ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aras, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dikkati çekti:
"İthal kaynaklara bağlı enerji politikalarımız yerine yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ağırlıklı olduğu enerji politikalarımızın oluşturulması sayesinde yaşanan son kriz rahatlıkla fırsata dönüştürülebilir"
ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tasarruf Ekonomisi ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Haydar Aras, son dönemde doğal gazla ilgili yaşanan gelişmeler karşısında yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine dikkati çekti.
ESOGÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Başkanı da olan Aras, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin küresel doğal gaz fiyatlarındaki artışlar ve İran'dan gaz akışının kesilmesi gibi sıkıntılarla karşılaştığını hatırlattı.
Bu sürecin, gaz ithalatı maliyetlerini artırdığına değinen Aras, şu ifadeleri kullandı:
"İthal kaynaklara bağlı enerji politikalarımız yerine yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ağırlıklı olduğu enerji politikalarımızın oluşturulması sayesinde yaşanan son kriz rahatlıkla fırsata dönüştürülebilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının artırılması için öncelikle, yenilenebilir enerji kaynaklarında elektrik enerjisi üreten sistemlerin yerli imalatını yapmak zorundayız. Ülkemizin bununla ilgili bir sanayi modeline acilen ihtiyacı var. Oluşturacağımız sanayi modelinin istihdama katkısı da büyük olacaktır."
- "Kaynakların verimli kullanımı ve tasarrufu önemli"
Prof. Dr. Aras, güneş enerjisinden sıcak su elde etmede yararlanılan termal uygulamaların desteklenmesiyle, fosil kökenli yakıt kullanımının minimuma inebileceğini belirtti.
Temiz enerjiye ulaşım konusunda çok düşük maliyetli kredilere erişim sağlanarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten sistemlerin yaygınlaşabileceğini aktaran Aras, şöyle devam etti:
"Sürdürülebilirlik, yaşam kalitesini düşürmeden düşünce tarzında değişiklik gerektiren bir kavramdır. İnsanın yaşamını devam ettirmesi kaynakların sürdürülebilirliğine bağlıdır. Mevcut bakış açımızla geldiğimiz noktada küresel ısınma, artan çevre felaketleri gibi doğa olaylarını çok sık duymaktayız. Eğer insan, yaşamını sürdürmek istiyorsa alışkanlıklarını değiştirmek durumundadır. Dünyamızı koruyabilmek ve sürdürülebilirliği temin edebilmek için enerjinin, suyun ve besin kaynaklarımızın verimli kullanımı ve tasarrufu son derece önem arz eden bir konudur."
Küresel ısınmaya yol açan karbondioksit, su buharı, azot oksitler ve kloroflorokarbon gazlarının atmosferdeki miktarlarının azaltılmasının pek çok mühendislik disiplininin temel amacı haline geldiğini bildiren Aras, bu azaltımın, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki payını artırmakla, enerji tasarrufu ve enerjiyi verimli kullanmakla mümkün olacağını sözlerine ekledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.