı. Böylece, ihalenin Çin'e verilmesine tepki gösteren ABD'ye teklif süresini uzatma ve yeni teklif sunma imkanı sağlandı.

TÜRKİYE'NİN ÖNCELİKLERİ

ABD'liler füze ihalesinde 'her şey bir anda oldu-bitti' şeklinde bir hava oluşturmaya çalışıyorlar ama durum bu gerçeği yansıtmıyor. Türkiye, Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemi ihalesine tam 6 yıl önce çıktı.

Teklifler alındı, değerlendirmeler yapıldı. 31 Ocak 2013 tarihinde yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında görüşmeye kalan firmaların açıklanması bekleniyordu. Yüksek fiyat verdiği için elenen Rusya Antey 2500, ABD yine Patriotlarla, Fransız-İtalyan ortaklığı Samp-T füze savunma sistemiyle ihaleye katılmıştı. 26 Eylül tarihli SSİK toplantısında birinci sırada geldiği açıklanan Çin de yine FD-2000'le ihaleye katılmıştı. O zaman da Çin ihaleyi almaya en yakın teklifi vermişti. Ancak İcra Komitesi'nde Başbakan Erdoğan, 'Ortak üretim yapalım' önerisini getirdi.

Bunun üzerine Savunma Sanayii yetkilileri, yeni durum muvacehesinde ilgili firmalarla temasa geçti.

Türkiye'nin öncelikleri şunlardı:

1-Ortak üretim.
2-Süre
3-Fiyat

ÜÇ DÜŞÜNÜLDÜ 1 KARAR VERİLDİ
ABD'nin, füze ihalesini Çin'in kazanması üzerine, ihalenin oldu-bittiye getirildiği şeklinde bir hava oluşturmasına rağmen, bunun gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıktı. Çünkü İcra Komitesi'nde alınan 'ortak üretim' konusundaki karar iletilmesine rağmen ABD, sunduğu 3 teklifte de ortak üretim konusunda adım atmadı. Patriotların denenmiş bir sistem olduğunda ısrar ederek, ortak üretime yanaşmadı. Bunun yerine paket halinde satış sistemini önerdi.

Firmalardan bu şartlar kapsamında tekliflerini yenilemeleri istendi. Putin'in özel önem verdiği ihaleyi almak isteyen Rusya, teklifini fiyat konusunda yenileyerek, 5.2 milyar dolardan aşağıya çekti. Firmalar üç kez aynı teklifi sundular ama aceleci davranmayan Türkiye, 'Üç düşündü, bir karar verdi.'

FİRMALARIN FİYAT TEKLİFLERİ NEYDİ

2500 kilometre menzile sahip olan Rusya Antey 2500 tipi füzeleriyle girdiği ihalede teknik özellikleri itibariyle yüksek puan alırken, verdiği fiyat teklifi ile ihale dışında kaldı.

İhaleye
Çin, 3.5 milyar dolar
Fransa-İtalya ortaklığı, 4.4 milyar dolar
ABD, 4.5 milyar dolar fiyat verdi.

YERLİ KATKI ORANLARI

31 Ocak tarihli İcra Komitesi Toplantısı'nda alınan karar gereğince ihalede ortak üretim ve yerli katkı oranları da değerlendirmede ayrı bir puanlamaya tabi tutuldu.
Çin, ortak üretim ve yüzde 30 yerli katkı önerdi.

Fransız-İtalyan ortaklığı ve ABD ise ortak üretime yanaşmazken, yerli katkı oranını yüzde 10-12 arasında tuttu.
İhaleyi 3.5 milyar dolar fiyat önerisi ve 80 puanla birinci sırada tamamlayan Çin, ortak üretim ve 1.1 milyar dolarlık iş payı sundu.

Tepkinin altında yatan neden...

31 Ocak tarihine uzatılan sürede, eğer ihale şartlarında bir değişiklik olmazsa, Türkiye-Çin ortak üretimi FD 2000 tipi Uzun Menzilli Füzelerin üretimi Ankara'da gerçekleştirilecek. Savunma Sanayimizin önemli firmaları olan ROKETSAN, ASELSAN ve AYESAŞ füze üretiminde 1.1 milyar dolarlık bir iş hacmiyle Çinlilerle ortak üretimi gerçekleştirecekler.

BMC'DEN FÜZE RAMPASI

Türkiye'de üretilecek olan füze savunma sistemlerinin taşınması ve havaya fırlatılması için BMC kamyonlarından yararlanılacak. 250 adet BMC kamyonu füze rampalarının taşıyıcı özelliğine göre modifiye edilecek.

SADECE FÜZELERE DEĞİL

Çin'le ortak üretilecek olan füzelerin teknik özelliklerinde Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre önemli değişikliklere gidildiği ortaya çıktı.

Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemlerinin füzelere karşı özelliği ön plana çıkmasına rağmen, Türkiye'nin, Çin'le birlikte ortak üretmeyi planladığı sistemin ise yüzde 70 hava soluyan sistemler olan savaş uçakları, helikopterler ve İHA'lara, yüzde 30 oranında ise füzelere karşı etkili olacak.

MENZİLİ 600 KİLOMETRE

Balistik ve güdümlü füzelere karşı etkili olan FD 2000 füze savunma sisteminin menzili 600 kilometre. Füzeleri 150 kilometreden tespit eden sistem, Türkiye topraklarına gelmeden füzeyi imha ediyor.
Füze sistemi,

1-Arama radarı
2-Takip radarı
3-İmha bölümlerinden oluşuyor.

26 Eylül tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısından sonra yapılan açıklamada Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemleri ihalesini birinci sırada kazanan Çin'le görüşmelere başlanacağı açıklanmıştı.
Bu açıklama ABD'nin ayağa kalkmasına yol açsa da bilinmeyen bir durum değil. Ama asıl açıklanmayan bir madde var ki, Türkiye açısından hayati öneme haiz.

O da ikinci madde.
Peki orada ne deniliyor?
'Yüksek İrtifada Hava Savunma Sistemi'

ABD'NİN TEPKİSİ BU YÜZDEN Mİ?

6 yıldır devam eden ihale sürecinin her aşamasını bilen ABD, sanki ilk kez haberdar oluyormuşçasına tepki gösterdi. ABD'nin aşırı tepkisinin arkasında açıklanmayan 2. madde yatıyor olmasın.

Birinci füzeyi Çin'le ortak üretmeyi planlayan Türkiye'nin asıl hedefi Yüksek İrtifa Gelişmiş Hava ve Füze Savunma Sistemi kurmak.

Bu sistem hem kendi üretimimiz olacak hem de daha yüksek irtifadan gelecek olan füzeleri karşılayacak.

'Türkiye hep alıcı olarak kalsın'

Türk mühendisleri tarafından tasarlanacak olan Yüksek İrtifa Gelişmiş Hava ve Füze Savunma Sistemi'nin üretilmesinde Çin, bize teknik destek sağlayacak.

İhalede ABD, Rusya ve Fransız-İtalyan ortaklığının yanaşmadığı nokta bu: 'Türkiye kendi sistemini üretmesin. Üretici biz olalım Türkiye alıcı olarak kalsın.'

Peki bunun NATO üyeliği ile ilgisi ne?

Bu durumda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, 'Niye bizimle ortak üretimden kaçınılıyor?' sorusu önem kazanıyor.

Türkiye, Çin'den alacağı teknik destekle birlikte yazılımını kendisi yaptığı Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sistemlerini üretip, kendi hava savunmasını güçlendirecek. Yetinmeyecek bunu ikinci ülkelere de satabilecek.

Çin'in verdiği desteği vermeye yanaşmayan ABD ve Fransa-İtalya ortaklığı kararını gözden geçirir ve bunu vermeyi taahhüt ederse, neden olmasın? Zaten aynı savunma sistemi olan ortak NATO üyeliğimiz ve Soğuk Savaş dönemine uzanan dostluğumuz bunu gerektirmez mi?

Birinci Körfez Savaşı ve Suriye sorununda olduğu gibi başı sıkıştığı anda NATO'ya koşan Türkiye, bu sistemi üretmeyi hak etmiyor mu?

TÜRKİYE NELERİ YAPTI

Hava savunma sistemlerinde çalışmalarını hızlandıran Türkiye,

1-Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemlerini ürettik. (Roketsan-Aselsan ortak üretimi)
2-Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi'nin tasarımını gerçekleştirdik. Üretim aşamasına geçilecek.
3-Yüksek İrtifalı Hava Savunma Sistemi'ni yapmayı planlıyoruz.

yazete.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.