Fethullah Gülen Türkiye'ye gelemez!
Akşam Gazetesi yazarı Emin Pazarcı, Fethullah Gülen için yapılan 'Türkiye'ye dön' çağrılarını yorumlayarak, Gülen'in Türkiye'ye dönemeyeceğini söyledi.
İşte Pazarcı'nın yazısı:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Şahin, Fethullah Gülen'e yönelik olarak daha önce yaptığı çağrıyı yeniledi:
-Kardeşiniz öldü cenazesine gelemediniz. Gelin artık Türkiye'ye. Yoksa orada sizi istemediğiniz şekilde bağlantılar içine mi soktular, bırakmıyorlar mı?
İçine girdiği bağlantılar, bırakıp bırakılmaması ayrı bir tartışma konusu. Ama hiçbir bağlantısı olmasa da F. Gülen, artık Türkiye'ye gelmez, gelemez.
Bitti o iş!
“Paralel devlet” iddialarıyla birlikte son günlerde ortaya dökülen bilgi ve belgelerden sonra nasıl gelecek?
Şimdi denilebilir ki:
-Uzlaşılır, anlaşılır, mesele kapanır gider.
Yok öyle şey. Diyelim ki uzlaşıldı. Bun neyi değiştirir?
Başbakan bir suç duyurusunda bulundu mu? Bulundu. Bazı sivil toplum örgütleri aynı şeyi yaptı mı? Yaptı. Yine bazı vatandaşlar “Burada suç var” diye savcıları göreve çağırdı mı? Çağırdı.
Şimdi hiçbir savcı “Ben bu suç duyurularını işleme koymuyorum” diyemez. Nitekim demediler de.“Paralel yapıyla” ilgili soruşturmalar başladı. Öyle görünüyor ki, sırada başkaları da var.
Sonuçta ne çıkar bilemem. Ama bildiğim bir şey var: Fethullah Gülen yapı itibarıyla böyle bir riske giremez. Bu aşamada kendisi için güvenli bulduğu Pensilvanya'dan hiçbir yere kıpırdamaz.
Üstelik soruşturmalar yeni başladı. Devletin en tepe yöneticilerinin “Daha neler var neler”dedikleri bir yapıyla ilgili yarın öbür gün neler çıkacağı da belli değil!
***
Şimdi kimse gücenip darılmasın, kusura bakmasın, ama… Suçlamalar öyle yenilir yutulur gibi değil.
Şaka yapılmıyor, devlet içindeki illegal bir yapılanmadan bahsediliyor. Ortada seçilmiş hükümete darbe iddiaları var. Devlet içinde bulunduğu iddia edilen “paralel yapı” ajanlıkla suçlanıyor. Vesaire, vesaire…
Bunların da Türk Ceza Kanunu'ndaki karşılığı belli: Bizim Ceza Kanunumuz, bu suçlar kanıtlandığı takdirde en ağır cezanın verilmesini öngörüyor.
Yakın geçmişte yaşadıklarımız, henüz hafızalardan silinmedi…
Bu tür suçları sadece ve sadece “planladıkları” iddia edenlerin aldıkları cezalar ortada. “Paralel yapıda” ise, plandan çok daha ileri “teşebbüs” iddiaları var. Sözün kısası, karşı karşıya kaldığımız durum, küçümsenecek, hafife alınacak gibi değil.
Kanıtlandığı takdirde, nerelere uzar, nerelere! Hoca böyle bir ortamda nasıl gelir Türkiye'ye?
***
Sık sık deniliyor ki:
-Ama paralel yapının içinde çok temiz insanlar da var. O yüzden bu mesele daha fazla büyütülmemeli.
Bir hukuk devletinde söylenecek laf mı bu?
Orada temiz, hatta tertemiz insanların bulunmaları, onların gerçekten çok iyi niyetli olmaları neyi değiştirir? Böyle bir durum, işlenen bir suç varsa, “onların yüzü suyu hürmetine” üzerine gidilmemesini mi gerektirir?
Tabii ki hayır!
Onlar tefrik edilir. İyi niyetli ile kötü niyetli birbirinden ayrılır, suçlu ile suçsuz ayrı ayrı değerlendirilir. Ama varsa işlenen bir suç hiçbir zaman cezasız kalmaz. Tersi söz konusu olursa, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti değil, “ananas cumhuriyeti” olur. İster kabul edin, ister etmeyin, kurallar böyle!
***
Elbette Fethullah Gülen de bunları iyi biliyor. Bilmiyorsa da çevresinde kendisini uyaracak hukukçular var.
Her şey güllük gülistanlıkken Türkiye'ye gelmeyen ve ABD'ye yerleşen bir insan böyle bir riske girer mi?
Girmez elbette.
Siz istediğiniz kadar çağrı yapın. Ne söylerseniz söyleyin. Hatta Türkiye'ye dönmesi için dilediğiniz kadar tahrik edin. Durum değişmeyecek. Fethullah Gülen, Türkiye'ye gelmeyecek, ge-le-me-ye-cek.
Var mı iddiaya giren?
Ben varım da!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.