Evliyim chat yapma kul hakkına girermi?
Bugün yazaı Mehmet Paksu; Sorularınızı yanıtlıyor ve sorunlarınıza çözüm üretiyor.
Mehmet PAKSU yazdı....
Hayırlı günler! Evli bir kişinin internette birisiyle konuşması ve konuşmaya teşebbüs etmesi kul hakkına girer mi? (Rumuz: Demirci)
İnternette karşı cinslerin birbirleriyle görüşmesi, konuşması normal bir konuşma değildir. Bir erkek yabancı bir kadınla veya bir kadın yabancı bir erkekle konuşmasında duygusallıktan öte neleri konuşur?
Yapılan bu görüşmeler ve konuşmalar sözü/lafı döndürür, dolaştırır nerelere götürür? Hatta bu konuşmalar saatlerce sürer, belli aralıklarla günlerce, aylarca devam ederse, sonuç nereye varır, hangi amaca hizmet eder?
Herkesin bu konuşmaların nereye varacağını rahatlıkla tahmin eder. Öyleyse ne ihtiyaç vardır? Meşru bir ihtiyaçtan kaynaklandığını kimsenin iddia etmesi mümkün değil.
Evli bir erkek kendine dinen yabancı sayılan bir kadınla konuşurken eşi bunu fark ettiğinde, konuşmayı hemen keser mi yoksa devam mı eder?
Hemen keser. Niçin keser? Çünkü yaptığı eşine karşı bir sadakatsizlik, bir güvensizliktir, bir saygısızlık ve bir sevgi yıpranmasıdır.
Bundan sonra eşine günlerce dil dökse, yalvarsa yakarsa, özür dilese, pişmanlık konuşmaları yapsa, ne kadar inandırıcı olur, ne kadar ikna eder? Yaptığı bu hatayı düzeltmek için ne yaparsa yapsın, aynı sevgiyi bulabilir mi?
Konuşan kişi ya kadınsa; eşi bunu öğrendiğinde, fark ettiğinde nasıl bir tepki gösterir? Tepkinin dozajını tahmin etmek mümkün mü? Tartışmalar, kavgalar, küsmeler, darılmalar, çekip gitmeler birbirini takip eder.
Toplumda bir anlık nefsine uyarak yapılan bu yanlışların aileler arasında onarılması mümkün olmayan ne kadar yıkımlara sebep olduğunu okuyoruz, duyuyoruz. Bu konuda sadece bize ulaşan o kadar e-postalar var ki, şikâyetler, ıstıraplar, ihanetler, gözyaşları; sonunda yıkılmaya yüz tutan o mutlu yuvalar, ortada kalan çocuklar ve çekiler, eziyetler...
Değer mi bunlar? Yazık değil mi? Ne geçer ele? Daha mı iyi oldu şimdi? Nasıl telafi edeceksin? Kaybettiğin mutluluğu tekrar bulabilecek misin?
Hepsi bir meraktan öteye geçmeyen "basit/küçük" olarak başlayan bir konuşma, nelere mal oluyor, insana neleri kaybettiriyor?
Burada hak da geçer, hukuk da geçer, sevgi-saygı da berhava olur, sadakat ve emniyet de yara alır.
En güzeli, ne o acı biberi ye, ne de ağzın acısın...
İffet gibisi var mı? Hayâ gibi nimet kimin eline geçer?
Evleneyim mi bu gençle?
Ben yaklaşık 1 sene önce tövbe ettim ve Rabbimin yoluna döndüm. Eski arkadaşlarımdan birisi, kendisine yardım etmemi ve kendisiyle evlenmemi istiyor. O da dönmek istiyor ama tek başına yapamıyormuş. Ben bu konuda çekiniyorum. Çünkü şu an o Allah'ın rızasına uygun yaşamıyor. Bu yüzden güvenemiyorum ama aynı zamanda mes'ul almaktan da korkuyorum. Ne yapmalıyım sizce? (Rumuz: Hidayet eli)
Sorunuzda üç çekinceniz var. "Çekiniyorum, güvenemiyorum, korkuyorum" diyorsunuz. Her üçünde de yerden göğe kadar haklısınız. Aynı zamanda gerçekçisiniz.
Öyle hemen duygusal davranıp, bir hevese kapılıp karar veremiyorsunuz. Bu yaklaşımınız da makul gerekçelere dayanıyor.
Siz şu anda bulunduğunuz hale kolay gelmemişsiniz, kolay dönmemişsiniz, kolay ulaşmamışsınız. Çünkü insanın alışkanlıklarını, zevklerini, çevresini, arkadaşlarını, hayatını değiştirmesi çok basit ve kolay olmuyor.
Bu hale gelinceye kadar ne kadar ikilemler yaşamışsınız, ne kadar badireler atlatmış, ne kadar zorluklar aşmışsınızdır.
Kararınızı verirken çok sağlam bir irade eğitiminden geçmişsiniz. Siz iradenizi kullanırken "hidayet nimeti" bir devlet kuşu başınıza konmuş, "saadet müjdesi" bir define gibi önünüze açılmış.
O arkadaşınız gerçekten sizin inanç portföyünüze, sizin değerler manzumenize yaklaşmak istiyorsa, bunun için size evlenme teklifinde bulunması, çok erken bir düşünce...
Önce şöyle ciddi bir adım atsın. Geleceği iklime merak salsın, sorular sorsun, bilgi sahibi olmayı denesin, İslami konularda kitaplar okumaya başlasın. Alışkanlıklarından, yanlışlarından, hatalarından kurtulmaya, uzak durmaya çalışsın.
Çünkü sağlam evlilikler ruh, kalp ve inanç birliği üzerine kurulmalı ki yaşasın. Yoksa "verilen sözler" çok kere verildiği yerde kalıyor. "Bugün yaparım, yarın yaparım" derken, bir de bakıyorsunuz ki, bir arpa boyu yol almamış.
"Pembe vaatler" yerine, ciddi yaklaşımlar devreye girsin.
"Her bulut yağmur getirmiyor, sadece bir gölge yapıp geçiyor."
Soru ve sorunlarınız için; mpaksu@bugun.com.tr adresine mail gönderebilirsiniz....
Hayırlı günler! Evli bir kişinin internette birisiyle konuşması ve konuşmaya teşebbüs etmesi kul hakkına girer mi? (Rumuz: Demirci)
İnternette karşı cinslerin birbirleriyle görüşmesi, konuşması normal bir konuşma değildir. Bir erkek yabancı bir kadınla veya bir kadın yabancı bir erkekle konuşmasında duygusallıktan öte neleri konuşur?
Yapılan bu görüşmeler ve konuşmalar sözü/lafı döndürür, dolaştırır nerelere götürür? Hatta bu konuşmalar saatlerce sürer, belli aralıklarla günlerce, aylarca devam ederse, sonuç nereye varır, hangi amaca hizmet eder?
Herkesin bu konuşmaların nereye varacağını rahatlıkla tahmin eder. Öyleyse ne ihtiyaç vardır? Meşru bir ihtiyaçtan kaynaklandığını kimsenin iddia etmesi mümkün değil.
Evli bir erkek kendine dinen yabancı sayılan bir kadınla konuşurken eşi bunu fark ettiğinde, konuşmayı hemen keser mi yoksa devam mı eder?
Hemen keser. Niçin keser? Çünkü yaptığı eşine karşı bir sadakatsizlik, bir güvensizliktir, bir saygısızlık ve bir sevgi yıpranmasıdır.
Bundan sonra eşine günlerce dil dökse, yalvarsa yakarsa, özür dilese, pişmanlık konuşmaları yapsa, ne kadar inandırıcı olur, ne kadar ikna eder? Yaptığı bu hatayı düzeltmek için ne yaparsa yapsın, aynı sevgiyi bulabilir mi?
Konuşan kişi ya kadınsa; eşi bunu öğrendiğinde, fark ettiğinde nasıl bir tepki gösterir? Tepkinin dozajını tahmin etmek mümkün mü? Tartışmalar, kavgalar, küsmeler, darılmalar, çekip gitmeler birbirini takip eder.
Toplumda bir anlık nefsine uyarak yapılan bu yanlışların aileler arasında onarılması mümkün olmayan ne kadar yıkımlara sebep olduğunu okuyoruz, duyuyoruz. Bu konuda sadece bize ulaşan o kadar e-postalar var ki, şikâyetler, ıstıraplar, ihanetler, gözyaşları; sonunda yıkılmaya yüz tutan o mutlu yuvalar, ortada kalan çocuklar ve çekiler, eziyetler...
Değer mi bunlar? Yazık değil mi? Ne geçer ele? Daha mı iyi oldu şimdi? Nasıl telafi edeceksin? Kaybettiğin mutluluğu tekrar bulabilecek misin?
Hepsi bir meraktan öteye geçmeyen "basit/küçük" olarak başlayan bir konuşma, nelere mal oluyor, insana neleri kaybettiriyor?
Burada hak da geçer, hukuk da geçer, sevgi-saygı da berhava olur, sadakat ve emniyet de yara alır.
En güzeli, ne o acı biberi ye, ne de ağzın acısın...
İffet gibisi var mı? Hayâ gibi nimet kimin eline geçer?
Evleneyim mi bu gençle?
Ben yaklaşık 1 sene önce tövbe ettim ve Rabbimin yoluna döndüm. Eski arkadaşlarımdan birisi, kendisine yardım etmemi ve kendisiyle evlenmemi istiyor. O da dönmek istiyor ama tek başına yapamıyormuş. Ben bu konuda çekiniyorum. Çünkü şu an o Allah'ın rızasına uygun yaşamıyor. Bu yüzden güvenemiyorum ama aynı zamanda mes'ul almaktan da korkuyorum. Ne yapmalıyım sizce? (Rumuz: Hidayet eli)
Sorunuzda üç çekinceniz var. "Çekiniyorum, güvenemiyorum, korkuyorum" diyorsunuz. Her üçünde de yerden göğe kadar haklısınız. Aynı zamanda gerçekçisiniz.
Öyle hemen duygusal davranıp, bir hevese kapılıp karar veremiyorsunuz. Bu yaklaşımınız da makul gerekçelere dayanıyor.
Siz şu anda bulunduğunuz hale kolay gelmemişsiniz, kolay dönmemişsiniz, kolay ulaşmamışsınız. Çünkü insanın alışkanlıklarını, zevklerini, çevresini, arkadaşlarını, hayatını değiştirmesi çok basit ve kolay olmuyor.
Bu hale gelinceye kadar ne kadar ikilemler yaşamışsınız, ne kadar badireler atlatmış, ne kadar zorluklar aşmışsınızdır.
Kararınızı verirken çok sağlam bir irade eğitiminden geçmişsiniz. Siz iradenizi kullanırken "hidayet nimeti" bir devlet kuşu başınıza konmuş, "saadet müjdesi" bir define gibi önünüze açılmış.
O arkadaşınız gerçekten sizin inanç portföyünüze, sizin değerler manzumenize yaklaşmak istiyorsa, bunun için size evlenme teklifinde bulunması, çok erken bir düşünce...
Önce şöyle ciddi bir adım atsın. Geleceği iklime merak salsın, sorular sorsun, bilgi sahibi olmayı denesin, İslami konularda kitaplar okumaya başlasın. Alışkanlıklarından, yanlışlarından, hatalarından kurtulmaya, uzak durmaya çalışsın.
Çünkü sağlam evlilikler ruh, kalp ve inanç birliği üzerine kurulmalı ki yaşasın. Yoksa "verilen sözler" çok kere verildiği yerde kalıyor. "Bugün yaparım, yarın yaparım" derken, bir de bakıyorsunuz ki, bir arpa boyu yol almamış.
"Pembe vaatler" yerine, ciddi yaklaşımlar devreye girsin.
"Her bulut yağmur getirmiyor, sadece bir gölge yapıp geçiyor."
Soru ve sorunlarınız için; mpaksu@bugun.com.tr adresine mail gönderebilirsiniz....