Evli kadın işçilere müjde

Evli kadın işçilere müjde

Anayasa Mahkemesi, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde hizmet akdini sona erdirmesi durumunda

kıdem tazminatına hak kazanmasının, kadının toplum ve aile yaşamında üstlendiği sorumluluk, görev ve paylaşım gibi toplumsal gerçekler nedeniyle Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmadığını bildirdi.İzmir'de evlenme nedeniyle iş akdini feshederek işten ayrılan kadın işçi, kıdem tazminatı istemiyle İzmir 6. İş Mahkemesi'ne dava açmış, mahkeme de söz konusu kuralın kadın ve erkek işçiler arasında ayrıma neden olduğu savı ve Anayasa'ya aykırı olduğu kanısıyla, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Başvuruyu esastan inceleyerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, itiraz konusu kuralda, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi isteği ile hizmet akdini sona erdirmesi halinde kıdem tazminatına hak kazanacağının öngörüldüğünü belirtti.

Kadının toplum ve aile yaşamında üstlendiği sorumluluk, görev ve paylaşım gibi toplumsal gerçekler kadın çalışanlar yararına değişik kural ve uygulamaları gerekli kılabileceğinden, kadın çalışanların durum ve konumlarındaki özellikleri gözetilerek getirilmiş bulunan kuralın Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmadığına işaret edilen kararda, kadının Anayasa'nın 41. maddesi kapsamında değerlendirilerek özel olarak korunacağının da belirtildiği vurgulandı. Kadın işçileri koruyan düzenlemelere uluslararası sözleşme ve kararlarda da yer verildiği ifade edilen kararda, “aile hukuku” öğretisinde de zorunluluklar ve toplumsal gerçekler karşısında kadının korunması, aile bağlarının güçlendirilmesi, evlilik birliğinde düzen ve uyum sağlanması gerektiği gibi hususlarda yaygın görüşlerin bulunduğu anımsatıldı. Kararda, “Kimi sosyal gerçeklerin doğurduğu zorunluluktan kaynaklanan ve aile birliği içerisinde yüklenilen görevlerin boyut ve önemi gözetilerek evlenmesi nedeniyle hizmet akdini kendi arzusu ile sona erdiren kadın çalışanı ve aile birliğini korumaya yönelik düzenlemenin, Anayasa'ya aykırılığından söz edilemez” denildi. Anayasa Mahkemesi, itirazın reddine oy çokluğuyla karar verdi.


KARŞI OY YAZISI: “CİNSİYET FARKI BU AYRIMIN GEREKÇESİ OLAMAZ”


Yüksek Mahkeme üyeleri Fulya Kantarcıoğlu ve Zehra Ayla Perktaş ise karşı oy yazılarında evliliğin eşler arasında eşitlik ilkesine dayandırıldığını belirterek, şu görüşleri savundu:

“Bu eşitlik çerçevesinde yasa koyucu evlilik birliğinin kurulması sonucu işten ayrılmayı, kıdem tazminatına hak kazanma için geçerli bir neden olarak görüyorsa, evlilik birliğinin bir tarafını diğerine üstün tutamaz. Salt cinsiyet farkı, böyle bir ayırımın gerekçesi olamaz. Bu kadın lehine dayanağını Anayasa'dan alan pozitif ayırımcılık değil erkeğe ve kadına verilen geleneksel rolün erkek yönünden doğurduğu negatif yansımadır. Öte yandan, evlenme nedeniyle isteğe bağlı olarak iş akdinin sona erdirilmesinde, kadına kıdem tazminatı ödenerek bu durumun, özendirici hale getirilmesinin, kadının iş yaşamından uzaklaştırılmasına da neden olabileceği gözetildiğinde, geleneksel yaklaşımlarla kadının korunması amaçlanırken, aslında kadınla erkek arasında bu konudaki yasal düzenlemelere karşın uygulamada varlığını sürdüren ve Anayasa'nın 10. maddesine eklenen fıkra ile giderilmeye çalışılan eşitsizliğin daha da derinleşmesine yol açılması olasılığı, varsayımdan öte üzerinde durulması gereken Anayasal bir sorun oluşturmaktadır. Çağımızda kadın, geleneksel yaklaşımlarla değil, toplumun eşit haklara sahip bireyi olarak erkeklerle aynı hukuksal konuma getirilebilmesi amacıyla Anayasal korumadan yararlandırılmalıdır. Bu tür korumaya gereksinim duyulmadığı durumlarda ise erkeklerin kadınların yararlandığı olanaklardan yoksun bırakılmaları onlar yönünden açık bir eşitsizlik yaratacağından Anayasa'nın 10. maddesine aykırılık oluşturur. Belirtilen nedenlerle itiraz konusu Kural'ın iptali gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyız.”