Franco artık Furkan!
Fatih Camii`nde şahitler huzurunda kelime-i şehadet getirdi.
Üniversite eğitimi için Türkiye`ye gelen Malavi`li Franco Chemula İslamiyet`i seçti. Fatih Camii`nde şahitler huzurunda kelime-i şehadet getiren Franco artık Furkan.
Henüz 3 ay önce Türkiye`ye gelen Furkan’ı diğer Malavi’li arkadaşları ilk olarak Bâb-ı Âlem`le tanıştırmış. Burada üniversite okumayı düşünen Furkan dil bilmiyor yol bilmiyor. Furkan, Bâb-ı Âlem personelinin, dinine rengine bakmadan kendisini bağırlarına bastığını söylüyor. Tek kelime Türkçe bilmeyen Furkan’a Bâb-ı Âlem yol gösteriyor, rehber oluyor. Üniversitelere başvurular yapılıyor, gerekli evraklar bulunup tanzim ediliyor, resmi süreçler takip ediliyor ve sonunda Furkan son parasını verip geldiği, son şansı olan Türkiye’de bir üniversite kazanıyor. Bu arada da Bâb-ı Âlem’de Türkçe öğrenmeye başlıyor. Türkçe kursunda dünyanın dört bir yanından gelmiş müslüman arkadaşları oluyor. Herbirinin dili farklı, kültürü farklı fakat hepsini birleştiren, örnek insan tavrını ortaya koymalarını sağlayan İslam paydası var. Hepsi Müslüman, hepsi iyilikte yarışıyor. Furkan, arkadaşlarının kendisine günahkar, zavallı gibi bakmadıklarını her işte onu da yanına aldıklarını ve bunun kendisini çok etkilediğini söylüyor. “Önce zannettiğimin aksine İslamiyet`in yalnızca Araplar`a has olmadığını ve ne kadar evrensel olduğunu gördüm” diyor.
Ciddi ciddi düşünmeye başlayan Furkan’a arkadaşları çok destek oluyor. Ona bu dini anlatarak ilk namaz talimlerini yaptırıyorlar. İslâm’ın gönülleri okşayan iklimine yavaş yavaş girmeye başlayan Furkan Ramazan’ın başından itibaren oruç tutmaya başlıyor. Arkadaşlarıyla beraber teravihe gidiyor. Ve artık kendini hakiki bir Müslüman gibi hisseden Furkan şahitlerin huzurunda kelime-i şehadet getiriyor.
31 Ağustos 2010 Salı günü bütün Bâb-ı Âlem personeli olarak Furkan’la beraber Fatih Camii’ne gittik. Hep beraber öğle namazını kıldıktan sonra cami içerisinde Emin Saraç hocamızın yanına vardık. Kendisine durumu izah ederek hayır duasını aldık. Ardından Furkan kendisine (manası da önceden) söylenen sözleri tekrar ederek Rabbinin ve şahitlerin huzurunda Müslüman oldu.