'Furkan'ın aklımıza gelmediği gün yok!'
Mavi Marmara gemisine İsrailli askerlerin düzenlediği baskında hayatını kaybeden 9 kişinin ailelerinin yaşadığı acılar, olayın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen tüm tazeliğini koruyor.
Mavi Marmara gemisine düzenlenen baskında hayatını kaybedenlerin aileleri, bir araya geldikleri İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsanı Yardım Vakfı'nda, geçen iki yılı, AA muhabirine anlattı.
Baskında hayatını kaybeden Furkan Doğan'ın ağabeyi Mustafa Doğan, ''İki yılın nasıl geçtiğini anlayamadık. İki yılda herhangi bir gün yok ki Furkan aklımıza gelmesin. Her zaman aklımızda, onun da her zaman yanımızda olduğunu hissediyoruz'' dedi.
Geçen iki yılda Furkan'ın kendilerine emanet ettiği yolda çalıştıklarını ve onun Gazze'deki insanlara götürmeye çalıştığı özgürlüğü götürmek için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Mustafa Doğan, sonraki yılların da bu amaçla geçeceğini söyledi.
Kardeşi Furkan'ın aynı zamanda ABD vatandaşı olduğunu belirten Doğan, baskınla ilgili dava açılması sürecinde bu ülkenin isteksizliği nedeniyle yeterince ilerleme olmadığını ancak olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını kaydetti.
-İddianamenin kabulü-
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin geçtiğimiz günlerde baskınla ilgili hazırlanan iddianameyi kabul etmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Doğan, duygularını şöyle dile getirdi:
''İsrailli üst düzey komutanlara karşı bugüne kadar açılmış herhangi bir dava yoktu. İsrail sürekli dünyanın 'şımarık çocuğu' pozisyonundaydı. Ne yaparsa yapsın yanına kar kalıyor konumundaydı. Ama Mavi Marmara bunun için bir milat oldu. Bu açılan davanın da öyle olacağını ümit ediyoruz. Sonuçta ilk kez İsrailli üst düzey yöneticiler hakkında başka bir ülkede açılan dava var ve yargılanacaklar. Haklarında 'kırmızı bülten' çıkarma gibi bir hakkımız var. Aslında onların da bütün mağdurlar için illegal bir şekilde yaptıkları 6 milyon dolarlık bir teklif var. Bunun karşılığında da uluslararası alanda ki bütün davaları geri çekmemiz isteniyor. Bu teklif de zaten onların suçluluklarını kabul ettiklerinin bir göstergesi, çekiniyorlar. İnşallah bu hukuki sürecin sonunda yargılanıp gereken cezayı alacaklar. Bu davayı gittiği yere kadar kovalayacağız. Bunun sonu da herhalde başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurulana kadar gidecektir.''
-''Üzüntülü ve sıkıntılı bir bekleyiş...''
Baskında eşi Cengiz Akyüz'ü kaybeden Nimet Akyüz de duygularını, ''Bu iki yıl benim ve çocuklarımız açından kolay geçmedi'' sözleriyle dile getirdi.
Bu iki yılda sürecin işleyiş tarzına, nereye gittiğine ve ne şekilde sonuçlanacağına baktıklarını ifade eden Akyüz, ''Çok fazla atılmış bir adım görmemek tabi ki can sıkıcı. Diğer hüzünlendirici tarafını anlatmak bile istemiyorum. Son derece kederli ve sıkıntılı günler. Ama keşke somut bir adım atılmış olsaydı ve bir netice alınmış olsaydı diye düşünüyorum. Sıkıntılı ve üzüntülü bir bekleyiş içerisindeyiz. İki yılımızı bu şekilde geçirdik'' şeklinde konuştu.
İkisi kız olmak üzere 3 çocuğu için de bu sürecin zor geçtiğini anlatan Akyüz, ''Mava Marmara'nın adının her geçtiği an çocuklar son derece hüzünlü sıkıntılı. 16 yaşındaki oğlumun tam ergenlik dönemi, ona en çok ihtiyaç hissettiği bir dönem'' dedi.
Baskınla ilgili iddianamenin mahkeme tarafından kabulünün, aileleri ve kamuoyunu yatıştırmak amacını taşıdığı düşüncesinde olduğunu ifade eden Akyüz, ''Çok somut adımlar atılıyor mu, onu açıkçası bilmiyorum. Ama çok yavaş işlediğinden eminim. Bir şeyler yapılmak isteniyor belki, yapılabilecek şeyler bu kadar. Daha fazlası yapılabilir mi? O da tartışılır. Ama bizim açımızdan çok olumlu adımlar atıldığına inanmıyorum'' diye konuştu.
Kendisinin de içerisinde bulunduğu Mavi Marmara gemisinde eşi Çetin Topçuoğlu'nu kaybeden Çiğdem Topçuoğlu ise ''Sürecimiz çok acılı geçti. Saldırıya uğradığımız şekildeki acıları yaşadık'' sözleriyle duygularını dile getirdi.
Topçuoğlu, baskınla ilgili iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle ilgili olarak da ''Savcılığın iki yıl süren titiz çalışması güzel bir sonucu ortaya çıkarttı. Ama bu savcılığı da aşan bir olay. Bundan sonra bir üst makamın devreye girip bu iddianameyi yerine koyması, oturtması gerekiyor'' dedi.
Uluslararası arenada da insanlar üzerine düşen görevi 'topal karınca' misali götürdüklerini ifade eden Topçuoğlu, ''Bununla ilgili yapılan çalışmalar bizler şehit ailelerini tam anlamıyla sevindirdi diyemeyiz. Hatta üzülüyoruz. Bu noktada da 9 tane şehit verdik. Akıtılan 9 kan Türk milletinin evladı. Bu kanın hesabını Türk milletine nasıl verecekler'' şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.