"Filistinli tüm gruplarla görüşülmeli"
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde konuştu
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Orta Doğu'da sorunlara kapsamlı bir barış vizyonu çerçevesinde yaklaşılması gerektiğini belirterek, bölgede barış sürecinin tüm ayaklarıyla daha fazla gecikmeksizin canlandırılması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Orta Doğu konulu toplantısında Türkiye adına yaptığı konuşmada, bölgedeki gelişmelerin hızının uluslararası toplumun her zaman bu konuda faal ve hazır olmasını gerektirdiğini belirtti.
Bölgedeki hayal kırıklığı yaratan sorunlara karşın karamsarlığa yer olmadığına inandığını kaydeden Davutoğlu, bu kapsamda son dönemdeki diplomatik faaliyetler ile uluslararası toplumun bölgede barış ve istikrar sağlama nihai amacına ulaşma yönündeki kararlılığının gelecek için umutları arttırdığını ifade etti.
-KAPSAMLI YAKLAŞIM-
Davutoğlu, Orta Doğu'daki sorunların birbiriyle bağlantılı hale geldiğine işaret ederek, ''Bu yüzden kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyacımız var ve barış sürecinin tüm ayaklarıyla daha fazla gecikmeksizin canlandırılması gerektiğine inanıyoruz'' dedi.
Filistin sorununun ve Arap-İsrail ihtilafının, uluslararası toplumun ve Türkiye gündeminin başında yer aldığını belirten Davutoğlu, Filistinlilerin de kendi aralarındaki ayrılıkları sona erdirmeleri gerektiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu çerçevede Filistinli grupların önemli meselelerle uğraşmak için kendi aralarında ortak zemin bulmaları gerektiğini, bunun da ulusal birlik hükümetinin kurulmasını, devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasını sağlayacağını söyledi.
-FİLİSTİNLİ TÜM GRUPLAR MUHATAP ALINMALI-
Davutoğlu ''Halk tarafından desteklenen güçlü bir Filistin yönetiminin kurulması çok önemli. Türkiye, Filistinli gruplar arasında ulusal uzlaşma görüşmelerinin başarıya ulaşmasını umut ediyor ve Mısır'ın bu yöndeki çabalarını desteklemeye devam ediyor'' diye konuştu.
Konuşmasında Filistinli tüm grupların muhatap alınması gerektiği mesajını veren Davutoğlu, halk tarafından desteklenen her Filistinli grubun barış ilkelerine bağlı olmasının sağlanması gerektiğini belirtti. Davutoğlu, bu kapsamda roket saldırılarının durmasının olumlu ve cesaret verici bir işaret olduğunu söyledi.
-İSRAİL'DEKİ YENİ YÖNETİME UYARI-
İsrail'deki yeni hükümetinin barış süreciyle ilgili umutları ve iki devletli çözüm yönündeki taahhüdünü yenileyecek bir siyaset benimsemesini ümit ettiklerini belirten Davutoğlu, İsrail yönetimini özellikle ''bölgedeki insani durum'' ve ''Kudüs'ün statüsü'' konusunda da uyardı.
Davutoğlu, İsrail'in ''Yahudi yerleşim birimi inşa faaliyetlerinin, Filistinlilerin ve Filistinlilere insani yardım malzemeleri gidişinin kısıtlamasının, Kudüs'ün niteliğini ve statüsünü değiştirebilecek, Doğu Kudüs'ü Filistin topraklarından daha da tecrit edecek adım ve tasarruflarının'' endişe edici olduğunu kaydederek, bunların barış çabalarına engel olabileceğini belirtti. Bu yaklaşımların yol haritası kapsamında tarafların yükümlülüklerine, aynı zamanda Annapolis'in ruhuna aykırı olduğunu ve durması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, Arap Barış girişiminin de Arap ülkeleri ve İsrail arasında barış için son derece sağlam temel oluşturduğunu, İsrail'in bu girişime hak ettiği dikkati vermesi gerektiğini de söyledi.
-BMGK BAŞKANLIK BİLDİRİSİNE DESTEK-
Davutoğlu, toplantının sonunda kabul edecekleri başkanlık bildirisinin daha kapsamlı olabileceğini ancak bu haliyle de Türkiye'nin BMGK bildirisine destek vereceğini belirtti.
Konuşmasında başkanlık bildirisini Türkiye olarak nasıl yorumladıklarını da anlatan Davutoğlu, ''Kapsamlı barışın ancak Orta Doğu'da barış sürecinin bütün ayaklarının canlandırılmasıyla sağlanabileceği vurgulanmalıdır. İkinci olarak ise Filistin topraklarında, özellikle Gazze'deki insani durum görmezden gelinemez'' diye konuştu.
Bakan Davutoğlu bu kapsamda başkanlık bildirisinde BMGK'nın son Gazze çatışmasını durdurmak amacıyla 8 Ocak 2009 tarihinde kabul edilen 1860 sayılı kararına atıfta bulunulmasının uygun, ancak yeterli olmadığını belirtti. Davutoğlu, 1860 sayılı kararın tam olarak uygulanması gerektiğini ve Gazze'deki insani durumla, tüm bölgeye engelle karşılaşmadan insani yardım sağlamak gerektiğini vurguladı.
-TÜRKİYE'NİN YAKLAŞIMI-
Davutoğlu konuşmasında, Türkiye'nin bölgeye yönelik dış politikasının önceliklerinden birini, tüm taraflarla diyalog kanallarını açık tutmak ve aktif olmak şeklinde tanımladı ve diğer kimi ülkelerin de bu siyasetin önemini anlayarak benzer yaklaşımlar benimsediklerini belirtti.
Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin Orta Doğu'da ''İsrail ve Filistin olarak yan yana, barış içinde, güvenli ve tanınmış sınırlar içinde iki demokratik ülke olarak yaşamaları vizyonunu temel alan kapsamlı, adil ve kalıcı barış çabalarına'' katkıda bulunmaya devam edeceğini kaydetti. Barış ümidi tükenirse bunun bölgedeki insanların daha fazla acı çekmelerine yol açacağını, ayrıca aşırılık ve terörizm için uygun zemin hazırlayacağını bildirdi.
Bu açıdan gelecek günlerde diplomatik çabaların artması gerektiğini söyleyen Davutoğlu, Moskova'da uluslararası Orta Doğu barış süreci konferansının toplanmasının önemli olduğunu kaydetti.
Davutoğlu sözlerinin sonunda İsrailliler ve Filistinlilerin kaderlerinin birlikte yaşamak ve çalışmak olduğunu belirterek, ''iki toplumun düşman olmayı seçerlerse birlikte acı çekeceklerini, oysa iyi komşu ve dost olmayı seçerlerse birlikte refaha ulaşacaklarını, bu yüzden doğru karar verme zamanı olduğunu" söyledi.