Fazıl Say'dan Taraf'a mektup
Arabesk müziğe ve onu dinleyenlere söylediği sözlerle büyük tepki toplayan Fazıl Say mektup yazarak günah çıkarttı
Son dönemde her yaptığı ve söylediği ile olay olay Fazıl Say, Taraf gazetesine mektup yazdı. "Arabesk
İşte Say'ın mektubundan bir bölüm:
Uzlaşabiliriz...
HİÇBİRİ UMRUNDA OLMADI
Umurunda olmadı ne Nasreddin Hoca'nın danslarını bestelemem, ne Kara Toprağı, Veysel'i, Dede Efendi'yi, İstanbul Senfonisi'ni, Nâzım Oratoryosu'nu, rakı masasındaki Alevi Dedeleri,
VATAN HAİNİ DEĞİLSİN ELBETTE
Sen hep manipülasyonlar içindeki medyanı
SUÇUN TAMAMI DEĞİLSE DE ÇOĞU SENDE
Vatanın haini olman gerekmiyor, insani duygulara ihanet etmen yeterli. Bak; kendi kültürümüzü, Itrî'yi, Veysel'i, Dede Efendi'yi Erkin'i ve tüm evrenselliği savunup, iğrenç ticari müzikleri hâlâ sana zararlı bulduğumu tüm samimiyetimle tekrarlıyorsam ve sen yine de kaldığın yerde sayıklıyorsan: ilerlemek, keşfetmek, öğrenmek, ölüm kültüründen ayrılmak istemiyorsan, e o zaman, Nâzım Hikmet haklıymış... “Suçun tamamı değilse de çoğu sende” derken...
YALAKALIKLARA SANAT DİYORSUN
Türkiye'nin ekonomisi iki kat büyümüş olabilir, 10 kat daha da büyüyebilir, dünyanın en zengin ülkesi de olabilirsin. Ama şunu unutma ki senin, sana ait gerçek bir kültürün olmazsa, gerçek sanatın, sanatçıların olmazsa sen asla büyük bir memleket yaratamazsın... Gülünç ve vahim bir halde postmodern yalakalıklara sanat der durursun... Ve bunu kimse yutmaz...
BEN SANA ELİMİ HEP UZATTIM
Uzlaşabiliriz ama sen de artık bir adım at ki uzlaşalım. Bin tane köşe yazarı, 10 bin tane “anti- Fazıl Say” köşe yazısı yazsa ne olacak? Mezopotamya Senfonisi değersiz bir eser mi olacak? Ne olacak? Lütfen bir adım at, uzlaşabil benimle... Ben sana elimi hep uzattım. Hiçbir zaman görmedin... Görmek istemedin...
GÜÇSÜZ BİRİ OLSA İNTİHAR EDERDİ
Her gün filanca bakanından filanca belediye başkanına, filanca köşe yazısından filanca televizyon tartışmasına müthiş bir baskı altındayım... İnsanca değil bu. Güçsüz biri intihar ederdi... Bir kişiye karşı milyon kişi... Sebep? Düşmanın değilim. Dostunum... Artık gör istiyorum...
MÜSLÜM BABA'YA SAHİP ÇIKARIM
Müzik tartışabiliriz, en sert şekilde de tartışabiliriz ama bu ölüm döşeğindeki Müslüm Gürses'e acil şifa ve hayatta kalması dileklerimi yollamama engel değildir. Kavga da insanidir, dayanışma da insanidir. Ölümden yana değiliz... Yaşamaktan yanayız... Müslüm Baba'ya bu yüzden sahip çıkarım, derinliğimle ve samimiyetimle...
HEP BENİ KARALADINIZ
Evet, ben arabesk müziğine sert eleştirilerde bulundum. Sizler ise hep “bana” sert çıkıştınız... Hanginiz, etik olarak “arabesk müziği şuşu- şu yüzden iyidir, önemlidir” yazdınız? Hanginiz kültür olarak arabeski savundunuz? Sadece ben deyince bana çıkıştınız. Tartışmadınız. Hep beni karaladınız... Süje yoktu. Süje Fazıl Say'ı ezmek idi...
BEN ÇOK İNANÇLI BİR İNSANIM
Bakın;
Benim için inançsız diyorlar... Bu yanlış. Ben inançlı bir insanım hem de çok... Seslere olan inancım. Seslerin anlattığı hikâyelere... Günde 30-40 tane “çocuğumuz müziğe çok yetenekli, ne yapalım” tarzı email alıyorum. Buraya dikkat; “müzikte yetenek.” Evet, müzik çünkü bu açıklanamaz soyut ögeyi beraberinde gerektiriyor; Yetenek! Yetenek çünkü evrensel olan... Ve “evrensel olamayan” bir konumda benimle tartışma yapmaya devam ediyorsunuz... İşte bu yüzden tıkanıyoruz. İşte bu yüzden en sert turnusollerim bile cevapsız kalıyor. Bir oyun gibi... Benim için bir oyun gibi... 21. yüzyıldayız. Benimle konuşabilirsiniz. Uzlaşım var; konuşabilirsiniz. Yani diyeceğim odur ki, bu iğrenç ve geri bulduğum müzik türü ile ilgili “vatan haini” gibi yanlış bir cümle ağzımdan çıkmış olabilir ve ben bu yanlışımı düzeltmiş olabilirim, siz peki neyi düzelttiniz? Arabesk neyi düzeltti?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.