Furkan Dergisi'nden Cübbeli'ye ELEŞTİRİ
İsmailağa Cemaati içinde uzun süredir yaşanan ayrım biliniyordu.
Bunlardan birinin başını Cübbeli Ahmet Hoca çekiyor. Cübbeli Ahmet, hükümete ve Fethullah Gülen cemaatine muhalif görüşleri ile biliniyor. Bir diğer kanat ise cemaatin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Saadet Ustaosmanoğlu’nun başını çektiği Furkan Dergisi çevresi.
Furkan çevresi Ergenekon Davası gibi konularda hükümetin adımlarını destekleyen görüşleri ile biliniyor. Saadet Ustaosmanoğlu aynı zamanda Gülen Cemaati ile de yakın ilişkileri olan bir isim. Bu nedenle Furkan Dergisi, Cübbeli Ahmet Hoca’ya açık savaş ilan etmiş durumda.
Furkan çevresi Cübbeli aleyhinde bir yazı kaleme aldı. Yazıda Cübbeli’nin zekat paralarını yediği, şöhret hevesine yenik düştüğü iddia ediliyor. Furkan çevresi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun ardından, Cübbeli Ahmet Hoca'nın cemaatin başına geçmemesi için çaba sarfediyor. Bu durum önümüzdeki dönem cemaatin bölünebileceğine dair yorumlara neden oluyor.
İşte Furkan’ın yayınladığı o yazı:
“Cübbeli, cemaatimizi her geçen gün biraz daha karikatürize etmeye yemin etmiş gibi sanki…
Halkımızın aldandığı önemli konulardan biri şudur; “İlim insanın cehaletini giderir, ahmaklığını gidermez”… Bu Ehlullah sözünü derinden idrak edebilenler Cübbeli'nin cemaatimize nasıl zarar verdiğini anlayabilirler... Ortalama bir zekâ ile, bildiklerini çalakalem söylemeye çalışan Cübbeli, ne sıhhatli bir diyalektik, ne de düzgün bir mantalite sahibi değildir.
Efendi Hazretleri’nin isminin arkasına saklanma gayretleri de bu sebebdendir ve kendisi çok iyi birli ki, Efendi Hazretleri nice insanlara iltifatlarda bulunmuştur. Fakat, içlerinden eşekten düşmüşe dönenleri ibreti âlem için bile olsa görme kabiliyetinden mahrum Cübbeli, bu şöhret belasından kurtulamazsa sonu iyi olmayacak. Hacivat-Karagöz replikleriyle sahneye don gömlek fırlama görüntüleri veren Cübbeli'nin yanında Cem Yılmaz filozof gibi duruyor… İnsan, durumun komik kaçıp kaçmadığına, münafık ve kâfir taifesinin bundan nasıl istifade ettiğine biraz dikkat etmez mi?.. Bu kadar mı olur; el insaf…
Cır cır böceği gibi ötmeyi marifet bilen Cübbeli hakkında Emr-i Bil-ma’ruf grubundan …………………………’ın sözünü nakledelim; "Efendi Hazretleri’nin huzurunda hocası kendisine; "zekât paralarını yiyorsun, böyle yapma" dediği halde hiç aldırış etmiyor." diyor.
"Neden bu adama sahib çıkmıyorsunuz, niçin bu adamı frenlemiyorsunuz" dediğimizde de cevabı şu oluyor: "Kimseyi dinlemiyor, belirli bir cemaat edinmiş, kimseye ihtiyacı olmadığını zannediyor."
Cübbeliye Kenan’ı hatırlatalım… Kenan’ı iyi tanır… İstihareci dersek daha iyi anlar herhalde… Efendi Hazretleri onun içinde iyi şeyler söylemişti; ne oldu sonra?.. Gidişin gidiş değil kendini toparla Cübbeli?..
Cübbeli hakkında iyi bir takibçisi şöyle diyor; "Hacca gittiğimde şöyle dua ettim; Ya Rabbi! Cübbeli hocamın kalbinden para sevgisini al… Fakat döndüğümde gördüm ki, duam kabul olmamış…"
Cübbeli’nin bizim hakkımızda söylediklerine ise değinmiyoruz… Zira anlamadığı şeyler hakkında söyledikleri dikkate alınmaz… O şimdilik şöhret basamaklarını tek tek çıkmanın sarhoşluğu içinde yoluna devam etsin, bir gün bizle de yüzleşir. O zaman söyleyeceklerimiz olabilir belki.
Takibçilerinin anlamadığı bir hususu da belirtelim… Teke Tek’te Fatih beyefendi(!) ağabeyi Allah Rasulü Aleyhissalatü Vesselâm'a "korkak", ve HAŞA Allah Celle Celaluhu’ya "sahtekâr" derken Cübbeli efendi yılışık tavırlarla karşısında mayışıyordu. İmanın öfkesi yoksa kaç para eder?..
Bu husus kendilerine bildirilenler safça şöyle diyorlardı; ama Fatih Altaylı’yı imana getirdi, insanlara neler duyurdu… Yuh be… Kâinatın Efendisi’nin hangi amelinden böyle bir misal çıkarabilirsiniz?.. Fatih'in programı mı İslam’ın gelişine sebeb olacak?!
Hem sonra, canlı sohbetlerinde söyledikleri ortada: “Bu televizyonlar beni niçin çıkarmazlar konuşmaya, masondur bunlar, buraya çıkan hocalara inanmayın, bir gün bende çıkarsam bana da inanmayın”… Bu meâlde söylediklerine inanarak Cübbeli’nin TV’lerden söylediklerine inanmıyoruz haliyle… İnananlara mübarek olsun!
En vahimi Efendi Hazretleri’ni istismar etmesidir ki, karşılığını yakında bekleyin… Ehlullah sabırlıdır… Ama vakti gelince?..
Sanki bir şeylerin vakti de gelmiş gibi… Cübbeli radyo konuşmasında cemaatini uyarıyor, hatta tehdit ediyor… Tehdit edildiğini, hakkında montaj kasetlerin çıkabileceğini vs. söyleyerek, bunlara inanacaklar varsa şimdiden beni terk etsin, diyor…
Bu kaset mevzuu nicedir var… Aldığımız istihbaratlar doğrultusunda Cübbeli’nin sıkıştırılacağını biliyorduk… Kasetler doğru veya montaj olsun fark etmez… Önemli olan Cübbeli’nin, İsmailağa Cemaati’ni berbat bir açılıma sürüklemiş olmasıdır… Sebeblerini zamanı gelince anlatırız… Yoksa, Cübbeli hakkında çıkacak kasedin ne önemi var bu manzara karşısında… Kasetler çıkmadan olan olmuş zaten; anlamayanlara yazık…
Buradan da anlıyoruz ki, Cübbeli’nin acemi yürüyüşü birileri tarafından fark edilerek kontrol altına alınmış ve medya maymunu haline getirilebilmek için kullanılmıştır… Kendisi hâlâ uyanabilmiş değil, birileri kolundan tutup çekmezse büyük facialara sebeb olacak… Gerçi mânâ’da Kâinatın Efendisine "korkak", Allah Celle Celahulu’ya "sahtekâr" diyenlere karşı yamulması en büyük faciaydı ama, ortalama halk bunu anlamadı… Halkın aklı gözündedir, hikmeti mucibince, kitle müşahhas facialara şahit olduğunda uyanır… Ne garip, Ehl-i Tasavvuf’ta bile madde mânâ’nın önüne geçmiş.
Ne diyelim; ahir zaman.
Cübbeli, İsmailağa cemaati'nin Zekeriya Beyaz'ı olma yolunda hızla ilerliyor... Karakter açısından benzeşenler, bir gün beraber olmayı da benimserler... Ne müthiş ikili olurlar... İnnellahe meğassabirin.”
Odatv
Furkan çevresi Cübbeli aleyhinde bir yazı kaleme aldı. Yazıda Cübbeli’nin zekat paralarını yediği, şöhret hevesine yenik düştüğü iddia ediliyor. Furkan çevresi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun ardından, Cübbeli Ahmet Hoca'nın cemaatin başına geçmemesi için çaba sarfediyor. Bu durum önümüzdeki dönem cemaatin bölünebileceğine dair yorumlara neden oluyor.
İşte Furkan’ın yayınladığı o yazı:
“Cübbeli, cemaatimizi her geçen gün biraz daha karikatürize etmeye yemin etmiş gibi sanki…
Halkımızın aldandığı önemli konulardan biri şudur; “İlim insanın cehaletini giderir, ahmaklığını gidermez”… Bu Ehlullah sözünü derinden idrak edebilenler Cübbeli'nin cemaatimize nasıl zarar verdiğini anlayabilirler... Ortalama bir zekâ ile, bildiklerini çalakalem söylemeye çalışan Cübbeli, ne sıhhatli bir diyalektik, ne de düzgün bir mantalite sahibi değildir.
Efendi Hazretleri’nin isminin arkasına saklanma gayretleri de bu sebebdendir ve kendisi çok iyi birli ki, Efendi Hazretleri nice insanlara iltifatlarda bulunmuştur. Fakat, içlerinden eşekten düşmüşe dönenleri ibreti âlem için bile olsa görme kabiliyetinden mahrum Cübbeli, bu şöhret belasından kurtulamazsa sonu iyi olmayacak. Hacivat-Karagöz replikleriyle sahneye don gömlek fırlama görüntüleri veren Cübbeli'nin yanında Cem Yılmaz filozof gibi duruyor… İnsan, durumun komik kaçıp kaçmadığına, münafık ve kâfir taifesinin bundan nasıl istifade ettiğine biraz dikkat etmez mi?.. Bu kadar mı olur; el insaf…
Cır cır böceği gibi ötmeyi marifet bilen Cübbeli hakkında Emr-i Bil-ma’ruf grubundan …………………………’ın sözünü nakledelim; "Efendi Hazretleri’nin huzurunda hocası kendisine; "zekât paralarını yiyorsun, böyle yapma" dediği halde hiç aldırış etmiyor." diyor.
"Neden bu adama sahib çıkmıyorsunuz, niçin bu adamı frenlemiyorsunuz" dediğimizde de cevabı şu oluyor: "Kimseyi dinlemiyor, belirli bir cemaat edinmiş, kimseye ihtiyacı olmadığını zannediyor."
Cübbeliye Kenan’ı hatırlatalım… Kenan’ı iyi tanır… İstihareci dersek daha iyi anlar herhalde… Efendi Hazretleri onun içinde iyi şeyler söylemişti; ne oldu sonra?.. Gidişin gidiş değil kendini toparla Cübbeli?..
Cübbeli hakkında iyi bir takibçisi şöyle diyor; "Hacca gittiğimde şöyle dua ettim; Ya Rabbi! Cübbeli hocamın kalbinden para sevgisini al… Fakat döndüğümde gördüm ki, duam kabul olmamış…"
Cübbeli’nin bizim hakkımızda söylediklerine ise değinmiyoruz… Zira anlamadığı şeyler hakkında söyledikleri dikkate alınmaz… O şimdilik şöhret basamaklarını tek tek çıkmanın sarhoşluğu içinde yoluna devam etsin, bir gün bizle de yüzleşir. O zaman söyleyeceklerimiz olabilir belki.
Takibçilerinin anlamadığı bir hususu da belirtelim… Teke Tek’te Fatih beyefendi(!) ağabeyi Allah Rasulü Aleyhissalatü Vesselâm'a "korkak", ve HAŞA Allah Celle Celaluhu’ya "sahtekâr" derken Cübbeli efendi yılışık tavırlarla karşısında mayışıyordu. İmanın öfkesi yoksa kaç para eder?..
Bu husus kendilerine bildirilenler safça şöyle diyorlardı; ama Fatih Altaylı’yı imana getirdi, insanlara neler duyurdu… Yuh be… Kâinatın Efendisi’nin hangi amelinden böyle bir misal çıkarabilirsiniz?.. Fatih'in programı mı İslam’ın gelişine sebeb olacak?!
Hem sonra, canlı sohbetlerinde söyledikleri ortada: “Bu televizyonlar beni niçin çıkarmazlar konuşmaya, masondur bunlar, buraya çıkan hocalara inanmayın, bir gün bende çıkarsam bana da inanmayın”… Bu meâlde söylediklerine inanarak Cübbeli’nin TV’lerden söylediklerine inanmıyoruz haliyle… İnananlara mübarek olsun!
En vahimi Efendi Hazretleri’ni istismar etmesidir ki, karşılığını yakında bekleyin… Ehlullah sabırlıdır… Ama vakti gelince?..
Sanki bir şeylerin vakti de gelmiş gibi… Cübbeli radyo konuşmasında cemaatini uyarıyor, hatta tehdit ediyor… Tehdit edildiğini, hakkında montaj kasetlerin çıkabileceğini vs. söyleyerek, bunlara inanacaklar varsa şimdiden beni terk etsin, diyor…
Bu kaset mevzuu nicedir var… Aldığımız istihbaratlar doğrultusunda Cübbeli’nin sıkıştırılacağını biliyorduk… Kasetler doğru veya montaj olsun fark etmez… Önemli olan Cübbeli’nin, İsmailağa Cemaati’ni berbat bir açılıma sürüklemiş olmasıdır… Sebeblerini zamanı gelince anlatırız… Yoksa, Cübbeli hakkında çıkacak kasedin ne önemi var bu manzara karşısında… Kasetler çıkmadan olan olmuş zaten; anlamayanlara yazık…
Buradan da anlıyoruz ki, Cübbeli’nin acemi yürüyüşü birileri tarafından fark edilerek kontrol altına alınmış ve medya maymunu haline getirilebilmek için kullanılmıştır… Kendisi hâlâ uyanabilmiş değil, birileri kolundan tutup çekmezse büyük facialara sebeb olacak… Gerçi mânâ’da Kâinatın Efendisine "korkak", Allah Celle Celahulu’ya "sahtekâr" diyenlere karşı yamulması en büyük faciaydı ama, ortalama halk bunu anlamadı… Halkın aklı gözündedir, hikmeti mucibince, kitle müşahhas facialara şahit olduğunda uyanır… Ne garip, Ehl-i Tasavvuf’ta bile madde mânâ’nın önüne geçmiş.
Ne diyelim; ahir zaman.
Cübbeli, İsmailağa cemaati'nin Zekeriya Beyaz'ı olma yolunda hızla ilerliyor... Karakter açısından benzeşenler, bir gün beraber olmayı da benimserler... Ne müthiş ikili olurlar... İnnellahe meğassabirin.”
Odatv