Fransa hükümetinin gösterici taleplerini göz ardı ettiği iddia edildi
Fransa Özgür Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Enstitüsü Araştırmacısı Aurelien Denizeau:-"Toplumda Afrika kökenliler, ikinci sınıf vatandaş olarak görülme hissini yaşıyor, devlete karşı öfkesinin esas nedeni de bu"-"Gösteriler polis şiddetine..."
İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - Fransa Özgür Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Enstitüsü (ILERI) Araştırmacısı Aurelien Denizeau, Fransa'da genç sürücünün polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan gösterilere ilişkin, "Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, birçok tutarsız çelişkili açıklama yapıyor. Şu ana kadar duruma çözüm bulamadı. Sadece konuşuyor ve insanları suçlayıp sosyal medyayı ve aileleri hedef gösteriyor." dedi.
Siyaset Bilimci Denizeau, AA muhabirine, Fransız polisinin 27 Haziran'da içinde 3 kişi bulunan araca ateş açarak 17 yaşındaki sürücüyü öldürmesinin ardından başlayan protesto gösterilerini ve hükümetin politikalarını değerlendirdi.
Fransa'daki olayların, polisin dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle 17 yaşındaki Nael M'yi öldürmesiyle başladığına dikkati çeken Denizeau, "Polisin, 17 yaşındaki gençten tehdit aldığı ve buna karşılık ateş açtığı öne sürülmüştü ancak ortaya çıkan görüntüler bunu yalanlar nitelikte." dedi.
Denizeau, Paris merkezli gösterilerin kısa sürede büyüdüğünü belirterek, hükümetin gerekli adımları atıp polis memurunu cezalandırılmamasının toplumda büyük tepkiye yol açtığını söyledi.
Sokak olaylarının ardında pek çok sebep bulunduğunu kaydeden Denizeau, şu değerlendirmede bulundu:
"Göstericiler, öldürülen genç Cezayir kökenli olduğu için polis memurunun ırkçı tavır sergilediğini düşünüyor. Cezayir, Fransa'daki vatandaşlarının güvenliğinden endişe duyduğu açıklaması yaptı. Toplumda Afrika kökenliler, ikinci sınıf vatandaş olarak görülme hissini yaşıyor, devlete karşı öfkesinin esas nedeni de bu. Olayların sadece tek bir sebebi var demek zor."
Denizeau, Fransa'daki gösterilere destek amacıyla çeşitli ülkelerde de protesto gösterilerinin düzenlendiğine işaret ederek, ülke sınırlarını aşan gösterilerin ezilen ve yok sayılan halklar arasında dayanışma duygusu oluşturduğunu ifade etti.
- "Macron birçok tutarsız, çelişkili açıklama yapıyor"
Fransa'da hükümetin, protesto gösterilerine toplumdaki esas talepleri göz ardı ederek yaklaştığının altını çizen Denizeau, siyasetçilerin tepkilerin ardındaki gerçek nedenlere odaklanmak istemediğini dile getirdi.
Denizeau, gösterilerin yatıştırılması için dijital platformlardaki paylaşımlara düzenleme getirilmesi yönündeki Senato kararına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, birçok tutarsız, çelişkili açıklama yapıyor. Şu ana kadar duruma çözüm bulamadı. Sadece konuşuyor ve insanları suçlayıp sosyal medyayı ve aileleri hedef gösteriyor. Esas sorunun ne olduğunu görmezden geliniyor. Bu da ülkenin gerçeklerini tam olarak anlaşılmadığını gösteriyor. Hükümet ülkedeki gerçek sorunları anlamıyor."
- "Polis şiddeti sadece göçmen kökenliler için değil tüm Fransız toplumu için ciddi sorun"
Polisin orantısız güç kullanımının tüm ülke için tehdit oluşturduğuna vurgu yapan Denizeau, "Gösteriler polis şiddetine karşı tepkiydi. Sonra olaylar kontrolden çıkarak büyük öfke patlamasına dönüştü. Fransa'da polis şiddeti sadece göçmen kökenliler için değil tüm Fransız toplumu için ciddi bir sorun." diye konuştu.
Denizeau, polis teşkilatı içindeki sorunlara da değinerek, "Ülkede polis memurlarının sayısı yeterli değil. Bu yüzden iş yükleri ağır ve stresli. Polisler profesyonel gibi değil, haydut gibi davranıyor. Polis şiddetine karşı sokağa çıkanların gösterilerini bastırmak için yine polis kullanılıyor." şeklinde konuştu.
- Ne olmuştu?
Fransız polisi 27 Haziran'da Nanterre'de, içinde 3 kişi bulunan bir araca ateş açmış, 17 yaşındaki sürücü Nael M'yi öldürmüştü.
Nael'in ölümüne tepki gösterenler, ülke genelinde farklı kentlerde sokağa çıkarak polisle çatışmıştı.
Genci öldüren polis açığa alınmış ve tutuklu yargılanmasına karar verilmişti.
Paris, Marsilya, Lyon dahil birçok kentte düzenlenen protestolarda talan ve yağmalama olayları yaşanmış, 10 kadar kentte saat 21.00'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti.
Macron, 4 Temmuz'da Elysee Sarayı'nda, protestoların yapıldığı şehirlerin belediye başkanlarıyla bir araya gelmiş ve "İşler çığırından çıktığında (sosyal medya ağlarına) erişimi düzenleyebilecek veya kesebilecek konumda olmalıyız." ifadesini kullanmıştı.
Fransız Senatosu, 5 Temmuz'da dijital platform paylaşımlarına düzenleme getiren tasarıyı kabul etmişti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.